Devlet bin kişiyi koruyor
Abone olTBMM Adalet Komisyonu'nda, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) Tasarısı görüşmelerinde ''devlet sırrı'' ve ''tanıkların korunması'' tartışma konusu oldu.
Tasarının ''tanıkların çağrılması'' başlıklı maddesi üzerinde
CHP ve AK Parti milletvekilleri ortak önerge vererek,
''Cumhurbaşkanının tanık sıfatıyla beyanı konutunda alınabilir.
Cumhurbaşkanı isterse beyanını yazılı olarak gönderebilir, genel
hükümler uyarınca soru sorma hakkı saklıdır'' ibaresini değiştirdi.
Önergenin kabul edilmesiyle, ''Cumhurbaşkanı kendi takdiriyle
tanıklıktan çekinebilir. Cumhurbaşkanı tanıklık yapmak isterse
beyanı konutunda alınabilir, yazılı olarak gönderebilir'' şekline
dönüştürülen maddede, ayrıca başbakan, bakanlar ile TBMM üyelerinin
tanık sıfatıyla Ankara mahkemelerinde dinlenmesi fıkrası da ''genel
hükümlerde bulunduğu'' gerekçesiyle metinden çıkarıldı. Adalet
Bakanı Cemil Çiçek de değişiklikleri yerinde bularak destekledi.
SUSURLUK VE ''DEVLET SIRRI'' Komisyon görüşmelerinde ''devlet
sırrı'' uzun süre tartışıldı. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan,
maddede geçen ''bir suç olgusuna ilişkin bilgilerin devlet sırrı
olarak mahkemeye karşı gizli tutulamayacağı'' hükmüne işaret
ederek, gerçekten ''devlet sırrı'' olması gereken bilgilerin ortaya
saçılabileceği endişesini dile getirdi. ''Her devletin sırrı
vardır'' diyen Eraslan, makul şekilde düzenlenmesinin yerinde
olacağını savundu. AK Parti Niğde Milletvekili Bekir Bozdağ,
düzenlemenin ''reform'' niteliğinde olduğunu vurgulayarak,
'Susurluk olayında yargılananların çıkıp 'açıklayamam, açıklarsam
devlet yerinden oynar' diyerek, devlet sırrının arkasına nasıl
sığındıklarını gördük. Devletin suça dair sırrı olamaz'' görüşünü
savundu. CHP'li Eraslan, ''Susurluk'' tarzı suçları kastetmediğini
kaydederek, bu olayda kirli işlerin ve ilişkilerin ''devlet sırrı''
niteliğine büründürüldüğünü söyledi. ''Türkiye Cumhuriyeti'nin
güvenliği gereği açıklanamayacak şeyleri olduğunu'' kaydeden
Eraslan, bunların ortaya dökülmesinin sıkıntı yaratabileceğini
ifade etti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, zor bir konunun
düzenlendiğini belirterek, geçmişe bakıldığında pek çok şeyin
''devlet sırrı'' denilerek örtbas edildiğini kaydetti.
Milletvekillerinin sorduğu sorulara bile ''ticari sır'',
''bankacılık sırrı'', ''devlet sırrı'' denilerek yanıt
verilmediğini vurgulayan Çiçek, ''Ancak korunması gereken bazı
değerler vardır. Sosyal düzen, kişi hak ve özgürlüklerinin
korunması gibi...Ama düzeni ortadan kaldırmak, düzene rahatsızlık
verecek düzenlemeler yapmak da sıkıntı doğurur'' diye konuştu.
Çiçek, bakanlıkta ''devlet sırrı'' konusunda yasa taslağı
hazırlandığını ancak, öncelikli yasalar nedeniyle TBMM'ye sevk
edilemediğini belirtti. Bakan Çiçek'in isteği üzerine, uzmanların
düzenlemeyi yeniden gözden geçirmesine karar verildi. Madde, daha
sonra görüşülmek üzere ertelendi. TANIKLARIN KORUNMASI Örgütlü
suçlarda tanıkların korunmasına imkan veren düzenleme de komisyonda
tartışma konusu oldu. CHP Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun,
sadece örgütlü suçlarda tanığın korunmasına karşı çıkarak, bunun,
yetersiz olacağını savundu. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'de
koruma işinin sorunlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Devlet
koruma işine çok meraklı. Devlet, işi gücü bıraktı, korunacak
insanlara araba yetiştiremiyor. Koruma ver, araba ver, yetmedi
benzini de ver. Böyle şey olur mu? Emekliliğinde bile adama koruma
veriliyor. Bizden çok daha gerekli ülkelerde bile, bizim onda
birimiz kadar koruma yok. Benim bildiğim, binden fazla kişi bu
şekilde korunuyor. Korunan kişinin devletin verdiği bu arabaya
binmemesi gerekiyor. Koruma arabası, kendi arabasını arkadan takip
edecek. oysa, bu arabalar özel işlerde bile kullanılıyor.'' Çiçek,
tanığın korunmasının genişletilmesi isteğine karşı çıkarak,
''(Konuşurum ama başıma iş gelecek) hikayeleriyle mahkemeyi
tiyatroya çeviririz'' dedi. BİLİRKİŞİ Komisyonda bilirkişilik
düzenlemesi de tartışıldı. Bakan Çiçek, bilirkişilik müessesesinin
uzun süreden beri tartışma konusu olduğuna işaret ederek, ''Yaygın
iddialar, Türkiye'de bilirkişi kirliliği yaratıyor. Bu konuda
komisyon kurduk. Bu tasarıların ardından ilk ele alacağımız
düzenleme bu olacak'' diye konuştu. CHP'li Eraslan da bilirkişilik
konusunun sıkıntılı olduğunu belirterek, yargılamada, ''hakimleri
içeriye, bilirkişileri dışarıya çekecek'' düzenlemenin yapılması
gerektiğini savundu. Yargıtay Üyesi Keskin Kaylan, davanın asıl
yürütücüsünün mahkemeler olduğunu ve kendi bilgisiyle çözeceği
konularda bilirkişiye başvuramayacağını, ancak özel ve teknik
konularda böyle bir yardımı alabileceğini belirterek, Yargıtay'da
bu nedenle çok sayıda bozma kararı verildiğini bildirdi. CHP'li
Eraslan'ın, maddeye, görevini yapmayan veya eksik yapan
bilirkişilere ''disiplin hapsi'' getirilmesi önerisine karşı çıkan
AK Parti Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, ''Sayın Eraslan'ın
bilirkişilerle sorunu olmuş herhalde...Böyle gidersek
bilirkişilerin dizinden vurulmasına da karar vereceğiz'' dedi.
Gülüşmelere neden olan sözler üzerine Eraslan, ''Hayır
bilirkişilerle bir sorunum olmadı'' dedi. Tasarının 72 maddesini
kabul eden Komisyon, görüşmelere yarın devam edecek.