Bu millet ile olan mücadelelerinde cepheden yaptıkları
saldırılarda başarılı olamayan emperyalist güçler taktik değiştirip
çeşitli tuzaklarla başarılı olmanın yollarını aramışlardır.
Ve maalesef cephe saldırıları ile elde edemedikleri başarıları
kurdukları tuzaklarla elde edebilmişlerdir.
“Böl, Parçala, Yut” taktiğini yüzyıllardır
başarı ile sürdüren emperyalist güçler, sömürmek istedikleri
ülkelerin içine yerleştirdikleri yerli işbirlikçi hainlerle
hazırladıkları ve sahneledikleri tuzaklarda birçok milleti
köleleştirmişlerdir. Emperyalist güçler, bizim içimize de
yerleştirdikleri adamları sayesinde yüzyıllardır boyunduruk altında
tuttukları bu yüce milleti kanaatimce yeni bir tuzağın içine
çekmeye çalışmaktadırlar.
Daha önce yazdığım bir yazıda bu tuzağa dikkat çekmiştim.
Ülkemizde bulunan ve savaştan kaçan Suriyeli mülteciler
üzerinden oynanmak istenen oyuna dikkat çektiğim yazımda hem devlet
yetkilileri hem de halkı uyanık olmaya ve gerekli
tedbirleri almaya davet etmiştim.
Ancak geldiğimiz noktada son günlerde yaşanan olayları tahlil
ettiğimizde maalesef bu tuzağa düştüğümüzü çok acı
bir şekilde müşahede ettim.
Adım adım hazırlanan bu tuzak geçtiğimiz hafta sonu
Saraçhane Parkı’nda sahneye konuldu.
Aslında Saraçhane olayı bir nabız yoklamaydı.
Bir ön hazırlıktı.
Bir kışkırtma düzeneği idi ve dahi çeşitli
platformlar aracılığıyla yapılan sözüm ona davetlerin bile
Suriyeliler merkezli olmadığı kullanılan jargondan
belliydi.
Burada milletin reaksiyonunu ve yumuşak
taraflarını test eden emperyalist güçler bir sonraki
adımlarını çoktan planlamaya başlamışlardır emin olun ki.
Ve bir sonraki tuzağa düşenler maalesef kendilerini hiç de
beklemedikleri kanlı olayların içinde
bulacaklardır bir anda.
Kıvılcımın yakıldığı olaydan sonra ise yangına benzinle koşan
fırsatçılar ülkeyi yangın yerine
çevireceklerdir.
İşin en acı tarafı da bu tuzağa düşenler maalesef toplumun
kalburüstü, akil, aklıselim diyebileceğimiz insanlardan oluşması.
İçimizde kol gezen fırsatçıların bu durumdan dolayı iştahları
kabarıyordur.
Tuzağa çekilmek istenen ve maalesef bu konuda adeta dolduruşa
gelenlere baktığımızda toplumun teveccühünü kazanmış
STK’ları görüyoruz maalesef.
Fert planında da yine toplum tarafından sözüne itibar edilen
insanların bu tuzağa düştüğünü acı bir şekilde görmekteyim. Ayrıca
devlet erkânı da maalesef bu konuda iyi bir sınav veremiyor.
Bizi bizden iyi tanıyan emperyalist güçler milletimizin
yardımlaşma, misafirperverlik ve kardeşlik duygularını
istismar ederek milleti bölmek ve parçalamanın
yollarını uzun zamandır arıyorlardı.
Daha önce Kürtler ve Aleviler üzerinden oynanmak
istenen bu tuzak şükürler olsun ki başarılı olamadı.
Ancak bu sefer Suriyeliler üzerinden ve
Afrikalılar üzerinden oynanan bu korkunç oyun böyle
giderse başarıya ulaşacak gibi duruyor!
Duygularının esiri olan ve iyi niyetle hareket ettiklerinden
şüphem olmayan STK’lara, şahıslara ve devlet erkânına tavsiyem bir
an önce çekilmek istendikleri tuzağın farkına varmaları.
Farkına varmaları ve tuzağın bir sonraki adımına çanak
tutmamaları.
Çünkü tuzağın ikinci adımı geçtiğimiz günlerdeki gibi
olmayacaktır.
Provokatörler ile başlatılan olayları durdurmak
mümkün olmayacaktır.
Tarihin en sinsi devletlerinden olan
İngiltere –İngiliz Yahudi Medeniyeti- ve
ülkesinde yaşanan iç savaşın intikamını almak isteyen
Esed’in kurduğunu düşündüğüm bu tuzağın boşa
çıkmasında en büyük güvencem bu aziz milletin o büyük
ferasetidir.
İnşallah bu millet feraseti ile çekilmek istendiği tuzağı boşa
çıkaracaktır. Ama milletin önünde olan STK’lar, şahıslar ve devlet
erkânının da uyanık olması lazım.
Sonradan yapılacak ah vahların bir faydası olmayacaktır.
Onun için bugünden ihtiyatlı olmakta fayda var.
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser