Devlet sırrına yeni tanım geliyor
Abone ol''Devlet sırrı'' kavramı açıklığa kavuşuyor. Hangi bilgi ve belgelerin devlet sırrı olduğuna, kurulacak ''Devlet Sırrı Kurulu'' karar verecek.
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Tasarı, devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler ile diğer
gizli bilgi ve belgelerin, ne şekilde belirleneceğini,
korunacağını, açıklanacağını ve bu konulara ilişkin yükümlülükleri
düzenliyor.
Tasarı, devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler ile diğer
gizli bilgi ve belgelerle ilgisi bulunan kamu kurum ve kuruluşlar
ile gerçek ve tüzel kişileri kapsıyor. Gerçek kişilerle, özel hukuk
tüzel kişilerine ait gizlilikler, tasarı kapsamı dışında
tutuluyor.
Bilgi ve belgelerin, hangi durumlarda devlet sırrı olarak
nitelendirilebileceğini belirleyen tasarı, ''Devlet sırrı''
kavramına tanımlama getiriyor. Buna göre, ''Açıklanması veya
öğrenilmesi, devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli
güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde
tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli
kalması gereken bilgi ve belgeler'' devlet sırrı tanımına
giriyor.
Bilgi ve belgeler, ''Devletin sahip olduğu her türlü veri ile
yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür,
etüt, mektup, program, talimat, kroki, plan, film, fotoğraf, teyp
ve video kaseti, harita, bilgisayar harddisk, disket ve kompaktdisk
gibi taşıyıcılar ve donanımlar'' olarak sıralanıyor.
Tasarıyla, devlet sırrı tanımının, demokratik toplum düzeni ve
hukuk devleti ilkesinin gereklerine aykırı biçimde yorumlanması ve
uygulanması engelleniyor.
-GİZLİ BİLGİ VE BELGELER-
Tasarı, devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin yanı sıra
diğer gizli bilgi ve belgelere de açıklık getiriyor.
Devlet sırrı niteliği taşımayıp da açıklanması veya öğrenilmesi
halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına, istihbarata, askeri
hizmetlere, idari soruşturmaya ve adli soruşturma ve kovuşturmaya
zarar verebilecek nitelikteki veya yetkili makamlar tarafından
gizlilik derecesi verilmiş bilgi ve belgeler, ''Gizli bilgi ve
belge'' olarak tanımlanıyor.
Tasarı, Türkiye'nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı antlaşma
hükümlerinin devlet sırrı ile diğer gizli bilgi ve belgeler
bakımından hangi hükümlere tabi olacağını da düzenliyor.
Türkiye'nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı antlaşmaların
gizliliğe ilişkin hükümleri saklı tutuluyor, bu antlaşmalara
ilişkin gizlilik derecesi verilmiş bilgi ve belgeler, niteliğine
göre devlet sırrı olarak veya diğer gizlilik derecesine sahip
sayılıyor.
-DEVLET SIRRI KURULU VE DEVLET SIRRI ÜST
KURULU-
Tasarıyla, bilgi ve belgelere devlet sırrı niteliği vermekle
yetkili olmak üzere, ''Devlet Sırrı Kurulu'' oluşturuluyor. Kurul,
Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında; Adalet, Milli Savunma,
İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları müsteşarlarından oluşacak.
Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Milli Güvenlik Kurulu,
kendi görev alanlarına ilişkin bilgi ve belgelerin devlet sırrı
olarak belirlenmesini Kurula doğrudan teklif edebilecek.
Cumhurbaşkanlığına ait bilgi ve belgelerin niteliğini ise
Cumhurbaşkanı takdir edecek.
''Devlet Sırrı Üst Kurulu'' kuruluyor. Kurul, bilgi ve belgelerin
nitelenmesine ilişkin kararlarına karşı açılan davalarda nihai
olarak görüş bildiriyor. Başbakanın başkanlığındaki Kurulda,
Adalet, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanları yer
alıyor.
-DEVLET SIRRI SÜRELERİ-
Tasarıya göre, devlet sırrı niteliği süreli veya süresiz olarak
verilebiliyor. Süreli verilen devlet sırlarının süreleri, her bilgi
ve belgenin üzerinde belirtiliyor ve bu süre 75 yılı yılı
geçemiyor.
Devlet sırrı niteliği veya süreleri, Kurulca değiştirilebiliniyor
veya kaldırılabiliniyor.
Süresi belirtilmeyen devlet sırrı niteliği 10 yılda bir; 10 yıldan
fazla süreli olanlar 5 yıllık sürelerle gözden geçiriliyor.
Süresiz devlet sırrı niteliğine sahip bilgi ve belgeler, Kurulca
aksi kararlaştırılmadıkça 50 yıl sonra bu niteliklerini
kaybediyor.
-BİLGİ VE BELGELER, MAHKEMEYE
VERİLMEYEBİLECEK-
Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve
belgeler, Kurulca gerekçesi belirtilmek şartıyla verilmeyebilecek.
Ancak, verilmeyen bilgi ve belgeler, davada ilgili aleyhine sonuç
doğurmayacak, verilmeyen bilgi ve belge hiçbir surette yargılamada
davacı ve davalı aleyhine kullanılmayacak.
