Dikkat! Belki de çölyak hastasısınız!
Abone olÇok, çok zayıfsanız, iştahsızlık, huysuzluk, kilo alamama, büyümede gerilik ve boy uzamasında yavaşlama gibi sorunlarınız varsa, belki de çölyaksınız.
Eğer çok zayıfsanız ve ne yaparsanız yapın kilo almıyorsanız, dalgınsanız, karnınızda ağrı oluyorsa ya da çocuğunuzda büyüme geriliği mi var. O zaman çölyaktan kuşkulanın. Çölyak hastalığının adını son yıllarda çok sık duymaya başladık. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda doğal olarak bulunan, gıda sanayiinde kıvam verici olarak kullanılan 'gluten' maddesi bazı kişilerde çölyak hastalığına neden olabiliyor. Hastalığın ilacı yok. Tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz bir diyet uygulamak.
EKMEK, PİDE, SİMİT, MAKARNA, REÇEL YASAK
Günün birinde size ekmek, pide, simit ve makarnayı ömür boyu yememeniz gerektiğini söyleseler ne yapardınız? Adım başı dürümcü, fast-food büfeleri ve simitçilerin bulunduğu ve ekmeğin sofrada baştacı olduğu ülkemizde bu gıdalardan ömür boyu mahrum kalmak pek kolay olmasa gerek.
Çölyak, halk arasında ince bağırsak alerjisi olarak biliniyor. Çok sessiz ve silik bir hastalık olabileceği gibi öldürücü de olabiliyor. İstatistiklere göre son yıllarda hızlı bir artış gösteren çölyak vakalarında ortalama bir rakam saptanamıyor; çünkü hastalık bazı kişilerde ya belirti vermiyor ya da aynı belirtileri gösteren başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Gastroentoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Figen Çullu Çokuğraş, hastalığa 'dur' demenin ve sağlıklı beslenmenin glutensiz, akıllı bir diyetle olabileceğini belirtiyor.
BİRÇOK BELİRTİSİ VAR
Çölyak, çocukluk, ergenlik veya yetişkin yaşlarda görülebiliyor. Bebeklik çağında glutenli yiyecekler yenilmeye başladıktan sonra kusma, ishal, karın şişkinliği, iştahsızlık, huysuzluk, kilo alamama, büyümede gerilik ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkıyor. Bazen hamilelik veya bir ameliyat sonrası, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stres sonucunda ortaya çıkarak kişiye göre değişik belirtiler verebiliyor. Nedeni bilinmeyen ve ağızdan alınan demir takviyesiyle düzelmeyen kansızlık, şiddetli ishal ve karın ağrısı, sinirlilik, bir türlü geçmeyen gastrit benzeri şişkinlik, kısırlık, sık düşük yapma eğilimi, kemik ve eklem ağrıları, kollarda ve bacaklarda uyuşma, geçmeyen ağız içi yaraları gibi.
YEDİĞİNİZ BESİNLER FAYDALARINI BIRAKMADAN ÇIKIYOR
Çölyak, genetik kökenli bir ince bağırsak alerjisi. Bu alerji buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan ve günümüzde pek çok gıdada (bisküvi, reçel gibi) kıvam verici madde olarak kullanılan, gluten adlı proteine karşı ince bağırsağın ömür boyu süren bir hassasiyet göstermesinden kaynaklanıyor. Prof. Dr. Çokuğraş, çölyak hastalığını: "Yediğimiz her yiyecek yemek borusundan mideye, mideden ince bağırsağa, oradan da kalın bağırsağa gider. Midede hazmedildikten sonra sağlığımız için gerekli olan tüm besin maddeleri ince bağırsakta bulunan villus çıkıntıları sayesinde emilerek kana karışır. Villuslar olmadan vücut hiçbir besin maddesini ememez. Çölyak hastalarında gluten maddesi villusları yok ettiği için vücut gerekli olan besin maddelerini alamaz. Bu durumda bağışıklık sistemi bozulur ve çölyak hastalığı ortaya çıkar." şeklinde açıklıyor
TEŞHİSİ ÇOK ZOR
Teşhisi en zor olan hastalıklardan biri, çölyak. Çünkü hastalığın belirtileri diğer hastalıkların belirtileriyle aynı olabiliyor. Böylece başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Kesin tanı için özel kan tahlilleri (AGA ve EMA) ve deneyimli bir gastroenterolog tarafından ince bağırsak biyopsisi yapılmalı. Biyopsi için üniversite hastanelerinin gastroenteroloji kliniklerine başvurmak gerekiyor. Genetik bir hastalık olduğu için ailesinde çölyak vakası olanların şikayeti olmasa da mutlaka doktora başvurmaları ve gerekli kontrolleri yaptırmaları gerekiyor.
