DGM'nin görev ihmali faciayı getirdi
Abone ol57 kişinin ölümü ve 712 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan İstanbul'daki 4 intihar saldırısıyla ilgili soruşturmalar büyük bir ihmali gözler önüne serdi.
El-Kaide Türkiye Grubu'nun iki numaralı ismi Azat Ekinci, 2002
yılı sonlarında Bingöl'den Mardin'e geçti. Mardin İstihbarat
Şubesi, 1997'den itibaren sırasıyla Pakistan, Gürcistan, Çeçenistan
ve Afganistan'a savaşmak için gidip-gelen Ekinci'yi aylarca takip
etti. 'Hedef takip' formunda Ekinci'nin dosyası oldukça kabarıktı.
Ekinci, 2003 Şubat'ında İstanbul'a geçti. Mardin polisi, İstanbul
Emniyeti'ni uyararak, 'Bu adamı ve grubunu takibe alın. Eylem
yapabilirler' dedi. BAŞVURU 6 AY ÖNCE İSTANBUL Emniyeti İstihbarat
Şubesi, terörist eylemlerin kilit ismi Azat Ekinci ve grubunu
izlemeye başladı. Eylemden 6 ay önce polis, İstanbul DGM
Başsavcılığı'na başvurarak, 'Azat Ekinci ve Tohum Grubu'na mensup
arkadaşlarının' telefonlarını dinlemek için talepte bulundu.
Savcılık, 'somut bulgu (delil)' olmadığı gerekçesiyle Ekinci ile
bombacıların telefonlarının dinlenmesi talebini geri çevirdi. Bu
skandaldan aylar sonra İstanbul'da 4 intihar saldırısı gerçekleşti.
Skandalın belgesi, 'DGM ile polisi karşı karşıya getirir'
düşüncesiyle sızdırılmadı. SUÇÜSTÜ YAKALARDIK SKANDAL, intihar
saldırılarından sonra günyüzüne çıktı. Üst düzey bir yetkili,
'Savcılık önleme teknik-takip konusunda izin verseydi, bu adamları
bombaları kamyonetlere yüklerken suçüstü yakalardık. Kanlı
eylemlerin yaşanması önlenirdi' diye tepki gösterdi. Dinleme izni
için polis ile DGM savcısı arasında 'delil' konusunda telefon
görüşmelerinin de yapıldığı, istihbarat yetkililerinin savcıya, 'Bu
adam Çeçenistan'dan Afganistan'a her yerde bulundu, şüpheli'
diyerek ısrarcı bir tutum sergilediği öğrenildi. Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, bu skandaldan sonra 'önleme
takip' konusunda yeni yasa teklifi hazırlamak için çalışma
başlattı.