DHKP-C iddianamesi tamamlandı
Abone olİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ’terör örgütü DHKP-C’nin gençlik yapılanmasına yönelik operasyonla ilgili’ iddianame,...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ’terör
örgütü DHKP-C’nin gençlik yapılanmasına yönelik operasyonla ilgili’
iddianame, mahkeme tarafından kabul edildi.
Terörle Mücadele Savcısı İdris Kurt tarafından hazırlanan ve
aralarında muhabir Sami Menteş, Duygu Yücel ile Berk Ercan’ın da
bulunduğu 18’i tutuklu 29 şüpheli “terör örgütü üyesi olmak” ve
“terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor. İddianamede
Öğrenci ve Gençlik Dernekleri Federasyonu, örgüt yapılanması içinde
olduğu belirtilerek, faaliyetlerinin durdurulması istenildi.
DHKP-C terör örgütünün geçmişinin ve eylemlerinin anlatıldığı
iddianamede, “1996 yılı içerisinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu
Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgülü ve
Sekreter Nilgün Hasefe’nin öldürüldüğü Sabancı Center eylemi de
kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır” denildi.
İddianamede soruşturma kapsamında yapılan aramalarda polisin demir
kapılarla karşılaştığına değinildi. İlk olarak 2011 yılında Öğrenci
ve Gençlik Dernekleri Federasyonu’nda yapılan bir operasyonda
polisin içeri geç girmesi ve içerideki delillerin yok edilebilmesi
için 7 demir kapının olduğu anlatıldı. Demir kapılar yüzünden
polisin içeri girdiğinde pek çok delilin imha edildiği anlatılan
iddianamede, “7 demir kapının güvenlik güçleri tarafından arama
yapılması halinde binaya girişin zorlaştırılması amacını taşıdığı,
güvenlik güçlerinin içeri girme süresinin uzatılmasıyla, federasyon
içerisinde bulunan ve delil olabilecek materyallerin imha
edilmesinin amaçlandığı değerlendirilmiştir” denildi.
Operasyonlar kapsamında tutuklanan çocukları Duygu Yücel ve Berk
Ercan’ı kurtarmak için mücadele veren baba İsmail Ercan ve baba
Hüseyin Yücel de iddianamede yer aldı. İddianamede şüpheli olarak
yer alan Duygu Yücel ile Berk Ercan’ın babalarının televizyon
kanallarındaki “Örgüt çocuklarımızı kandırdı” sözleri de
iddianamenin delilleri arasına girdi.
"TEK DOĞRU BENİM"
DHKP-C’ye ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı iddianamede,
“Örgütün bugün içerisinde olduğu durum özetle ‘Benden başka doğru
yoktur. Tek doğru benim. Bu sistemi silah zoruyla hayata
geçireceğim’ şeklindedir. Bir dernekte ya da derneklerin çatısı
konumundaki legal bir federasyonda, girişi sıkı takibe alınan ve
girecek kişilerin içeriden onay aldıkları bir kapının bulunmasının,
olağandışı olduğu açıktır. Kapısı bu derece sıkı korunan, hatta
örgütün üst elemanlarının bile içeri girerken, içerden onay aldığı
bir kurumun bünyesinde bir yasa dışılığı barındırdığı, bu durumun
ifşa olmaması ve polis baskını sırasında farkında olmadan
yakalanmamak ve güvenlik güçlerinin eline, aleyhlerine olabilecek
delillerin geçmesini önlemek için bu şekilde tedbirler alındığı
yargısı daha mantıklıdır. Hayatın normal akışı içerisinde bu derece
sıkı tedbirler alınarak korumaya alınan bir binanın, bu şekilde
dizayn edilmesinin izahı konusunda, akla ve hayatın gerçeklerine
uygun başka bir açıklama getirilememektedir. Zaten mahkeme
kararları üzerine yapılan birçok aramada da bu durum tüm
açıklığıyla defalarca tespit edilmiştir” denildi.
İddianamede avukatlar operasyonu kapsamında tutuklanan avukat Günay
Dağ’ın da Gençlik Federasyonu tarafından yapılan kurultaydaki
konuşmasına da yer verildi. Güray Dağ’ın konuşmasında polislere
yönelik silahlı saldırı eyleminde bulunan isimlere ilişkin yaptığı
değerlendirmelerin yer aldığı iddianamede, “Bugün geldiğimiz nokta
itibariyle o devrim ruhuyla devrim coşkusuyla o inancıyla militan
kararlı duruşu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir
Nurgül Acar. Evet o sürecin yarattığı devrimcilerdi,
Dev-Genç’lilerdi. Bugün karşımızda bu örnekler var diğer tarafta da
işte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en
dibine o çukurun en dibine doğru gidenlerde var” ifadelerine yer
verildi.
Haklarında “terör örgütü üyesi olmak” ve “terör örgütü propagandası
yapmak” suçlarından dava açılan 29 şüphelinin yargılanmasına
önümüzdeki günlerde İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
başlanacak.
(İHA)