Devletten din dersi savunması
Abone olAlevi velilerin, din dersinde sadece Sünniliğin anlatıldığı iddiasıyla AİHM'ye açtığı davada, 'Ders tarafsızdır. Anne-babalar, devletin yetkisine karşı çıkamaz' denildi
Alevi bir anne-babanın çocuklarına verilen zorunlu din dersi
nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açtığı davada
savunma yapan Türkiye, davanın reddini istedi. Dava AİHM gündemine,
ilköğretim öğrencisi Hasan ve Eylem Zengin'in Alevi inancına sahip
ailesince taşınmıştı. Davacı baba, derste Sünni inançların
öğretildiğini, diğer din ve inançlarla ilgili bilgi-eğitim
verilmediğini savunarak, kızının zorunlu 'Din kültürü ve ahlak
bilgisi' dersinden muaf tutulmasını istemişti. Okul müdürlüğü bu
başvuruyu reddetmiş, davacı baba bu kez İstanbul İdare
Mahkemesi'nde dava açmıştı. Önce bu mahkeme, ardından Danıştay,
zorunlu din dersine onay verince, baba AİHM'ye başvurmuştu.
'AİHS'ye aykırı' Hasan Zengin, kızının Sünniinancın öğretildiği din
dersini zorunlu okumasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
(AİHS) din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 9. maddesinin ihlalini
oluşturduğunu savunmuştu. Başvuruyu gündemine alan AİHM, 15 Kasım
2004'te, Türkiye'ye zorunlu din dersiyle ilgili sorular
yöneltmişti. Savunma, tamamlanarak AİHM'ye iletildi. Türkiye, 20
maddelik savunmasında, davanın şu gerekçelerle reddini istedi: Ek
madde: Şikâyetin, AİHS'nin din ve ibadet özgürlüğüyle ilgili 9.
maddesiyle ilgisi yok. Şikâyet, AİHS'ye Ek 1 No'lu Protokol'ün
eğitim hakkını güvence altına alan 2. maddesi çerçevesinde
incelenmeli. Bu maddeye göre; 'Hiç kimse eğitim hakkından yoksun
bırakılamaz. Devlet, ana-babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini
ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı
gösterir.' Devlet kısıtlar: Eğitim hakkını düzenlemek yetkisi
bulunan devlet, bu görevini yaparken, programlardaki bilgilerin
dağıtımında objektif-eleştirel ve çoğulcu olmaya özen
göstermelidir. Amaç, devlet okullarındaki derslerde ana-babanın
inanç özgürlüğünü korumak, ona saygıyı sağlamaktır. Bu hüküm,
devletin öğrenimi düzenleme hakkını kısıtlamamaktadır. İstismarı
önlemek: TC Anayasası'nın 24/4. fıkrası, 'Din ve ahlak eğitimi ve
öğretimi devletin gözetim-denetimi altında yapılır. Din kültürü ve
ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır' hükmünü, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun
12. maddesi ise 'Türk milli eğitiminde laiklik esastır. Din kültürü
ve ahlak öğretimi ilköğretimle lise ve dengi okullarda okutulan
zorunlu dersler arasında yer alır' hükmünü içermekte. Eğitimin
devlet gözetimi altına alınması, istismarı önlemek amacına yönelik.
Kimya gibi ders: Din dersinde, belirli dinlerin doktrin ve
ibadetleri hakkında özel bilgiler verilmemekte. Yani dini konular;
tarih, coğrafya ve kimya dersleri gibi genel kültür çerçevesinde
işlenmekte. Başvuranın kızının okuduğu lisedeki ders programı,
sadece İslam diniyle ilgili değil, diğer dinler hakkında bilgileri
de vermekte. Sünnilik yok: Din dersinde, ülkede mensupları olan
herhangi bir mezhep-tarikat anlayışı esas alınmamış, diğer mezhep
ve tarikatlara yer verilmediği gibi Alevilikle ilgili konulara da
yer verilmemiştir. Aşılama yapmıyoruz: Öğrencinin bu dersten muaf
tutulma isteğinin reddi, AİHS ihlali oluşturmaz. Bu dersler, din
kültürü tarzında ve mezhep/tarikat üstü bilgilerin verilmesine
yöneliktir. Herkesin, dini inanç hürriyeti de kanunların teminatı
altındadır. Aleviler rencide edilmiyor: Din dersinde, dini ve
felsefi inançları rencide eden eğitim yapılmıyor. Bu durumda
kimsenin bunlardan rahatsızlık duyması gerekmez. Din-vicdan
özgürlüğü ihlal edilmediğinden, eğitim hakkının engellenmesi de söz
konusu değil. Derslerde kimsenin dini ve inanç felsefesine aykırı
bir şey öğretilmiyor. Saygıda kusur yok: Devletimiz eğitim hakkını
düzenlerken, öğrencilere belli bir doktrini aşılamaktan kaçınmakta,
bu suretle ana-babanın dini ve felsefi inançlarına saygıda kusur
etmemekte. Hakları yok: AİHM içtihatlarından da anlaşılacağı üzere,
ders programlarının yapımı ve içeriği devletin takdirinde. Ek
Protokol, ana-babaya, devletin bu yetkisine karşı gelme hakkı
tanımaz. Aksi takdirde kurumlaşmış bir öğretim düzeni kurmak
imkânsız olacak. Hükümetimiz, mahkemeden, başvuranların
iddialarının temelden yoksun olduğu ve AİHS ve Ek Protokol'ün ihlal
edilmediği yönünde karar vermesini talep etmekte. AİHM, Türkiye'nin
savunmasını değerlendirdikten sonra davayı karara bağlayacak. İhlal
kararı çıkarsa, Türkiye'nin zorunlu din dersine son vermesi veya
proprama Aleviliği de alması gerekebilecek. Haber: Adnan Keskin
Kaynak: Radikal