Devlet ilk kez Madımak'ta!
Abone ol37 kişinin öldüğü Madımak yangını aradan geçen 17 yıla karşın sönmedi. Hükümet düzeyinde ilk kez anmaya katılan Bakan Çelik'ten önemli sözler var.
Türkiye tarihinin yakın dönem en karanlık olaylarından
Madımak katliamının 17. yıldönümünde bir ilk yaşanıyor. Sivas'ta
düzenlenen anma töreninde hükümet düzeyinde ilk kez bir bakan yer
aldı.
Alevi açılımından sorumlu olan Bakan Faruk Çelik Madımak Oteli
önüne karanfil bırakarak, ''Madımak Oteli'nde yaşanan acı
hepimizin acısıdır, tüm Türkiye'nin acısıdır.
Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş
hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı
olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle
lanetliyorum" dedi.
Alevi örgütlerinin beklentisi ise Madımak Oteli'nin müze olup
olmayacağıyla ilgiliydi. Ancak Bakan Çelik bu konuda bir müjde
vermedi. "Önce burası kamulaştırılması gerek. Sonra
değerlendireceğiz" diyen Çelik Alevi Çalıştayı raporlarının ise
10-15 gün içined açıklanacağını duyurdu.
KOL KOLA OTELE YÜRÜDÜLER
Faruk Çelik Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma
etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gitti.
Valiliği ziyaret eden Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı
milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum
temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.
Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2
Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek,
''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek
istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten
ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle
yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla
sınadılar'' diye konuştu.
OTELİ SARAN ATEŞ HEPİMİZİN YÜREĞİNİ SARDI
O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam
etti:
''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün
hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı
hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı
olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek
demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi,
dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını
kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları
yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir
taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır.
Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları,
parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum.
Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda
yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''
BİZ AŞURE GİBİYİZ
Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin,
hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı
Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini
ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden
damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki
değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu
topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte
yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu
keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı
defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar,
Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu
milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler
yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü
yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure
binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en
güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok
lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm
üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday
buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya
geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun
özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''
KERBELA'DA BİRLİKTE SUSUZ KALDIK
''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara
nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz''
diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:
''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız.
Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı
omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve
beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa
sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı
birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade
etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de
birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce
toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama
kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça
daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden
daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi
'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize
yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli
kardeşlerim.''
GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...
17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki
zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade
eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele
aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi.
Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların
araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü
geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de
o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de
karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi
ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum.
Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa
ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve
siyasi kararlılığa sahiptir.''
MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI
Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin
durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları
attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç
yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17
yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.
DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR
Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam
olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak
istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği
yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet
net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar,
kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir
Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız
olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak
adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te
hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla,
rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz
ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin.
Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''