Dikkat: yarım hasta olabilirsiniz!
Abone olSağlık uzmanları, insanların çoğunun yatağa düşürmeyen, işe gitmeyi engellemeyen hastalık belirtilerinin 'yarım hasta' diye nitelenen bir rahatsızlığa dikkat çekti.
Erciyes Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Külahlı, toplumun önemli bölümünün, yatağa düşürmeyen, işe gitmeyi engellemeyen hastalık belirtileri taşıdığını belirterek, "Yarım Hasta" diye tabir edilen bu kişilerin, belirtileri önemsemedikleri için ciddi hastalık riskiyle karşı karşıya olduklarını bildirdi. Prof. Dr. Külahlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağır kış şartları nedeniyle, üst solunum yolu enfeksiyonları ile enfeksiyon belirtisi taşıyan kişilerde önemli artışlar yaşandığını belirtti. Hastanelere başvuranlardaki artış kadar, belirti taşıyıp hastane ya da doktora başvurmayan kişi sayısının önemsenmesi gerektiğini kaydeden Külahlı, aslında bu durumun toplum sağlığı açısından önemli risk unsuru taşıdığını söyledi. Burun ve geniz akıntısı, boğaz yanması, hafif kırgınlık gibi şikayetleri olan kişilerin, yatağa düşürmediği ve işe gitmeyi engellemediği gerekçesiyle belirtileri önemsemediğini ifade eden Külahlı, bu tür kişileri "Yarım Hasta" diye nitelediklerini anlattı. "Nasılsa geçer" mantığını güden yarım hastaların ciddi hastalık riskiyle karşı karşıya olduklarına dikkati çeken Külahlı, şunları söyledi: "Basit bir burun tıkanıklığını, burun açıcı ilaç kullanmak varken insanlar oluruna bırakıyor. Önemsenmeyen bu durum, nefes almayı zorlaştırıyor, sinüsleri tıkıyor ve sinüzite neden oluyor. Ayrıca, ağızdan nefes alındığı için tonsilit, farenjit gibi boğaz hastalıklarına zemin hazırlıyor. Daha da ilerisi bronşite kadar gidiyor. Hastalıklar zamanla kronikleşebiliyor. Halbuki, küçük bir burun damlası ile bu şikayet bir günde giderilebilir. Ayak üstü atlatılır denilen tüm şikayetlerin büyük kısmı geçse de, ciddi hastalık riskinin yüksek oluşu akıldan çıkarılmamalıdır." Prof. Dr. Külahlı, yarım hastanın yaşam kalitesinin çok düştüğünü, ilerleyen günlerde de ülke ekonomisine yük getirdiğini kaydetti. Külahlı, "Küçük bir ilaçla hastalık başlamadan bitirilebilecekken, bu kez ağır tedavi ve ilaç giderleri gündeme geliyor. Kişi hastanede yatmak zorunda kalıyor. İş gücü kayıpları yaşanıyor" diye konuştu. Hastalık belirtisi görülen kişilerin, kalabalık ortamlardan uzak durmasının ve başka kişilerle ortak eşya kullanmamasının önemli olduğunu dile getiren Külahlı, bol miktarda sıvı alımının, sebze ve et ağırlıklı gıdaları dengeli tüketmenin önemine işaret ederek, şöyle devam etti: "Uykudan önce karbonhidrat ve şekerli gıdalar alınmamalıdır. Uyku sırasında ağız kapalı olacak şekilde yatılmalıdır. Gece, ağız açık uykuya dalınırsa, hafif bir belirti şiddetlenebilir. Taze sebze ve meyvenin bol olduğu ülkemizde, ağır hastalığı olanlar dışında vitamin ilacı alınmamalıdır. Özellikle çocuklarda, burun tıkanıklığı en kısa zamanda açılmalıdır. Çünkü, burun havayı ısıtır, nemlendirir ve temizler. Burun tıkalı olduğunda, kirli, kuru, soğuk hava ağızdan alınır ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlanır. Bademcik, geniz eti ve sinüziti olan çocuklarda, üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı olarak burun tıkanınca, şikayetler daha ağır seyreder ve tekrarlayan kulak iltihapları da başlayabilir."