Devlet İmralı ile yeni bir müzakere mi başlattı?
Abone olRadikal yazarı ve Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, açlık grevlerinin bitmesiyle başlayan yeni süreci yorumladı, devletin diyalog kapısını araladığını iddia etti...
İNTERNETHABER.COM (ÖZEL
İÇERİK)
CNN Türk ekranlarında
konuşan Radikal yazarı ve Ankara
Temsilcisi Deniz Zeyrek, Abdullah Öcalan'ın
çağrısıyla son bulan açlık grevlerinin Kürt sorununda yol açtığı
sonuçları yorumladı. Eylemin sona ermesiyle oluşan diyalog
ortamının Kürt sorununda yeni bir barış girişiminin zemini olduğunu
vurgulayan Zeyrek, Ankara'nın yeni süreci nasıl değerlendirdiğini
anlattı.
Bugünkü yazısında "Açlık grevlerinin bitmesiyle sadece
riskli bir süreç sona ermedi İmralı ile diyalogsuzluk da
giderildi" diyerek dikkat çeken Deniz
Zeyrek süreci canlı yayında yorumladı. Zeyrek, İmralı
odaklı bir müzakere sürecinin başlamış olduğunu iddia ettiği
analizinde şöyle dedi.
ÖCALAN'IN ÇAĞRISI KİMİN ÜZERİNDEN YAPILACAK
PAZARLIĞI KIRAN KIRANA
KÜRT SORUNUNDA UFUKTA BARIŞ FALAN YOK! Akşam'ın yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya, açlık grevlerinin sona ermesiyle oluşan olumlu havanın "geçici ve fazla iyimser" olduğunu söyledi, "ufukta barış yok" dedi... (HABERİN DEVAMI....) |
SÜRDÜ
"Öcalan'ın bu çağrıyı yapması beklenen ve hükümetin talep ettiği
bir şeydi. Öcalan zaten açlık grevlerini pek de tasvip etmiyor.
Daha önce 96'da ve 99'da yapılan ölüm oruçlarına bu nedenle
PKK'lılar katılmamışlardı. Bu yüzden İmralı'dan gelen çağrı sürpriz
olmadı. Ancak çağrının nasıl yapılacağı pazarlık konusuydu ve bu
pazarlık kıran kırana sürdü. Açıklamanın Mehmet Öcalan aracılığıyla
yapılmasına detaylar üzerinde yapılan bu pazarlığın sonucunda karar
verildi. Eylem kritik bir eşiğe gelince bu detayın gereksiz
olduğuna karar verildi. Üç hafta boyunca açıklamanın kimin
üzerinden yapılacağı pazarlık ediliyordu. Bu arada MİT ve Adalet
Bakanlığı yetkilileri Mudanya ile İmralı arasında yoğun bir trafik
yaşadı. Sonuçta maksat hasıl oldu ve ölüm yaşanmadan eylem
sonuçlanmış oldu."
AÇLIK GREVLERİNİN BİTMESİYLE KİM KAZANDI KİM
KAYBETTİ?
"Bu eylemin iki talebi daha vardı. Anadilde savunma ve eğitim vardı
ama asıl hedef sorunun müzakereyle çözülmesini sağlamaktı.
Müzakerenin en önemli unsuru ise Öcalan ile devlet kurduğu
diyalogtu. Bunun için de Öcalan üzerindeki tecridin kalkması
yönünde bir beklenti vardı. Bunun temel nedeni ise Öcalan çözümde
önemli bir rol oynayacağı inancıydı. Hem Öcalan'ın bu çağrıyı
yapması hem de bu çağrının eylemciler ve örgüt tarafından dikakte
alınması. Bundan sonrası için Öcalan'ın sorumluluklarını yerine
getireceğini söyleyebiliriz. Öcalan şu andan itibaren Kürt
sorununun demokratik çöüzmü noktasında muhatap olmuş durumda.