Mahkemelerin talep etmeleri halinde, devlet sırrı niteliği
taşımamakla birlikte, gizli bilgi ve belgeler, ana ilke olarak
gönderilecek. Ancak, bu bilgi ve belgeler, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarınca gerekçesi açıklanmak koşuluyla mahkemelere
gönderilmeyebilecek. Gönderilmeme gerekçesi mahkemelerce yeterli
bulunmazsa, bu bilgi ve belgelerin gönderilmesi zorunlu olacak.
Cumhuriyet başsavcılıklarınca talep edilen bilgi ve belgeler için
de aynı koşullar geçerli olacak.
Hukuk mahkemeleri ile idari mahkemelerde görülen davalarda, bilgi
ve belgelerin taraflara incelettirilmesi mahkemenin takdirine bağlı
olacak. İncelettirme sonucunda, sadece dava konusu uyuşmazlığı
açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgi ve belgelerin
incelenmesine izin verilecek. Mahkemece bilgi ve belgelerin
incelettirilmemesi halinde, bu bilgi ve belgeler, davada ilgili
aleyhine sonuç doğurmayacak.
Ceza kovuşturmasında; devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve
belgeler ile diğer gizli bilgi ve belgelerin taraflara
incelettirilmesinde Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili maddesindeki
usul uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, bilgi ve belgeleri mahkemeye göndermeyi kendisi
takdir edecek.
-1 YILDAN 4 YILA KADAR HAPİS-
Gönderilmesine karar verilen bilgi ve belgelerin, mahkemelere ve
Cumhuriyet başsavcılıklarına ulaştırılması sürecinde yetkili makam
veya merci, tesliminden sonra ise mahkemeler ve Cumhuriyet
başsavcılıkları, bunların yetkisiz kişilerce elde edilmesini veya
açıklanmasını önlemek için her türlü önlemi alacak.
Bilgi ve belgelerin koruma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için
gerekli araç, gereç ve donanım, kanunun yürürlüğe girmesinden
itibaren 6 ay içinde sağlanacak.
Tasarı kapsamındaki bilgi ve belgeleri, ilgili kamu kurum ve
kuruluş mensupları, görevin gerektirdiği haller dışında alamayacak
ve saklayamayacak.
Koruma yükümlülüklerine aykırı hareket edenler, 1 yıldan 4 yıla
kadar hapis cezasına çarptırılacak.
Devlet sırlarına karşı basın, yayın veya internet yoluyla suç
işlenmesi halinde fail hakkında verilecek ceza yarı oranında
artırılacak.
Müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hariç olmak üzere, maddede
belirtilen fiilleri işleyenler hakkında Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri
uygulanmayacak. Ancak, görev ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma
ve kovuşturma usulüne tabi olanlar hakkında ise kendi kanun
hükümleri uygulanacak.
Devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler ile diğer gizli
bilgi ve belgelerin tabi olacağı esas ve usuller, kanunun yayımı
tarihinden itibaren 6 ay içerisinde Adalet Bakanlığının teklifi
üzerine, Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak yönetmelikle
düzenlenecek.
Kanunun yayımı tarihinden önce işlem görmüş olup, yeniden işleme
alınması gereken belgelerden, devlet sırrı niteliklerine sahip
olanlara, ''Devlet Sırrı Kurulu'' tarafından devlet sırrı niteliği
verilecek.
-''GEREKSİZ GİZLİLİK KÜLTÜRÜNE SON
VERMEK''-
Tasarının gerekçesinde, Anayasadaki ilgili maddeler dışında,
çeşitli kanun ve düzenleyici işlemlerde, devlet sırrı ve
gizliliğiyle ilgili hükümlerin yer aldığı ancak bu hükümlerde
devlet sırlarının hangi usul gereğince belirlenip belirtileceği,
nelerin devlet sırrı olduğu, devlet sırrı olgusunu hangi makam ve
mercilerin belirlediğine dair yeterli açıklığın olmadığı
kaydedildi.
Gerekçede, şu görüşlere yer verildi:
''TCK'nın konuyla ilgili hükümlerinin uygulanmasında zorluklarla
karşılaşıldığı gibi, basın ve yayın araçlarıyla devlet sırrı
niteliğindeki konulara ilişkin olarak yapılan yayınlar sonucu
devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından ciddi
tehlikeler ortaya çıkmaktadır.
Devlet sırrına ilişkin alanı bir kanunla düzenleme yoluna
gidilirken, devletin meşru hakları ve demokratik kurumların
korunması ilkesi gözardı edilmezken, vatandaşın bilgi edinme
hakkının gereksiz kısıtlanmaması da ön planda tutulmalıdır. Kişi
yararı ile toplum yararı dengede tutulmalı ve yalnız toplum
yararının üstün tutulmasının gerektiği hallerde o da demokratik bir
toplumun zorunlu kıldığı ölçüde müdahalede bulunulmalıdır. Devlet
sırrı ve gizliliği kavramları kolayca tanımlanabilecek kavramlar
olmadığı için, gereksiz yere genişletildiği takdirde bilgi edinme
hakkının sınırları daralacağından, devlet gizliliğinde bilginin özü
itibarıyla bu niteliği taşıması koşulu aranmalıdır.
Tasarı, bilgi edinme hakkı konusunda gerekli kolaylıkları ve
şeffaflığı sağlamak, gereksiz gizlilik kültürüne son vermek
yönünden devlet sırları ve gizlilik alanının açık bir biçimde
düzenlenmesi amacıyla hazırlanmıştır.''