Devlet Bahçeli'den flaş ABD açıklaması
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD ile yaşanan krize ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, "Biz kuru ekmek, kuru soğanla yaşamasını da biliriz. Yeter ki bağımsız yaşayalım. Bugün kaybettiysek yarın buluruz. Bugün az yediysek yarın tıka basa doyarız. Ancak vatanın telafisi yoktur." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde
basın toplantısı düzenledi. ABD'nin ekonomik saldırısına değinen
Bahçeli, "15 Temmuz'da tepemizden atılan bombalarla pimi
çekilen döviz bombası aynı cani merkezlerde imal edilmiştir. Oyun
büyüktür" dedi.
PAPAZA KARŞI GÜLEN: Papaz Brunson krizine değinen Bahçeli, "Eğer Pensilvanya'daki hain ülkemize iade edilirse, papazın teslimi gündeme gelebilecek, iki ülke de istediğini almış olacaktır" diye konuştu.
ABD ile yaşanan gerilimi partisinin genel merkezinde basın toplantısında değerlendiren Bahçeli, Trump yönetimine ateş püskürdü. Bahçeli, ABD menşeli teknoloji ürünlerine ve bazı mallara yönelik boykot kararlarını desteklediğini açıkladı. İşte Bahçeli'nin konuşmasında öne çıkan satır başları:
HER BAKIMDAN İSYAN ETTİRİCİDİR
"ABD kaynaklı husumet ablukasıyla karşı karşıya olduğumuzu net
olarak görüyoruz. Döviz kurlarının ardına gizlenip, ülkemize kin ve
nefret saçan mihrakların karalık senaryolarına şahit oluyoruz.
Yaşadıklarımız her yönden ibretliktir. İnfial vericidir. Her
bakımdan isyan ettiricidir. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün
ekonomik ayağını tamamlamak amacıyla harekete geçen odaklar
spekülasyon silahını çekmişlerdir. Türkiye kur üzerinden
kurcalanmak, döviz üzerinden kundaklanmak istenmektedir. Buna
tahammül edemeyiz, tepkisiz duramayız.
‘TÜRKİYE BİR YANDAN DA DOĞAL AFETLERLE
UĞRAŞMAKTADIR’
Türkiye bir yanda ekonomik afetin içine çekilmek istenirken, diğer
yanda doğal afetlerle de boğuşmaktadır. Sel ve yangın felaketleri
elbette hepimizi derinden üzmüştür. Özellikle geçen hafta Ordu’nun
Perşembe Fatsa Ünye Çaybaşı ve İkizce ilçelerinde yaşanan sel
felaketleri, taşkınlar ve heyelanlar yüz binlerce vatandaşımızın
zarar görmesine yol açmıştır. Her ne kadar bir vatandaşımız
hayatını kaybetmiş, 5 vatandaşımız yaralanmışsa da tesellimiz kayıp
ve acıların daha fazla olmamasıdır. İnanıyorum ki afet bölgesinde
yaşayan vatandaşlarımızın yaraları sarılacaktır. Evlerinden
barklarından tahliye edilenlerin kısa zamanda telafi edilecektir.
Heder olan fındık üreticilerine gerekli desteğin verileceğini ümit
ediyorum. Ülkemizin farklı il ve ilçelerinde yaşanan doğal
afetlerden olumsuz etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
‘NİCE ZORLUKLAR AŞILARAK BUGÜNLERE
GELMİŞTİR’
Müttefik olmanın kavrayıcı bir adabı, kuşatıcı bir ahlakı, kuvvetli
bir anlamı vardır ve olmalıdır. Buna bağlı ve sadık kalındığı
müddetçe karşılıklı ilişkiler istikrarlı, iradeye dayalı olacaktır.
Hiçbir ittifak ilişkisi tek yanlı işlemeyecektir. Hiçbir ittifak
ilişkisi bir tarafın sürekli geri adım atmasıyla, diğer tarafın
sürekli tacizleriyle ileriye taşınamayacaktır. Türkiye ABD arasında
kurulan ortaklık ve ittifakın mazisi eskiye dayanmaktadır. İki
ülkenin egemenlik hukukuna saygı çerçevesinde yürüttüğü ittifaklar
nice zorlukları aşarak bugünlere gelmiştir.
Türkiye her zaman sağ duyulu davranmıştır. Türkiye politikalarını ve stratejik pozisyonunu belirlerken müttefikliğe gölge düşürmemeye özen göstermiştir. Fakat aynı siyasi tutum ve ilkeli duruşu ABD yönetimlerinden göremediğimiz de hazin bir gerçektir. Ülkemiz on yıllarca ABD menşeili açık veya örtülü operasyonlara maruz kalmış, halen bununla da muhataptır.
