DHKP-C de 56 kişi hakkında dava

Terör örgütü DHKP-C’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi 15 öğretmeninde bulunduğu 56 kişi hakkında “terör örgütü üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla 85 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İddianamede örgüt üyesi bir öğretmenin öğrencileri şiddet içerikli ideolojik bir filme götürdüğü ifade edildi. DHKP-C terör örgütüne yönelik soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından 15’i öğretmen 56 kişi hakkında hazırlanan 897 sayfalık iddianame, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamenin giriş kısmında DHKP-C üyesi ya da yandaşı olan devlet memurlarının, 1997’de Okmeydanı İdil Kültür Merkezi’nde düzenledikleri il kurultayında, sonra da yasal olarak kurulan sendikalar içerisinde "Devrimci Memur Haraketi (DMH)" olarak örgütlendikleri ifade edildi. DMH’nin 2010’dan itibaren Kamu Emekçileri Cephesi adı altında faaliyetlerini sürdürdüğü anlatıldı. Memurlara yönelik operasyonun 2010’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan operasyonda Yürüyüş Dergisi’nde ele geçirilen dosyalardan "memur hareketi" adlı belgeye dayanılarak başlatıldığını öne sürüldü.
Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD), Devrimci İşçi Hareteki (DİH), Gençlik Örgütlenmesi (Dev-Genç), Halk Cephesi, Haklar ve Özgürlükler dernekleri, Gençlik Federasyonu, İdil Kültür Merkezi, Karanfiller Kültür Merkezi ve Halkın Hukuk Bürosu’nun, örgüt çatısı altında yer aldığı anlatılan iddianamede şüpheli öğretmenlerden Ö.D’nin sinemaya götüreceğini söyleyerek velilerinden izin aldığı öğrencileri ideolojik propaganda amacıyla ve mensubu olduğu terör örgütüne kazandırmak için şiddet içerikli ideolojik bir filme götürdüğü iddia edildi.
İddianamede, bu öğrencilerden birisinin psikolojisinin bozulduğu ve evinin bir köşesine sinerek hiç konuşmaması üzerine öğrenci velisinin bu öğretmeni telefon ile arayarak tartıştığı bilgisine de yer verildi.

“DHKP-C SENDİKALARI ELE GEÇİRMEK İSTİYOR”
İddianamede, terör örgütü DHKP-C’nin demokratik alan yapılanmaları aracılığı ile yoğun faaliyetler içerisinde olduğu, memur kesiminde taban çalışmalarını yaymak, bulundukları sendikaları ele geçirerek kendi ideolojileri doğrultusunda hareket eden sendikalar oluşturmak için örgütün büyük çaba içerisinde olduğu belirtildi. İddianamede, Devrimci Memur Hareketi (DMH) ile Kamu Emekçileri Cephesi isimli yapılanmalar içerisinde faaliyet gösteren sanıkların eylemler sırasında ölen DHKP/C mensuplarının cenazesine katıldıkları, kanlı eylemler gerçekleştiren örgüt mensuplarını sahiplendikleri kaydedildi.
Örgütün silahlı kanadının bilhassa emniyet güçlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırı ve canlı bomba eylemlerini, sanıkların bu eylemlere maruz kalanlar gibi kendileri de devlet memuru olarak görev yapmalarına rağmen alkışlamakta, övmekte ve propagandalarını yapmakta hiç sakınca görmeyecek kadar ideolojik saplantı içerisinde oldukları ifade edildi.
Devlet memuru olan bu kişilerin gerçekleştirdikleri toplantılarda devamlı olarak devlet aleyhine konuşmalar yaptıkları, konuşmaların içeriğinin siyasi eleştirileri aşan, gerektiğinde hatta muhakkak ve gerekli olduğu belirtildiği şekilde silahlı mücadeleyi de ilk mücadele şekillerinden biri olarak belirleyen konuşmalar yaptıkları kaydedildi. Tek amaçlarının DHKP/C örgütünün menfaatleri doğrultusunda hareket etmek olduğu öne sürüldü.

"AĞAR’IN KİŞİSEL BİLGİLERİ ARAŞTIRILDI"
Operasyonlarda gözaltına alınan memur F.Y.’nin, örgütün hedefleri arasında yer alan emekli tümgeneral Engin Hoş ile ailesi, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, İstanbul Üniversitesi Ülkücü Gençlik Lideri Ali Can Çilesiz’e ait kişisel bilgilerin SGK sisteminden sorguladığı belirtildi. F.Y.’nin ifadesinde bahse konu şahıslara ait kişisel bilgileri DHKP-C’nin silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Ş.K.’nin talimatı doğrultusunda sorguladığını söylediği ifade edildi.
İddianamede Devrimci Halk Kurtuluş Partisi / Cephesi (DHKP/C) üyesi oldukları iddia edilen 15’i öğretmen 56 sanığın, terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlamasıyla 7,5 yıl ile 85 yıl arasında değişen hapis cezası ile cezalandırılması istendi.