Diyet yapmak için birçok yolu deneyen insanlar faydasını göremediklerinde kendilerinde bir problem olduğunu dünüşür. Ancak zamanın da önemli bir rol oynadığı diyetler, dengeli öğünlerle tonlarca sebze ve meyveden, yağsız kırmızı etten ve işlenmiş gıdalardan uzak durmayı ve planlamayı gerektiriyor. Ancak aşağıda yazılan diyetler, tehlikeli yönleriyle ve ölümcül sonuçlarıyla biliniyor. İşte o diyetler. 1- Sebzeleri Çiğ Tüketme: Bazı uzmanlar sebzeleri çiğ tüketerek yemeyi öneriyor. FDA’nın da söylediği gibi günde 2.000 kalori almak için 60 kâse çiğ lahana, 38 havuç ya da 90 adet orta boy domates yemek gerekiyor. Ancak işlenmemiş ve çiğ süt ürünleri listeria enfeksiyonuna yol açıyor, çiğ yumurta salmonella bakterisi taşıyabiliyor ve çiğ et bir yığın bakteri taşıyıp ölümcül ishal vakalarına neden olabiliyor. 2- Ketojenik Yağlar: 1920’lerde epilepsi hastası çocuklarda tedavi aracı olarak geliştirilen bu diyetin altında yatan fikir beyni glikozdan mahrum bırakarak beyin kimyasını değiştirmek ve nöbetlerin önüne geçmekti. Ancak zamanla diyet şekli olarak karşımıza çıkan bu bu yağlar, ölümcül olabiliyor. Araştırmalar bu tür diyet yapanlarda, damar tıkayan düşük yoğunluklu lipitlerin ve trigliseritlerin miktarında %50 artış olduğunu ve bu etkinin diyet sona erdikten sonraki bir yıl boyunca devam ettiğini gösteriyor. Ayrıca hastaların dörtte üçünde reflü ve kabızlık gibi gastrointestinal sorunlar baş gösteriyor. 3- 30 Gün Diyeti: Bu diyete uyanlar bir ay boyunca eklenmiş şeker, alkol, tahıl, baklagiller, süt ürünleri, kimyasal ve işlenmiş gıda tüketmiyor. Programı takip edenler bu gıdaların metabolik sistemlerimizi altüst ettiğini ve bağışıklık bozukluğuna, hormonal dengesizliğe ve hatta şeker hastalığına yol açtığını öne sürüyorlar. Ayrıca bu diyetin ciddi sonuçları olabiliyor. 30 gün içinde tüketilmesi yasak olan süt ürünlerini kesmek bir numaralı kalsiyum ürünlerinden de mahrum kalmamıza yol açıyor. Ayrıca yasak olan yiyecekleri yiyecekleri tekrar diyete dahil edince mide alışma sürecinde zorlanabilir. 4- Taş Devri Diyeti: Paleolitik diyet savunucuları, insan sindirim sisteminin atalarımızın yeme alışkanlıkları uyarınca geliştiğini, dolayısıyla bolca et ve sebze meyve tüketmememiz gerektiğini; tahılları, süt ürünlerini ve baklagilleriyse görmezden gelmemizi söylüyor. Süt ürünlerini ve lif bakımından zengin gıdaları kesmek, bağırsaklarımızın çalışmasını sağlayan mikrobiyal kolonileri de altüst ediyor. Bu da ölümcül sonuçları doğurabiliyor. 5- Veganlık: Christopher Gardner birçok kişinin vegan diyetleri sağlık sebebiyle değil de etik nedenlerden ötürü seçtiğini, bu yüzden de yaşam tarzındaki değişikliğin beslenme üstündeki etkisini tümüyle düşünmediğini söylüyor. Yapılan birçok araştırma bitki esaslı beslenmenin vücuda faydalarını ortaya koysa da, zararlarının daha fazla olduğu biliniyor. Ayrıca vegan kişilerin hayatlarının ilerleyen döneminde osteoporoz (kemik erimesi) riskine daha fazla yakalandıkları görülüyor.