‘ABD’NİN BAŞKANLIK KOLTUĞUNDA SALDIRGAN BİR ŞAHIS
VAR’
ABD’nin Başkanlık koltuğunda hali hazırda skandal ve saldırgan bir
şahıs oturmaktadır. Beyaz Saray yönetimi denge ve denetimden
uzaklaşmıştır. Hiçbir değer ve ölçüyü tanımamaktadır. Hiçbir kuralı
takmamaktadır. Başına buyruktur, dayatmacıdır, kabadır,
kontrolsüzdür. Hezeyandan hezeyana koşmakta müttefikliği çiviye
asmaktadır.
İnsanlığın huzur ve esenliğini yakından tehdit etmektedir. ABD Başkanı ve onun sağına soluna konuşlanmış para ve sermaye çeteleri Türkiye’nin ekonomi cephesini düşürmenin hedefine odaklanmıştır. Üzerimize doğrultulan döviz ve kur silahı buna işaret etmektedir. Trump müttefiklik hukukunu yok saymıştır. İki ülke arasındaki tarihi diyalogları twitter açıklamaları kanalı ile dinamitlere kilitlenmiştir. Yaşananlar tek kelimeyle utanç vericidir. Yüz kızartıcı bir ayıp ve ahlaksızlıktır.
‘TÜRKİYE OLAĞANDIŞI BİR SALDIRI ALTINDADIR’
Türkiye olağandışı bir saldırı altındadır. Bu saldırıların
hedefinde Türk milleti yer almaktadır. Milli paramıza, milli
ekonomimize saldırılar fren tutmaksızın devam etmektedir. Doymak ve
kanmak bilmeyen bir ihtirasın pençesinde kıvranan Trump küresel
sistemin çıban başı, küresel ekonominin istikrarsızlık odağı haline
gelmiştir.
Döviz fiyatlarındaki yükselişin hiçbir ekonomik temeli, teorik
izahı yoktur. Aransa bile bulunamayacaktır. Türkiye ekonomisinin
zaaf ve açmazları varsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi
değildir.
‘SİYONİST KOMPLO MUTLAKA BOZGUN
YAŞAYACAKTIR’
Döviz fiyatlarındaki spekülatif ataklarla Türkiye’yi teslim
alacağını, geri adım attıracağını sanan evangelist siyonist komplo
mutlaka bozgun yaşayacaktır. Ekonomik ablukanın karşısında 81
milyon durmaktadır. Trump’ın sabah akşam Twitter mesajları Türk
milletine sökmeyecektir.
‘TRUMP, EVANGELİST BİR PAPAZIN PEŞİNE
DÜŞMÜŞTÜR’
ABD Yönetimi büyük bir yanlış ve yozlaşmanın ortasındadır. Hata
üstüne hata yapmaktadır. Trump, evangelist bir papazın peşine
düşmüştür. Bu papaz ki şaibelidir. PKK ve FETÖ ile bağlantıları
sübut bulmuş bir şahıs ve suçludur. ABD yönetimi söz konusu papaz
uğruna, bütün müttefiklik müktesebatını hiçe sayacak, Türkiye ile
köprüleri atacak bir duruma gelmiştir. Bu papaz niye bu kadar
mühimdir? Neden bu kadar ön plandadır? Nedir gizlenen? Hangi kirli
ilişkilerdir üzeri bastırılan? ABD’yi gemileri yakmaya götüren asıl
sebepler, ABD halkı ne zaman öğrenecektir? Bu kiralık şahsın
karanlık irtibatları vardır ve bağımsız Türk mahkemelerinde hukuki
süreç devam etmektedir.
‘PENSİLVANYA’DAKİ HAİN İADE EDİLİRSE PAPAZIN TESLİMİ DE
GÜNDEME GELİR’
Tehditvari sözlere gerek yoktur. Fitneye de hiç lüzum yoktur. Eğer
Pensilvanya’daki hain ülkemize iade edilirse, papazın teslimi de
gündeme gelecektir. İki ülke de istediğini almış olacaktır. Mesele
sadece papaz ise böylece konu kapanmış olacaktır.
