Devlet Bahçeli'den yazılı tepki
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişikliği sürecine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
''Bu aşamadan sonra AKP çoğunluğunun onay verdiği AKP Anayasası
hakkındaki hükmü milletin doğrudan iradesi verecektir'' ifadesini
kullanan Bahçeli, ''Türkiye'nin önündeki bu gerilim ve
çatışma yüklü yeni dönemin baş aktörü de ve sorunların kaynağı da
geride kalan yıllarda olduğu gibi Adalet ve Kalkınma Partisi ile
teslimiyetçi kadroları olacaktır'' görüşünü savundu.
Türkiye'nin anayasa değişiklikleri süreci ile
''oyalandığını'', bunun
''talihsizlik'' olduğunu ileri süren Bahçeli,
açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Başbakan Erdoğan'ın demokrasi, hukuk, özgürlük, değişim ve milli
irade gibi sahte ambalajlar arkasına saklamaya çalıştığı gerçek
niyetleri ve gizli gündemi ise anayasa değişiklik süreci içinde
açığa çıkmıştır.
Tek başına iktidar imkanlarını geride kalan yıllarda birer birer
israf eden Hükümet, Anayasa değişiklikleri ile kafa karıştırmak
istemektedir. Başbakanın ikinci amacı, yedi buçuk yıllık vurgun,
soygun, yolsuzluk ve talan döneminin hesabından kurtulmak için
AKP'nin lekeli geçmişine uyarlanmış güdümlü bir yargı yapılanmasını
oluşturmaktır.
Üçüncü amaç, etnik bölücülüğü anayasal suç olmaktan çıkararak önünü
açmak, PKK açılımının ilerletilmesinin Anayasal altyapısını ve
kılıfını hazırlamaktır. Bu kapsamda, Başbakan Erdoğan'ın hayali
olan otuz altıya bölünmüş Türkiye'yi gerçekleştirmek için kendisini
önleyecek hukuki engellerin 'birinci anayasa paketiyle' ortadan
kaldırılmasıdır.
Başbakanın dördüncü amacı, önceki uygulamaları tecrübeyle sabit bir
oyunu tekrarlamak suretiyle gerilimler üzerinden toplumu cephelere
ayırmak, çatışmayla oluşacak kamplaşmadan siyasi yığınak
oluşturarak seçime kadar gidebilmektir.
Beşinci amacı ise Anayasa değişiklik tekliflerinin Cumhurbaşkanı
tarafından onaylanmasını müteakiben işleyen süreçte gidilecek
referandumun sonuçlarına göre seçim kararı verebilmektir.''
Bu konuların AK Parti'nin siyasi varlığının devamı için önemli
olduğunu ifade eden Bahçeli, ''TBMM'de yapılan görüşmelerde
AKP, sahte demokratlık ve mili irade savunuculuğu maskesi altında
her türlü çirkinliği sergilemiş, 12 Eylül istismarı dahil olmak
üzere siyasi ve ahlaki açıdan utanç verici bütün istismar yollarına
başvurmaktan kaçınmamıştır'' iddiasında bulundu.
Bahçeli, değişiklere ''evet'' oyu verenlerin,
''tarih ve millet önünde vebal altına girdiğini ve bundan
sonra yaşanacak gelişmelerin sorumluklarını da bu yanlış
tercihleriyle üstleneceğini'' savundu.
İktidar partisinin, ''oylamada fire vermemek için her türlü
baskı ve tesir imkanlarını kullandığını'' ileri süren
Bahçeli, ''Bağlılıklarında tereddüt ettiği partisine mensup
vekillerin tercihlerine ipotek koymuştur. Değişiklik maddelerinin
geçemeyeceğine dair derin kaygılar yaşayan ve kendi
milletvekillerinden her oylamada kuşku duyan AKP Grubunun, bazı
maddelerin kabulünden sonraki taşkınlıkları ise tam bir ahlak
zafiyeti ve siyasi çürümüşlük olarak sahiplerinin alnına kara bir
leke olarak çalınmıştır'' iddiasında bulundu.
