Devlet Bahçeli'den sert çıkış! Erdoğan için tarih verdi
Abone olPartisinin grup toplantısında gündeme dair konuşan Bahçeli, Erdoğan için 'Genel seçimlerde nasıl geldiysen öyle gideceksin' açıklamasında bulundu.
Devlet Bahçeli partisinin grup
toplantısında gündeme dair açıklamalarda
bulundu.
1 Haziran'da tekrarlanan yerel seçimlerde Yalova ve Ağrı
başta olmak üzere partinin ivmesinin yükseldiğini söyleyen Bahçeli,
Başbakan Erdoğan'nın bu durumdan huzursuz olduğunu söyledi ve '30
Ağustos'ta soluksuz kalacak genel seçimlerde geldiğin gibi
gideceksin' dedi.
Devlet Bahçelinin konuşmasından satır başları:
Başbakanın huysuzluğu bundan kaynaklanmaktadır. Başbakan Erdoğan
AKP'nin düşüşünü görmektedir. Bütün hırçınlığı bundan
dolayıdır. Biz başka muhalefet partilerini bilemeyiz. Ama
bizim varlığımız bile Başbakan Erdoğan'ın kabus görmesine
yeter.
İktidar partisinde umduğunu bulamayan vatandaşlarımız partimizi
tercih etmeye başlamıştır. AKP'yi saran rüşvet ağı iktidar
değişimini zorunlu kılmaktadır. Başbakan ve hükümeti makul
sona doğru inişe geçmiştir.
Başbakan Erdoğan yapacağı ve sağlayağı hiçbir şey
kalmamıştır. Anlaşmamazlıkların daha da büyümemesi için AKP
hükümetinin demokratik yollardan gitmesi gerekmektedir.
Gezi Parkı hadisesinin yıldönümünde yaşatılan ilkelsizlikler
rahatsız edicidir. Başbakan Erdoğan kışkışrtmalardan medet
ummaktadır. Berkin Elvan için 'ölmüştür geçmiştir' demiş, ancak
Esma için neredeyse yas tutmuştur.
BAŞBAKAN VİZYONSUZ,
MECALSİZ...
Demokrasinin ayakta kalabilmesi içni iktidarın sağ salim el
değiştirmesi gerekmektedir.
Başbakan yorgun, bitkin ve bezgindir. Başbakan vizyonsuz hedefsiz
ve mecalsizdir. Vatandaşlara tekme tokat saldırması hiçbir
vicdanın kaldırmayacağı çürümüşlüktür.
Başbakan Erdoğan ikinci dersini 30 Ağustos'ta alacak Çankaya'ya
çıkayım derken soluksuz kalacaktır. Genel seçimlerde de nasıl
geldiyse öyle gidecek. Gittiği yerde ise milletin hakemliği ile
bedel ödeyecektir. Türkiye çok yakında belini
doğrultacaktır.
BAŞBAKAN'IN KARDEŞLİK
ÇEMBERİ
Kanlı terörün heves ve tahrikçileri önümüzdeki en büyük sorunlardan
biridir. Kanlı terör son dönemlerde yine azmış ve kontrolden
çıkmıştır. 1 Ağustos 2009’da 12 kötü adam nezaretinde başlatılan
yıkım projesi Türkiye’yi PKK’ya heba etmenin ilk adımı İmralı
canisinin müzakere masasına oturtulması yıkımın en zillet
tarafıdır. 16 Kasım 2013’te Barzani-Erdoğan buluşması sözde
Kürdistan’ın bir başbakanca ilk kez telaffuzu yıkımın en gaddar
adımıdır. Başbakan’ın saldırgan çevrelere karşı muhabbet ve
sıcaklığı gözle görülür derecede fazladır. Nerede Türkiye’ye kin
duyan intikam heveslisi varsa Başbakan’ın kardeşlik
çemberindedir.
PKK EYLEMLERİ
PKK son günlerde var gücüyle eylem yapmakta. Diyarbakır Gömeç
köyündeki sulama barajını protesto etmek için 24 Mayıs’tan itibaren
Diyarbakır-Bingöl Karayolu'nu kapattı. Hükümetin seyrettiği olaylar
esnasında bölücü alçaklar molotof atmış, uzun namlulu silahlarla
saldırmıştır. 30 Mayıs’ta Lice’de görevli jandarma özel harekata
saldırdılar. 400’e yakın PKK’lı grup Muş Varto yolunu trafiğe
kapatmıştır. Son bir haftanın eseri bunlar. Teröristler yol kesip
kimlik kontrolü yapmaktadır. 28 Mayıs 2014’te korucumuz Mehmet
Uğurtay Mardin’de şehit edilmiştir.