'ABD YÖNETİMİ KENDİ AYAĞINA KURŞUN
SIKMIŞTIR’
Türkiye bir hukuk devletidir ve hukukun önünde herkes eşittir. Bu
işin papazı mapazı yoktur. Trump ve çevresinin hevesleri
beyhudedir. ABD yönetimi kalite ve karakterinin gereğini
yapmaktadır. Trump ve sinsi yardımcısı Pence aşırı telaşlıdır.
Türkiye’ye yaptırım uygulayacaklarını patavatsızca dile
getirmişlerdir. Yanlarına aldıkları ekonomik tetikçi alçaklarla
Türkiye’nin hisarlarında gedik açmak için kollarını sıvamışlardır.
ABD yönetimi stratejik ortaklığa ihanet etmiş, kendi ayağına kurşun
sıkmıştır.
Ticaret savaşının fitilini tutuşturarak küresel bunalım çıkartmışlardır. Bilhassa Kanada, Meksika, AB ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmüş vahim bir ticaret savaşına tutuşmuştur. Çin ile ticari çatışmanın içine girmiştir. ABD Çin boğuşması, Trump yönetiminin açıkladığı ek gümrük vergileriyle kördüğüme dönüşmüştür.
ABD Başkanı günlük mesaisinin büyük bir kısmını Twitter başında geçirmekte abuk sabuk mesajlarla insanlığın denge ve düzenini tehlikeye atmaktadır. Trump’ı en başta ABD halkı ahlaken sorgulamalı, patolojik siyasetiyle ilgili ihtarını yapmalıdır.
Vahşi batıda bir avuç dolar için adam vuranlar, şimdilerde bir
papaz için yeri göğü inleterek haydut devlet seviyesine gerilemeye
başlamışlardır. Ülkemizin bağımsız politikalar izlemesinden oldukça
rahatsızdır. Türkiye’nin duruşundan karınları ağırmaktadır.
İstiyorlar ki ağızlarına bakalım, karşılarında el pençe duralım.
Diyorlardı ki ‘gel’ dedikleri zaman gelelim, ‘git’ dedikleri zaman
gidelim. Umuyorlar ki fiilen sömürgeleşerek tarihimize yüz
çevirelim. ABD Türk milletini ya tanımıyor, tanımak istemiyor.
‘TÜRKİYE’NİN DAVASI BAĞIMSIZLIK, BEKASINI ÖLÜM PAHASINA
MUHAFAZADIR’
Hiçbir güce tamah edemeyiz. Hiçbir güce eğilmez, tamam demeyiz.
Değil Trump, değil döviz, değil finans lobisi, dünya üzerimize
gelse milli ve manevi haklarımızdan bir adım geri atan onlar gibi
namerttir. Türkiye’nin varlığı milyonlarca din kardeşimizin
umududur. Allah’ın izniyle bu duruş bozulmayacak, bu umut heba
olmayacaktır. Türkiye’nin davası bağımsızlık, bekasını ölüm
pahasına muhafazadır.
Biz savaş meydanlarında döviz çıkar mı derdine kapılmadık. Vatan dedik, millet dedik, can verdik, kan akıttık. Türk milletini arayan döviz endekslerinde, borsa seanslarında değil Türk asırlarının kahramanlık hatıralarıyla yükselmiş hilal ve yıldızın terkibinde bulacaktır.
Ekonomik darbecilere, canlı döviz bombalarına, faiz lobilerine, sonu cefa da olsa sefa da olsa eyvallah etmez, etmeyecektir. Biz kur ile kurulmadık, dövizle devrilmeyiz. Finans oligarşisinin çürük azı dişlerini teker teker söker, sahiplerinin avucuna bırakırız. Suriye’nin kuzeyinde elde ettiğimiz mevzilerden taviz vermemizi dayatıp, terörle mücadeleyi kösteklemek için uğraşıyorlar.
'YETER Kİ BAĞIMSIZ YAŞAYALIM'
Küresel kapitalist emperyalizmin dümen suyuna girip, tarihimize
soğuk bakmamızı ima ediyorlar. Türkiye’de keyiflerince at
koşturmayı arzuluyorlar. Türk lirasını eritip devletimizin
saygınlığını mahvetmenin amacındalar. Başaramayacaklar, Türk
milletini yenemeyeceklerdir. 1915’te Çanakkale’yi geçemediler,
2018’de Ankara’yı geçemeyecekler. Türkiye komploya kurban
edilemeyecektir. Biz kuru ekmek, kuru soğanla yaşamasını da
biliriz. Yeter ki bağımsız yaşayalım. Bugün kaybettiysek yarın
buluruz. Bugün az yediysek yarın tıka basa doyarız. Ancak vatanın
telafisi yoktur. Başka Türkiye de yoktur. Ederi 1 dolar olan
hainlerin dövizdeki artıştan havaya uçması, manipülasyon yapmaları,
dedikodu çıkarmaları düşmanlıktır. Kim ekonomik türbülanstan dolayı
ellerini ovuşturuyorsa ona dikkat ediniz. Ya kökünde bir bozukluk,
ya sütünde bir leke ya da mizaç ve meşrebinde hıyanetin çıkmayacak
izi vardır. Türkiye’den 1 dolar alacaklılarla intikam alamadılar.