Kafamızı kuma gömmeye gerek yok. 12 Eylül'den beri devame eden
eylemi Öcalan'ın çağrısı bitirdi. Bu açıdan sürecin bir kazananı
Öcalan oldu. Örgüt üzerinde sözünün geçerli olduğu görüldü. Ama
diğer yandan hükümet de iki talebin birisini kabül edip diğeri için
irade beyanı yaprak eylemin bitmesine tanıklık etti. Yani bir
kazanan da hükümet oldu. Elbette bir diğer kazanan da yaşamlarını
riske eden eylemi yapan mahkumlar oldu. Herhangi bir sakatlığa
maruz kalmadan, yaşamların yitirmeden eylemi bitirmelerinin bir
başka kazananı da Türkiye oldu. Çünkü bir çok kaotik yan etkisi
olacaktı. Cezaevlerinde isyanlar olabilirdi, kontrol dışı
gelişmeler olabilirdi. Türkiye'yi çok ciddi sıkıntılara sokacak bir
süreç de engellenmiş oldu. Bu yanıyla herkesin kazandığı bir süreç
oldu."
BUNDAN SONRA ÖCALAN İLE YETKİLİLERİN GÖRÜŞMELER DEVAM
EDECEK
"Bundan sonra MİT'in ve devletin güvenlik kurumlarının belirlediği
yetkililerin Öcalan'la görüşmesi sözkonusu olacak gibi. Alt düzeyde
yaklaşık bir ay önce başlamıştı zaten. Bunun devam edeceği
anlaşılıyor."
ŞEMDİNLİ'DEKİ 5 ŞEHİT SÜRECİ SİLVAN SALDIRISI GİBİ ETKİLER
Mİ?
"Ama tabi işin sabote edilmesi de sözkonusu... Öyle anlaşıldı ki
geçtiğimiz iki yıl içinde, sorunun çözümü noktasında Öcalan
dışardaki örgüt yöneticilerinden daha sağduyulu değerlendirme
yapabiliyor hem de sorunun demokratik çözümü için daha fazla irade
koyabiliyor. Hem Kandil hem Avrupa'dakilerin tutarlığı konusunda
bazı sıkıntılar var. Bir yandan diyalog sürerken bir yandan Silvan
saldırısının olması izah edilebilir bir durum değil. Yani bir
şekilde örgüt içinde genel kanalları sabote edecek bazı olaylar
aman zaman oluyor. Bu geçmişte devlette de oluyor. Bugün Ergenekon
davasında bazı detaylarıyla karşılaşıyoruz."
HÜKÜMET ŞEMDİNLİ SALDIRISININ SABOTAJ OLDUĞU
KANAATİNDE
"Şemdinli'deki olaya da bakmak lazım. 5 askerin şehit olması
hükümetin sevincine gölge düşürdü. Çünkü hükümet bunun sabotaj
olduğu kanaatinde. Herne kadar bir operasyon sırasında gerçekleşse
de PKK'nın böyle bir günde çok ciddi bir saldırıda bulunması, bir
helikopteri hedef almasıi 5 şehit verilmesi ciddi bir infial
yaratacaktı. Onun için çok hassas bir denge sözkonusu. Bir tarafta
bu şehitler ne zaman bitecek, ölüm istemiyoruz çığlıkları var ama
bir yanda da birileri kan dökerek süreci sabot ediyor."
DEVLET BU KEZ İNFİALLERE KULAK ASMADAN SÜRECİ
GÖTÜRECEK
"İşte bu dengeyi çok iyi tutturmak gerek. Görülen hükümet ve
güvenlik bürokrasisi o infiallere çok da kulak asmadan müzakereyi
ve diyalog sürecini sürdürmek istiyor. BDP'de de Öcalan'da da böyle
bir eğilim var. O nedenle yeni bir müzakare sürecini beklemek
mümkün diye düşünüyorum."