"Devlet Hizbullah'ı kullandı"

Abone ol

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cömert'ten çarpıcı açıklamalar. Cömert, Batman olaylarıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada devletin Hizbullah'ı kullandığını söyledi.

30 Ağustos nedeniyle Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün Gazi Orduevi'nde verdiği geleneksel resepsiyonda, gazetecilerin ilgi odaklarından biri de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na yeni atanan Org. Faruk Cömert'ti.

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, bakanlar, komutanlar için ayrılan kameriyenin önüne ilk gelen Org. Faruk Cömert ve eşi oldu.

Org. Cömert'in, Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevini devralırken yaptığı konuşmada, "görev ve makamını şahsı, ailesi ve yakın çevresinin çıkarları için kullanmayacağı sözü" vermesi, gazetecilerin aklında ve kamuoyunda iz bırakmıştı. Bu nedenle de sohbet buradan açıldı. Komutana, "konuşmanız ve verdiğiniz söz geniş yankı buldu" denilince, gülerek karşılık verdi:
"Ben olağanüstü bir şey söylemedim ki! Aslında herkesin taşıması gereken bir özelliği söyledim."

"Herkesin taşıması gereken asgari özelliklerin bile artık az bulunur bir erdeme" dönüştüğünü söyleyince, Org. Cömert de bu yargıya katılarak şöyle devam etti:
"Ben Hava Kuvvetleri'ndeki arkadaşlarımın bana verdikleri büyük bir krediyle bu göreve geldim. Bu krediyi neden ve neye verdiler? Bunlar belli. İşte çalışkanlık, dürüstlük, şeffaflık. Ben de bu göreve layık olacağımı söylemek istedim."

Bölgeyi iyi tanıyor

Org. Cömert, detaylarını izleme olanağı bulamadığı Batman olaylarıyla ilgili gelişmeleri sorunca, biz de değerlendirmesini sorduk. Bölgeyi iyi tanıdığını, 6 yıl görev yaptığını anımsattıktan sonra, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ben Körfez Savaşı'nda da, sonrasında da oradaydım. Ben daha o zaman bu Hizbullah konusunda uyarı yapmıştım. Çiller zamanında valiye söylemiştim. Sanıyorum Muzaffer Ecemiş'ti valimiz ve daha sonra İçişleri Müsteşarı da oldu. Bu Hizbullah olaylarıyla ilgili olarak, PKK'ya karşı kullanıldığı söyleniyordu. O zaman bunun yanlış olduğunu belirttim, devlet başka güç kullanmaz, kendi gücünü kullanır, demiştim. Şimdi Batman'daki olaylarda bunlar mı var, PKK mı tam izleyemedim."

Halkta sorun yok

Gazetecilerin, "PKK görünüyor" demeleri üzerine Org. Cömert, "Demek ki şimdi tersine dönmüş" karşılığını verdi.
Org. Cömert, 1989'dan 1994'e kadar görev yaptığı bölge halkını yakından tanıma olanağı bulduğunu anımsatarak, "Kürt sorunu" tartışmaları bağlamında şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bence halkta bir sorun yok. Sorun ekonomik. Açlık, işsizlik. Gençler işsiz, tabii, bu ortamda terör örgütü çabuk etkiliyor. Dağa çıkıyor, o zaman onore oluyor. İşi, gücü olursa bu olmaz. Halk güçlüden yana olur."
Bu durumun neden kaynaklandığı ve sorumluluğuyla ilgili bir soruya ise Org. Cömert, "Çok uzaklara bakmaya gerek yok, çevrenize bakmanız yeterli" karşılığını vermekle yetindi.

Org. Cömert'le sohbetimizden sonra, protokolün yer aldığı kameriyede de önünde de göremediğimiz Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'ı aramaya koyulduk. Gazi Orduevi'nin geniş bahçesinde uzun bir süre aradıktan sonra Org. Büyükanıt'ı ve Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri'yi protokolden ve ışıklardan uzakta bir oturma grubunda sohbet ederken bulduk.

Gazetecilerden kaçamayacağını anlayan Org. Büyükanıt, "yakalandık" diyerek espri yaptı. Sohbeti, "Fenerbahçe" ve sahnede çalmaya başlayan TSK Armoni Mızıkası'ndan açarak Fevzi Paşa'ya "Bugün jandarmanın bandosu ilginçti, birtakım hareketler yaptılar, ilk kez gördük" diyerek takıldı. Giriş sohbetinden sonra gazeteciler konuyu Batman'a getirince yine Fevzi Paşa'ya döndü:

"Siz gelmeden Fevzi Paşa'ya diyordum ki, şimdi kalkıp şöyle yürüsem gazeteciler yakalar ve hemen Batman'ı sorarlar. Beni yanıltmadınız."