"VALİ MÜSVEDDESİ HALA
GÖREVDE"
Doğu ve Güneydoğu’da devlet yok, vali ve kaymakam kayıp, asker ve
polis ancak kendisini savunmaktadır. PKK’lıları bazıları rica
minnet durdurmaya çalışmıştır. Bazıları ise çözüm sürecinden dolayı
Başbakanla İmralı canisini takdirle karşıladığını yüzsüzce dile
getirmiştir. Bu vali müsveddesi hala görevde. Türkiye nereye
gitmektedir? Orada devlet fiilen komaya girmiş demektir.
"GEZİ’DE KİLİTLİ
KALDI"
Eşkıyalar dağdan şehitlere inmiştir. PKK’nın korkusu kalmamış, her
taraf Kandil Dağı’na çevrilmiştir. Zira ortada hükümet yok. Gezi’de
kilitli kalan, 17 ve 25 Aralık’tan kaçan bir Başbakan’ın teröre
boyun eğme hali vardır.
"DEMOKRATİK HAKKINI KULLANAN
GÖSTERİCİLERE SU VE GAZ SIKMAKLA UĞRAŞMAKTA"
Erdoğan demokratik hakkını kullanan göstericilere su ve gaz
sıkmakla uğraşmakta. Taksim’e gelme ihtimali olana gözdağı veren
Başbakan, konu PKK olunca anında ortalıktan kaybolmaktadır.
Başbakan PKK’ya niçin sessizdir? Neyi vaat etti? İstanbul’da
polisin sabrına hayret eden Başbakan sıra PKK’nın küstahlıklarına
gelince çıt çıkarmadan izlemektedir.Başbakan Türkiye’nin bir
bölümünü gözden çıkarmıştır. Başkanlık çeyizi karşılığında özerklik
vaat etmiştir. Eğer bu doğruysa Başbakan ihanete ortak
olmuştur.
"MALUM DANIŞMANI
HAKLI"
Maskelilere bağıran çağıran Başbakan bunun mislini yapanlara karşı
sessizdir. Yakın çevresine yeni giren malum danışmanı haklıdır.
Başbakan tarihteki Sadrazam Nedim Paşa'ya namı diğer Nedimov'a
benzemektedir. Ruh ikizi olduğunu icraatlarıyla ispatlamakta. PKK
insan kaçırmakla kalmamış dağa çocuk kaçırmaya kadar işi
vardırmıştır. Terörden ekmek yiyen omurgasızlar çocuklara kalem
yerine silah vermektedir.
BUNLARDA NE DİN NE İMAN NE İNSANLIK
VARDIR...
Kendi evlatlarını el bebek büyüten terör elebaşları masum annelerin
babalarını canlı bombaya çevirmektedir.Mutlaka ki çocuklara Türk
askeri düşman olarak gösterilmektedir. Nijerya’da kız çocuklarını
kaçıran Boko Haram neyse PKK da aynı.
Bunlarda ne din, ne iman, ne insanlık ne de merhamet vardır.
Küçücük çocuklara göz koyanların vicdanları mayın tarlasından
farksızdır. Gözü yaşlı anneler haklı ve masumdur. Onların
feryatları karşılıksız bırakılmamalı.
"VİLLADA PARA ERİTEN ÇOCUĞU YA HAK DİYE
OK ATARKEN…"
Villada para eriten çocuğu Ya Hak diye ok atarken garibanın çocuğu
ya sabır çekmekte. 20 Mayıs 2014’de Başbakan aynen şöyle dedi:
Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetimde.
Klasikleşmiş bu anlamlı sözler ne kadar eski de olsa önemini
yitirmemiştir. Bu koyunu kapan ve çalan Başbakan olursa ve
kapanlarla Başbakan ortaklık içindeyse nereye başvuracağız.
NASILSA BAŞBAKAN’IN AĞILINDA ÇOK KOYUN VAR
Kafayı koynunun postuna ve piyasa fiyatına takmış olsa gerek. Başbakan’a göre bir koyun giderse başka bir koyun gelecektir. Nasılsa Başbakan’ın ağılında çok koyun var. Bize kalırsa Başbakan koyun metaforunu kenara bırakmalı ve çocukların derdine düşmeli.
B VE C PLANI FOSTUR
Başbakan’ın B ve C planları fostur, boştur, hikayedir. Bir plan
varsa BDP ve HDP’den insaf beklemesi ayıptır. PKK’nın kamplarının
yeri belli. Yüreği yetiyorsa Başbakan bir gece Kandil’de görülmeli
ve ne var ne yok temizleyip atılmalı. İşte o zaman kendisinin
inandırıcı olduğuna hükmedebiliriz. Bu devrin Ali Kemal’i, Sait
Mollası yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı sürecin normal
yürüdüğünü açıklamıştır. PKK süreçle canlanmıştır. Çözüm sürecine
yüklenen hangi anlam varsa havada kalmıştır. Gerçi bunlar bizim
için sürpriz değil.