Türkiye de özel günler o kadar çoktur ki kısa sürer,
manasıyla anlamıyla nisan yağmuru gibi coşkulu, sonrası aynı
hamamın tasları.
İlginçtir en çok istismara uğrayanların günleri vardı 23
nisan çocuk bayramı ,öğretmenler günü,dünyakadın günü, matem
havasında biten cinsinden, onlar fedakârdır vefakârdır ama
bayramları vardır.
Çoğu zor bela öğretmen oldular hani okul biteli çok
olmuştur ama atamaları yapılmadan devlet memuru olmadan öğretmen
sayılmadılar o atama tayin keşmekeşi araya adam koymalar. Onun
adamı olma şuna yakın durmalar.
Devlete ataması olanlar öğretmen öz evladı bakanlığın özel
de çalışan üvey evlat ,bunun adı aslında devlet sultası ait olma
duygusunun derebeylik versiyonu
,özel okullarda dershanelerde, rehabilitasyon
merkezlerinde çalışan öğretmenler nerde okudu ?
Madagaskar’dan mı geldiler. Onların özlük hakları, çalışma
koşulları ve ücret durumları kimin umurunda.
Öğretmen bakanlığın memuru olunca mı öğretmen oldu. bir
çarkın içinde dişlinin bir parçası olmak.
Bence bakanlığı oluşturan unsurlar öğretmenlerden
ibaretse, öğretmene en büyük zulmü yapan yine kendi meslektaşları.
Kuruma ait olmak direksiyon başında trafik canavarına dönüşmek
olgusuyla aynı şey
İçinde siyaset olamayan din dil ırk ayrımı yapmadan hizmet
vermesi gereken kurum ve çalışanları bu gün bunların hepsini
itinayla sözüm ona hizmetlerinde acımasızca yaşıyor ve
yaşatıyorlar. Malesef Fikri hür vicdanı hür nesiller
yetiştiremiyorlar.
Bakanlığın nasıl bir düzen içinde çalıştığını pek bilmem
öğretmenlik yapmadım ama İstanbul Kadıköy’de rehabilitasyon
merkezlerinin ve bu kurumlarda çalışan öğretmenlerin nasıl bir
istismar içinde olduklarını duyunca aklım almadı bir bakanlık
nasıl olurda bu kadar adaletsiz olur diye düşündüm ve bunu sizinle
paylaşmak istedim ki iki yüzlü sevdadır bunun adı.
Rehabilitasyon merkezleri engellilerle çalışır ve buralar
milli eğitim bakanlığından ruhsatlı kurumlardır özel kurumlara
öğretmenler yine bakanlık tarafından olur alınarak atamaları
yapılır. Kurumlar eğitim verdikleri çocukların ücretini bakanlıktan
alır ve bu ödeme için her ay milli eğitim memuru onay yapar bu onay
maliyeye gider.
Zaten bir ay geriden ödeme alan kurumların onayı
kasım ayında Kadıköy ilçe milli eğitim müdürlüğü memurları
tarafından unutulmuş yani onay gönderilmemiş.
E ne var bunda diyeceksiniz.
Ne mi var Kadıköy’deki rehabilitsyon merkezleri ödeme
alamayacak demektir, buda burada çalışan öğretmenler ücretlerini
maaşlarını alamayacak demek. Uzatmayayım kurumlar bu haksız durum
karşısında çalmadık kapı bırakmadılar bakanlığın bile,
aldıkları cevap memur soruşturma geçirecek kurumlarda ocak
ayı ortalarında ekim ayı alacaklarını alacaklar.
Peki bu kurumlarda çalışan öğretmenler ne olacak hani
onlar her şeyinizdi sizin meslektaşınızdı, onların çoluğu çocuğu
yok mu onların geçim derdi yok mu,
Bence devlet memuru değilsen o sadet halkası içinde
değilsen öğretmen değil feriştahı olsan mevzuat hazretleri kapsama
alanı dışındasındır.
Bu çarkın içinde ezilen öğretmenlerin durumuna
üzülürken çocuklarımızın nasıl bir anlayışın elinde olduğunu
hiç düşünmek bile istemiyorum.
Devlet halkının insanının hakkını hukukunu
korumadıkça gerisi koca bir yalan.