Devlet Bahçeli'den Kobani uyarısı!
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, 25 kişinin hayatını kaybettiği Kobani eylemlerine ilişkin ilk defa konuştu.
MHP lideri Devlet Bahçeli, son günlerde yaşanan şiddet
olaylarına ilişkin yaptığı açıklamada; ''Çok açık uyarıyorum, AKP
Hükümeti Türkiye'nin milli ve stratejik hedeflerine duyarsız
kalmayı sürdürürse, çoktan bitmiş ve gömülmüş olan süreç ihanetine
oksijen vermeye devam ederse çözülme kaçınılmaz olacaktır''
dedi.
"Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in her mensubu uyanık ve dikkatli
olacak, muhtemel kavga ve çatışmalardan kesinlikle uzak
kalacaktır. Türkiye sevdalısı aziz dava arkadaşlarım, çakılan etnik
kıvılcımın nelere mal olacağını, pusuya yatmış bölücülerin
bin yıllık kardeşlik ve kader ortaklığına darbe vurmak için
nasıl kuyruğa girdiğini bilmek ve görmek zorundadır. Kardeş
kavgası çıkartmak ve son yurdumuzu baştan ayağa cehenneme
çevirmek için iştahlı olan şiddetseverlere koz
verilmeyecektir."
MHP lideri Devlet Bahçeli, son günlerde yaşanan şiddet olaylarına
ilişkin yaptığı açıklamada; "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'çözüm
sürecinin sabote edilmesinden' bahsetmesi, Başbakan Davutoğlu'nun
'hiçbir vandalizme çözüm sürecini kurban vermeyiz' demesi hala
devleti yöneten teslimiyetçi ruhun akıllanmadığını, ıslah ve
terbiye olmadığını göstermektedir'' dedi.
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır
başları:
"Bir süredir devam eden şiddet ve asayişsizlik vakaları Türkiye’nin
milli birliğini, milli bekasını ve toplumsal ahengini en üst
düzeyde tehdit etmektedir. Yıkım ve bölünme taşeronları, nefret ve
şiddet kuryeleri sokakları savaş alanına çevirmektedir. Bölücü
terör ve müzahir grupları gözü dönmüşçesine her değerimize
saldırmakta, önlerine ne gelirse yakıp yıkmaktadır.
İlaveten vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği kaygı verici
düzeylere doğru hızla gerilemektedir. Türkiye’yi Lübnan’a, Irak’a,
Suriye’ye, Afganistan’a dönüştürme emel ve hedefi güden iç ve dış
mihraklar tahrik kampanyalarını tehlikeli boyutlara taşımaktadır.
Özellikle son birkaç gündür artan toplumsal tansiyon, yaygınlaşan
kargaşa ve karışıklık ülkemizin her köşesine dalga dalga
yayılmaktadır. İstanbul yanarken 63’lüklerden eser yoktur.
Doğu ve Güneydoğu karışırken barış ve özgürlük ahkamı kesen yapay
kalpliler ve zehirli diller ortalıktan anında kaybolmuştur.
Sokaklar karmakarışık, şehirler kapkaranlıktır. Fakat teröristlerin
ekmeğine yağ sürme konusunda malum, meşhur ve köhnemiş demokrasi
bilirkişileri adeta yarış halindedir. Hükümet silik ve sessiz bir
gölge gibi vahim gidişatı izlemekte, sonuçsuz güvenlik
toplantılarıyla, eften püften açıklamalarla, suya sabuna dokunmayan
pansuman önlemlerle vakit kaybetmektedir.
Barbarlar, Türkiye düşmanları, vatan, bayrak ve millet muhalifleri
sözde çözüm ve barış sürecinin sağladığı gevşek ve müsait zeminden
azami derecede istifa etmektedir. AKP Hükümeti’nin PKK’ya verdiği
tavizler, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve
ödüllendirmesi emniyet ve asayişimizi bozmakla kalmamış, kardeşlik
ve birlikte yaşama iradesini de yaralamıştır. Biteceği söylenen
bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir.
Dağdan şehirlere inen/indirilen eşkıyalar, ellerinde silah, taş ve
molotof kokteylilerle büyükşehirlerde eylem yapacak cürete,
insanımızın günlük hayatını felç edecek noktaya gelmiştir. Maalesef
Türkiye, AKP’nin PKK’yla kurduğu kanunsuz ve ahlaksız müzakere
çarkının diyetini, süreç hıyanetinin bedelini ödemektedir. Milli
vicdanın sesine kulak tıkayan, milli tarihin ihtar ve mirasına
kapalı duran, milli devletin ilke ve esaslarına uzak kalan Hükümet,
şu an ki alacakaranlık manzaradan birinci derecede sorumludur.
Türkiye öyle bir noktaya gelmiş ve getirilmiştir ki, 7 Ekim günü
İzmir-Konak Kadifekale Şehitliği’nde bulunan şanlı bayrağımız dahi
çekildiği gönderden indirilerek namussuzca yakılmıştır.
Bağımsızlığımızın sembolü, şehitlerimizin emaneti al yıldızlı al
bayrağımız her gün yakılıyor, parçalanıyor ve saldırıya uğruyorsa
hafife alınamayacak bir sorunla karşı karşıyız demektir.
Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk’ün büst ve heykelleri
sistematik olarak hedef alınıyorsa önümüzde azımsanamayacak,
görmezden gelinemeyecek vahim bir durum olduğu tartışmasızdır.
Ülke genelinde sahnelenen provokasyonlar sonucunda, şimdiye kadar
23 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin de yaralandığı yapılan
açıklamalarla sabittir. Çıkan olaylarda; okullar, farklı kamu
binaları, bankalar, özel mülkler, işyerleri, belediye otobüsleri,
sivil ve resmi araçlar yüzü ve vicdanı maskeli teröristler
tarafından saldırıya uğramıştır. Türkiye her yönden alarm vermekte,
her açıdan kan kaybetmekte, her anlamda köşeye sıkışmaktadır.
Şurası iyi bilinmelidir ki, Ortadoğu’nun kanlı ve kabus verici
hadiselerini vatan topraklarına bulaştırmaya, Türkiye’nin iç huzur
ve kardeşlik ortamını Ayn el-Arap’taki (Kobani) gelişmelere kurban
vermeye çalışanlar tarihi ihanetin taraflarıdır. Türkmen katliamına
suskun kalanların, Türkmeneli’ne yönelik kıyımlara kör bakanların
Ayn el-Arap üzerinden felaket tellallığı yapması
ikiyüzlülüktür."