Dicle kamera karşısına geçti
Abone olDün Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilen eski DEP Milletvekili Hatip Dicle, vekilliği YSK tarafından alınarak, AK Par...
Dün Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilen
eski DEP Milletvekili Hatip Dicle, vekilliği YSK tarafından
alınarak, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’a verilmesine
ilişkin yaptığı açıklamada, “Ben ilk günden beri Oya Hanımın günah
keçisi yapılmasını doğru bulmadım. Çünkü sonuçta o projeyi
uygulayan, oyunu tezgahlayan bir parti vardı arkasında” dedi.
2009 yılında KCK ana davasında tutuklanan eski DEP Milletvekili
Hatip Dicle, dün Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
tahliyesi edilmesinin ardından bugün birlikte tahliye olduğu
Hüsamettin Çiçek ve HPD Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ile BDP
Diyarbakır İl Başkanlığı’na gelerek düzenlenen basın toplantısı ile
gündemi değerlendirdi.
"BİZ GÜCÜMÜZÜ HAKLILIĞIMIZDAN VE HALKIMIZDAN ALIYORUZ”
Basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Hatip
Dicle, konuşmasında ilk olarak son dönemlerde yaşanan gelişmelere
değindi. Güçlerini halktan aldıklarını anlatan Dicle, uzun yıllar
boyu verdiği mücadelede dürüst olmaya çalıştığını anlattı.
Ortadoğu’da Kürtlerin son dönemlerde elde ettiği kazanımlara dikkat
çeken Dicle, “Biz gücümüzü haklılığımızdan ve halkımızdan alıyoruz.
Bizim ne büyük sermaye güçlerimiz var, ne başkaları gibi bir
zenginliğimiz var. Biz halkımızın desteğinden gücümüzü alıyoruz ve
dayanma gücümüzü de her türlü baskıya, zulme rağmen, halktan
alıyoruz. Uzun yıllar halkımıza karşı, onun mücadelesine karşı
dürüst olmaya çalıştık. Bunu doğru bir yol olarak kabul
ettiğimizden dolayı da aslı bir taviz içinde olmadık. Kürt halkı
özgürlüğe sevdalı bir halk olarak, yeniden kendini üretti.
Boşlukları yeniden doldurdu. Bugün geldiğimiz noktada Ortadoğu
çapında Kürtler artık görünmez, dikkate alınmaz bir güç olmaktan
çıkarak, giderek saygın olmaya, halkları görülmeye ve diğer halklar
gibi tüm ulusal hakların garanti altına alındığı bir yarına
kavuşması için herkesin bu konuda dikkatli davrandığını görüyoruz”
dedi.
“ASLINDA 2011 YILINDA YAPILAN HAKSIZLIK, BENDEN ZİYADE, İRADELERİNİ
ÖYLE TECELLİ ETTİREN HALKIMIZA YAPILAN BİR HAKSIZLIKTI”
Bir gazetecinin kendisinin yerine YSK tarafından milletvekili
seçilen AK Parti Diyarbakır Milletvekilli Oya Eronat ile ilgili
sorduğu soruya yanıt veren Dicle, haksızlığın kendine değil, halka
yapıldığın kaydetti. Dicle, “Bu olayı değerlendirirken görmemiz
gereken bir husus var. Aslında 2011 yılında yapılan haksızlık,
benden ziyade, iradelerini öyle tecelli ettiren halkımıza yapılan
bir haksızlıktı. Seçmen iradesine olan bir müdahaleydi. Aslında bu
durumda bir bütün olarak AK Parti’yi sorumlu bulmak gerekiyor. Ben
ilk günden beri Oya Hanımın günah keçisi yapılmasını doğru
bulmadım. Çünkü sonuçta o projeyi uygulayan, oyunu tezgahlayan bir
parti vardı arkasında. Bu nedenle bence, bunu bu şekilde
değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE’Yİ HEP BİRLİKTE EL ELE VEREREK, HALKLARIN KARDEŞLİĞİ,
DEMOKRASİ TEMELİNDE BİR HUZUR ADASINA ÇEVİREBİLİRİZ”
AK Parti’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu "Terörün sona erdirilmesi
ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi" yeni çözüm paketini de
değerlendiren Dicle, paketi olumlu bulduklarını fakat temkinli
olduklarını da ifade ederek, şunları söyledi:
“Tabii ki bunu olumlu değerlendiriyoruz. Ama bugüne kadar Kürtlerin
sütten ağzı çok yandı ve yoğurdu artık üfleyerek yiyorlar. Bu
konuda Kürtler doğru anlaşılmalıdır. Çünkü biz çok böylesi
vaatlerle karışlaştık. Bu vaatlerin yerine getirilmemesine çok
tanık olduk. Bu nedenle ihtiyatlı konuşuyorum. Dilerim hükümet,
2009’dan beri sürdürdüğü bu çözüm sürecinde ilk diyalog
aşamasındaki, sorunu ağırdan alan, olayın çözümünü zamana yayan,
günü kurtaran politikalardan tamamen vazgeçer ve Ortadoğu’nun
yangınını hatta Ukranya’dakini de dikkat ette alarak, etrafımızdaki
bu badireleri göz önüne alır. Türkiye’yi hep birlikte el ele
vererek, halkların kardeşliği, demokrasi temelinde bir huzur
adasına çevire biliriz. Bizim demokrasimiz de tüm Ortadoğu’ya örnek
olur. Biz bunu oluşturursak, inanıyorum ki 10 bin yıllık
tarihimizin köklerine de uygun davranışmış oluruz.”
Bir basın mensubunun Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olup
olmayacağı sorusuna da yanıt veren Dicle, “Ben kendimi bir
siyasetçiden daha fazla, bir dava adamı olarak niteliyorum. Eğer
halkımız böyle kabul ederse ki ben böyle kabul ediyorum. Bundan
dolayı mevki-makam hiçbir zaman benim hedefim olmadı. Halkımız bizi
çeşitli yerlere layık görebilir veya düşünebilir böylesi bir
görevlendirmeyi ama asla bu konuda benim böyle bir düşüncem ne oldu
ne de böyle bir şeyi arzuladım” şeklinde konuştu.
(İİHA)