Dik durmak için ne yapmalıyız?

Bilim insanları duruşun ruh haliyle ilgisi olduğunu belirtti. Hayat koşulları, yorgunluk, stresle birlikte gün içerisinde duruşumuz değişebiliyor.Duruşumuzun değişmesiyle birlikte depresyona girme olasılığımızın arttığını biliyor muydunuz? Peki dik durmak için ne yapmalıyız, duruş bozukluğu hangi hastalığa yol açıyor, duruş bozukluğu düzelir mi? İşte bu soruların yanıtlarını elmaelma.com olarak sizler için derledik!

DİK DURMAK DEPRESYONA İYİ GELİYOR

Duruş depresyonu tedavi edebiliyor. Yeni Zellanda'da yapılan araştırmada duruş bozukluğunun orta derece depresyon tanısı olan kişilerde faydalı olup olamayacağı incelendi. Bu deney 61 kişi üzerinde denendi. Depresyon teşhisi konmuş 61 kişi bir araya geldi. Katılımcıların bir kısmı dik, bir kısmı kambur, bir kısmı da hep tercih ettikleri gibi durdu. Araştırmayı yapan ekiptekiler katılımcılardan omuzlarını açmalarını, sırtını düzeltmelerini ve başlarını dik tutmalarını istedi. Ardından katılımcıların sırtları fizyoterapistlerin kullandığı sert bir bantla sıkıştırıldı. Sonra aynı kişilerden on dakika konuşması istendi. Test sırasında katılımcıların ruh halleriyle alakalı anketler doldurmaları da talep edildi.  Anket sırasında sırtları dik olan kişilerin kendilerini daha iyi ifade ettiği gözlemlendi.

İNSANLAR DİK DURDUĞUNDA DAHA GURURLU HİSSEDİYOR

Araştırmanın başındaki isim Dr. Elizabeth Broadbent, neden bu araştırmayı yaptığına ilişkin “Omuzlarım düşünce, yere bakarak yürüdüğümü fark ettim. Omuzlarımı geriye itip kürek kemiklerimi sıkıştırınca kendimi anında daha iyi hissettim. Bu benim ruh halimi değiştirdiyse diğer insanlar için de işe yarayabileceğini düşündüm” açıklamasını yaptı. Broadbent, araştırmanın sonuçlarına ilişkin ise şunları söyledi: “Kambur oturmak veya ayakta kambur durmayı dik durmakla karşılaştırdığımızda gördük ki insanlar dik durduğunda daha gururlu hissediyor, kendisine daha çok güveniyor ve sorunların üzerine ısrarlı bir şekilde gidiyor. Araştırmalar aynı zamanda dik oturmanın stresli bir görev sonrasında kişinin daha uyanık ve hevesli, daha az korkulu hissetmesini sağlıyor, kişinin öz saygısını artırıyor.”

Kaynak: elmaelma.com