SADECE DİYETLE TEDAVİ
Tanı konulduktan sonraki aşamada uyulması gereken tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz diyet uygulamak. Diyet uygulanmaya başladıktan kısa bir süre sonra villuslar hiç zarar görmemiş gibi çalışmaya devam ediyor ve şikâyetler ortadan kalkıyor. Bu nedenle glutenli gıdaları kesinlikle tüketmemek gerekiyor.
ÖNEMLİ NOKTALAR
* Ekmeksiz bir hayat kolay değil. Toplumun beslenme alışkanlıklarının ötesinde zor bir yaşam biçimi. Çölyak hastası, restoran, pastane ve kafelerde yemek yiyemez. Yediği her gıdayı sorgulamak ve çoğu kez katıldığı davetlere, özel yiyeceklerini beraberinde götürmek zorunda. Hayatını kâbusa çeviren tüm damak sınırlamalarına rağmen sosyal yaşamını kolaylaştırıcı önlemleri almalıdır. İlk adım, glutensiz ama sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olmalı ve bunu bir yaşam biçimi haline getirmelidir.
* Sınırlamalara rağmen iyi düzenlenmiş bir diyetle hem çok çeşitli gıdaları yiyebilir hem de günlük ihtiyacı olan tüm besinsel değerleri alabilir.
* Buğday, arpa, yulaf ve çavdar yerine pirinç, patates, nohut, mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen un ve nişastaları tercih etmeliler. Kuruyemişleri özellikle de ceviz, fındık, incir ve kuru üzümü sofradan eksik etmemeli.
* Gluten, gıda sanayinde kıvam verici, koyulaştırıcı ve yapıştırıcı katkı maddesi olarak kullanılıyor. Bu nedenle etiketinde 'glutensiz' ibaresi olan tüm gıdaları çölyak hastaları yiyebilir. Kullanılan gıdalarda gluteni araştırmak çölyak hastaları için doğal bir alışkanlık haline gelmeli.
* Karaağaç ve kavunağacı bitkisinin çayları yararlı olabilir. 1 tutam bitki sıcak suda 5 dakika bekletilip süzülür. Balla tatlandırılıp sıcak veya ılık olarak günde 1-2 fincan içilebilir.
* Dışarıda özendikleri poğaça, ekmek, bisküvi gibi yiyecekleri evde kendileri uygun malzemelerle hazırlayabilirler. Örneğin; beşamel ya da et sosları nişasta veya mısır unu ile koyulaştırılabilir. İstanbul Halk Ekmek'in ürettiği ve halk ekmek büfelerinde satışa sunduğu 'Özel diyet nişasta ekmeği' ekmek yerine geçebilir. Piyasada satılan glutensiz ürünlerle değişik tatlılar hazırlanabilir.
* Tıpkı beslenme gibi yaşam tarzı da düzenli olmalı. Yeterli uyuyup bol bol egzersiz yapmalılar.
* Dengeli bir beslenme alışkanlığını izlerken doktora danışarak vitamin ve mineral (özellikle demir) içerikli takviye almalılar.
Düzenli diyet yapılmazsa;
Gluten, çölyak hastaları için öldürücü bir zehirdir. Sürekli diyet uygulandığı halde arada bir glutenli gıdaları tüketmek çölyaklılar için vahim sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin, arada yapılan kaçamaklar bağırsak kanseri, yutak kanseri, ağız içi tümörler, osteoporoz, diyabet, şizofreni, küçük çocuklarda büyüme geriliği gibi hastalıklara neden olabiliyor.
Ancak bağırsakları aşırı derecede zarar görmüş bazı çölyak vakalarında sürekli glutensiz diyet iyileşme için yeterli olmayabiliyor. Bu durumda bağırsaklar çalışamadığı için vücut için gerekli besinler damar yoluyla veriliyor. Yani, ilaç tedavisi uygulanıyor.