-''MHP'NİN GÖRÜŞLERİ NET VE BELLİ''-
CHP'nin ise ''görüşmelere katılarak görüş bildirmesine
rağmen oylamalara girmeyerek milletvekillerinin iradelerini
göstermelerine imkan tanımadığını'' belirten Bahçeli,
değişikliklerin ''büyük bir aceleyle müzakere edildiğini,
gerek kamuoyu nezdinde gerek yüce Meclis çatısı altında yeterince
tartışma ve yoruma fırsat verilmeden'' çıkartıldığını öne
sürdü.
Türkiye'de toplumsal huzursuzluk kaynağı olan sorunların karşılıklı
anlayış, hoşgörü ve uzlaşma ortamı içinde, milli birlik, bütünlük
ve dayanışma ruhuyla makul çözümlere kavuşturulmasının önemine
değinen Bahçeli, bu konuda kutuplaşmacı anlayışların terk edilerek,
sevgi ve saygı temelinde, millet bütünlüğü içinde toplumsal
kucaklaşma döneminin açılmasını temenni etti.
Bu kapsamda MHP'nin yıllardan beri dile getirdiği anayasa
değişiklikleri konusundaki görüşlerinin net ve belli olduğunu
belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
''Partimiz ilkeli duruşunu değişiklik önerilerinin gündeme geldiği
ilk andan itibaren korumuş ve savunmuştur. Partimizin sağduyulu
milletvekilleri, Başbakan Erdoğan'ın önce başbakan, sonra eşbaşkan,
şimdi ise başyargıç olma hezeyanlarına ve bu dünyada hesaptan
kurtulma arayışlarına destek olmamışlardır.
Türkiye'de etnik ayrımcılığa zemin oluşturacak ve Türk milletini
bölerek ayrı bir millet şuuru yaratılması amacına hizmet edecek
dayatmalara yasal kılıf arama ve Başbakanın tabiriyle hazmettirme
sürecine seyirci kalmamışlardır.
MHP'nin, Anayasa'nın değişmesinin gerekli ve doğal olduğu yönündeki
görüşü bilinmekle beraber bu değişikliğin, önce ahlaka uygun
yöntemlerle, başkalarına saygı gösteren bir anlayışla, farklı
düşünceleri dinleyen etik yaklaşımla, toplumun tamamına kulak veren
geniş vizyonla ve herkesin katkısının görüleceği tam bir uzlaşma
arayışıyla yapılmasının gerektiğini ısrarla açıklamıştır.''
Bahçeli, ''demokratik bir anayasanın hazırlanmasına yönelik
geniş tabanlı, tartışmaya, görüşmeye ve uzlaşmaya açık müzakere
şartlarının oluşmadığını ve AK Parti'nin de bu şartları
hazırlamaktan ısrarla kaçındığını'' savunarak, bunun
partilerinin bu süreçteki kararında ''belirleyici
amil'' olduğunu belirtti.
Toplumsal uzlaşmayı temsil etmesi gereken anayasa değişikliklerinin
bu haliyle daha onaylanmadan ''kavganın, ayrışmanın ve
kutuplaşmanın vasıtası haline geldiğini'' öne süren
Bahçeli, açıklamasının sonunda şunları kaydetti:
''Şimdi Türkiye'nin karşısında Cumhurbaşkanının onayını
müteakip işleyecek olan iki aylık süreç ve sonrasında yapılacak
halk oylaması vardır. TBMM'deki görüşmeler esnasında AKP
Anayasasına karşı çıkan, iktidar partisi milletvekillerini
yöneldikleri hatalı yoldan dönmeleri için başarılı bir siyasi sınav
veren Milliyetçi Hareket, önümüzdeki süreçte de doğruları
milletimize anlatmakta hazır ve kararlıdır.''