Dikkat! Kanser riskini artırıyor...
Abone olEksikliği halinde direnç azalması, yorgunluk, halsizlik, kalp hastalığı ve kanser riski ortaya çıkabiliyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Nevrez Koylan, yetişkinlerde omega 3 alınmasının
yararlarının pek çok çalışma tarafından ortaya konduğunu
belirterek, "Omega 3 eksikliği sonucunda direnç azalması,
yorgunluk, halsizlik, kalp hastalığı ve kanser risklerinin artması
gibi sorunlar da ortaya çıkmaktadır" dedi.
Prof. Dr. Koylan, omega 3 ile ilgili yaptığı değerlendirmede,
yetişkinlerde omega 3 alınmasının yararlarının pek çok çalışma ile
ortaya konduğunu belirterek, omega 3 eksikliği sonucunda direnç
azalması, yorgunluk, halsizlik, kalp hastalığı ve kanser
risklerinin artması gibi sorunların ortaya çıktığını söyledi. Prof.
Dr. Koylan, özellikle büyüme çağındaki çocuklar, aktif çalışanlar,
gebeler, süt veren kadınlar, diabetliler, hipertansiyonlular ve 40
yaşın üzerindeki kişilerde omega 3 takviyesinin önemli olduğuna
işaret etti.
Ayrıca kronik hastalığı olanlarda da omega 3 ihtiyacının arttığına
dikkat çeken Prof. Dr. Koylan, bugün için günlük kalorinin yüzde
0.5'i kadar omega 3 alınmasının gerekli olduğunu belirtti. Prof.
Dr. Koylan, şunları dile getirdi: "Günlük kalorinin yüzde 0.5'i,
ortalama günde 3 bin kalori alan birisinin günde 15 kalori kadar,
yani 1,5 gram kadar omega 3 alması demektir. Doğal kaynaklar bu
miktarı genellikle karşılamadığı için günde 500 mg kadar omega 3
alınması önerilmektedir. Sözünü ettiğimiz gruplarda bu ihtiyaç daha
da artar. Omega 3 kapsülleri tercihen günde bir kez ve yemekten
sonra alınmalıdır."
OMEGA 3 İLAÇ DEĞİL, GIDA DESTEĞİDİR
Prof. Dr. Koylan, omega 3'ün bir ilaç değil, gıda desteği olduğunun
altını çizerek, "Bu nedenle, tedavi edici olarak değil, ancak
destek olarak kullanılmalıdır. Bu konuda doktora danışılması
mutlaka gereklidir" uyarısında bulundu. Prof. Dr. Koylan, gebeler,
süt veren kadınlar ve büyüme çağındaki çocuklarda omega 3
takviyesinin önemine işaret ederek, "Çünkü omega 3, bu durumda
bebeklerin ve çocukların hem zeka hem de vücut gelişimine belirgin
olarak olumlu etki eder. Aynı zamanda, omega 3 gebe ya da süt veren
kadında ortaya çıkabilecek hızlı metabolik yıkımı önlemek açısından
son derece önemlidir" diye konuştu.
AKTİF ÇALIŞANLARDA TOKSİK ARTIKLARA KARŞI OMEGA
3
Aktif çalışan kişilerde yüksek metabolizma hızı sonucunda fazla
miktarda oksijen serbest radikalleri başta olmak üzere toksin
metabolizma artıklarının ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr.
Koylan, şunları kaydetti: "Özellikle kimi metabolizma ara
ürünlerinde de eksiklik doğar. Bunun sonucunda kronik yorgunluk,
uykusuzluk, depresyona eğilim, kronik iltihabi hastalıkları, kanser
ve damar sertliği eğiliminin artması, şeker hastalığına gidişin
kolaylaşması gibi tablolar gözlenebilir. Yeterli omega 3 alınması
durumunda bu yıpranmalar büyük ölçüde ortadan kalkar."
HIZLI YAŞLANMAYA KARŞI DA OMEGA 3
Prof. Dr. Koylan, kırk yaşın üzerindeki kişilerde de metabolizmada
gelişen yavaşlamanın azaltılması açısından yine omega 3
takviyesinin önemini anlattı. Prof. Dr. Koylan, yaşın ilerlemesiyle
değişen hücre metabolizması sonucunda kanser, damar sertliğine
bağlı kalp ve damar hastalıkları, diabet, yıpranmaya bağlı kemik ve
eklem hastalıkları, çeşitli beyin fonksiyon yetersizlikleri,
Alzheimer ve diğer bunama şekilleri gibi sorunların ortaya çıkışına
ve yaşlanmanın hızlanmasına dikkat çekti.
Prof. Dr. Koylan, şunları ifade etti: "Bu durumda omega 3 takviyesi
metabolizmanın değişimini azaltır ve dolayısıyla da yaşlanmayı ve
hastalıkların gelişimini yavaşlatır. Örneğin romatoid artrit ve
benzeri iltihaplı romatizma tiplerinde tedaviye omega 3 eklenmesi,
ağrılı atakların sayı ve şiddetini azalttığı gibi eklem
hareketlerini de rahatlatır. Trigliserid yüksekliğinin bilinen en
etkili tedavilerinden biri yüksek doz omega 3 yağ asitleridir. Kalp
krizi sonrasında tedaviye omega 3 eklenmesinin kalp krizinin
tekrarı olasılığını azalttığı kanıtlanmıştır. Benzer şekilde omega
3 yağ asitleri diabette de kan şekerinin kontrolünü
kolaylaştırmaktadır."
SAFLAŞTIRILMIŞ OMEGA 3 KULLANIN
Prof. Dr. Koylan, omega 3 desteğinin, piyasadan düz
balık yağı olarak sıvı ya da saflaştırılmış omega 3 kapsülleri
olarak temin edilebileceğini belirtti. Saflaştırılmamış balık
yağlarında deniz kirliliğinden ötürü civa başta olmak üzere ağır
metal toksisitesi riskine dikkat çeken Prof. Dr. Koylan, şu
uyarılarda bulundu:
"Bu nedenle saflaştırılmış kapsüller alınmalıdır. Bu sahada denetim
tüm dünyada son derece sınırlı olduğu için ruhsatlar gıda takviyesi
olarak verilir. Bu nedenle de bu ürünlerde firma güvenilirliği
büyük önem taşır. Omega 3 çoklu doymamış yağ asitlerinden en önemli
olan ikisi EPA ve DHA'dır. Bu sebeple önemli olan kişinin sadece
balık yağı kullanması değil, EPA ve DHA yağ asitlerini
tüketmesidir."