Şimdi doları yükselterek kaldıkları yerden devam için
çırpınıyorlar. Oyun büyüktür, barbardır, aşağılıktır.
'ABD MENŞEİLİ TEKNOLOJİK ÜRÜNLERE BOYKOT KARARINI
DESTEKLİYORUM'
Ekonomik bağımlılık siyasal bağımlılık demektir. Bunu yargılamanın
tam vaktidir. Geçen hafta açıklanan yeni ekonomik yaklaşım
isabetlidir. Yabancı sermaye gelsin buna itirazımız yoktur. Ama
getirdiğinden fazla götürmesine de son verilsin. Biz sermayenin
çıkarına mı bakacağız? Milletin çıkarına mı? İçinde bulunduğumuz
çağa kendi kültür değerlerimizle değiştirme imkanını kaybedersek
bilinsin ki tükenişimiz kaçınılmaz olacaktır. Bu hususta siyasetten
ekonomiye, üniversitelerden bürokrasiye kadar herkes birinci derece
mesul ve vazife sahibidir. Sele kapılmış saman çöpü gibi
sürüklenemeyiz. Halen 7 düvele karşı bir olmalıyız, uyanık hareket
etmeliyiz. Biz bir çılgın tanırız. O da destan destan büyüyen
Çılgın Türklerden başkası değildir. Döviz çıktıkça ağızlarının suyu
akan, başları dönen satılmışlar bellidir. Niyetleri yüzeye
vurmuştur. Gün birlik olma günüdür. Hükümetin, STK’larının, iş
aleminin, ekonomik aktörlerin ve elbette aziz milletimizin
dövizdeki spekülatif ataklara tepki ve mukavemeti takdire şayandır.
ABD menşeili teknoloji ürünlerine ve bazı mallara yönelik
boykot kararlarını, ek mali yükümlülüklerini samimiyet ve
yüreklilikle desteklediğimizi ilan ve ifade ediyorum.
'KARA BULUTLAR DAĞILACAK'
Altını kalın olarak çiziyorum ki, Türkiye bir ekonomik kriz içinde
değildir. Türkiye’de yaşananlar, bazı Nobel ödüllü iktisatçıların
uyduruk tezlerinin aksine 1998 Asya kriziyle uzaktan yakından
ilgisi yoktur. Ortada bir kriz yoktur, sadece saldırı vardır,
düşmanlık had safhadadır. Sabit kur uygulamasına geçilmesini,
sermaye kontrolü yapılmasını mantıklı bulmadığımızı dile getirmek
isterim. Normal şartlarda dalgalı kur rejimi geçerliyse, spekülatif
atak doğası gereği görülmeyecektir. Bu dengeleme otomatik olarak
temin edilecektir. Ama şu günlerde Türk lirasına çok yoğun bir
operasyon mevcuttur. Bu itibarla dalgalı kur rejimi keskin iniş ve
çıkışlar yaşamaktadır. Buna rağmen alınan tedbirler, kara bulutlar
dağıtılacaktır. Türk lirası kazanacak, kumdan kale olan dolar
eninde sonunda kaybedecektir. Döviz borcu olan, bu nedenle
bilançoları bozulan reel sektör firmalarına can suyu verilmesi
geldiğimiz bu süreçte ana beklentimizdir. Bu kapsamda bankaların ve
BDDK’nın inisiyatif üstlenmesi milli bir davranıştır. Kur riskine
hiçbir şirketimiz teslim edilmemelidir. Türkiye’nin dış borcu 466
milyar dolar, bir yıldaki finansmanı gereken döviz ihtiyacı da cari
açıkla beraber 240 milyar dolar seviyesinde. Sorun yaşayan
firmalara sonuna kadar destek vermek, katma değer üreten, Türk
markalarının bayraktarlığını üstlenen müteşebbislerimizin yanında
olmak devletin temel görevleri arasındadır."