Org. Büyükanıt, bu kez doğrudan soruyu yanıtlamak yerine farklı bir yöntem izledi:

"Önce ben sorayım. Olayları yakından izliyorsunuz. Siz ne düşünüyorsunuz? Ne oluyor, nereye gidiyor?" Gazeteciler, "Grubun duayeni Mehmet Ali Birand. Yanıtı o versin" karşılığını verdiler. Birand, şu değerlendirmeyi yaptı:

'Kürdistan'a gidiyor'

"Bana göre artık bu iş PKK'yı da aştı. Çok daha büyük. Mücadelede, televizyon yayınıydı, kontrol etmekti gibi bir çerçeveyi de aşıyor. Daha büyük bakmak lazım. Kuzey Irak'taki gelişmeleri, İran'daki kıpırdanmayı, Suriye'deki olayları birlikte düşünmek gerekir. Böyle baktığınızda olay kısa vadede olmasa bile Kürdistan'a gidiyor. Bu açık. Olaylara bu büyüklükte bakmak lazım."
Org. Büyükanıt, Birand'ın analizine katıldı, "Evet. Sayın Birand doğru yaklaşıyor. Olay çok daha büyük" karşılığını verdi.

Org. Büyükanıt'la sohbetten Batman, Seferihisar, Trabzon olayları bağlamında iki temel mesaj çıkıyordu:

1- Parmaklar DEHAP'ı gösteriyor.
2- Böyle giderse iç çatışma riski doğar ve Türkiye için felaket olur.
Org. Büyükanıt, olayların sadece Güneydoğu'da değil, batı bölgesinde de reaksiyon şeklinde ortaya çıkmasının Türkiye için bir iç çatışma riskine işaret ettiğine ilişkin yorumlarımız üzerine, "İşte bu en büyük felaket olur" diyerek, basına da bu konuda görev düştüğünü belirtti ve şöyle dedi:
"İşte bunları basının yazması, kamuoyunu bilgilendirmesi, olayları gerçek boyutlarıyla yansıtması gerekir. Her kurum, kendi görevini gereği gibi yapmalıdır. Kamuoyunun bilgilendirilmesi, gerçek boyutlarıyla olayların yansıtılması çok önemli. Bu açıdan basın Türk Silahlı Kuvvetleri'nden daha güçlüdür."

'Gerets mi konuşsun?'

Org. Büyükanıt, sorularımızı yanıtlarken, "Şimdi yanıt veriyoruz ama sonra asker niye konuşuyor, diyenler çıkıyor" dedi ve şunları söyledi:
"Ben Kara Kuvvetleri Komutanı'yım. Terörle mücadelede bölgede iki kurum var. Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı. Konu terörle mücadele, ülkenin güvenliği. Soru soruyorsunuz, bu konularda konuşuyoruz. Ama sonradan asker niye konuşuyor diye tepkiler oluyor. Peki bu konularda ben konuşmayayım de Gerets mi (GS'nin Teknik Direktörü) konuşsun?"

Hizbullah mı, Hizbul-Kontra mı?

1980'de kurulan Hizbullah, 1990'larda "terörle mücadele eden dindar vatandaşlar" görünümü altında Güneydoğu'da PKK'lı olduğu öne sürülen kişilere karşı silahlı mücadeleye girerek adını duyurdu. Örgütü, bağlantıları nedeniyle "Hizbul-kontra" diye yorumlayan gazeteci Uğur Mumcu'nun saptaması; "eylemlerin faili meçhul kalması", "devlete yönelik eylemlerin azlığı" gibi nedenlerle geniş bir çevre tarafından kabul gördü.
2000'de liderleri Hüseyin Velioğlu'nun İstanbul'da öldürülmesi gerçekleri açığa çıkardı. Yakalanan örgüt militanı Emin Ekici, Velioğlu'nun "devletin diğer kontrgerilla gücü" olarak gösterilen JİTEM'in kurucusu Binbaşı Cem Ersever ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilişkisi olduğunu anlattı.

Dönemin FP Genel Başkanı Recai Kutan, "28 Şubat sürecinin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman, MİT Müsteşarı olarak görev yaparken 'Hangi Hizbullah? Bir İran'daki Hizbullah vardır. Bir de PKK'ya karşı kendini koruyan dini inançları kuvvetli vatandaşlar' demiş, Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek de 'Hizbullah'ın üzerine nasıl gidelim? Karargâhları JİTEM binasının yanında yorumunu yapmıştır" açıklamasını yaptı.

Haber: Hikmet Bila
Kaynak:

Günün Önemli Haberleri