Devlet Bahçeliden davalık sözler!
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup toplantısında Erdoğan'ı adeta topa tuttu, davalık sözler söyledi..
İNTERNETHABER/ MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli'den Erdoğan'a yine sert sözler geldi: Allah kimseyi
Washington'un, Erbil'in Erivan'ın memnun edeceği bir adam
yapmasın....
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında
milletvekilleri ve misafirlere hitap etti. Hükümetin demokratik
açılım paketine sert eleştiriler getiren MHP Lideri sözkonusu
projenin yıkım projesi olduğu iddialarını yineledi.
Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı konuşmasından satır
başlıkları şöyle...
MHP Büyük Kongresi'nin ardından ilk grup toplantısında konuşan
Devlet Bahçeli'nin dinlemeyle ilgili eleştirilerini dile getirdi.
Bahçeli şöyle konuştu: AKP en temel hakları bile baskı altına
almıştır. Kendi vatandaşlarını tehdit gibi gören siyaset
anlayışıyla Türkiye'nin yönetilmesi mümkün değildir.
Başbakan Erdoğan'ın ısrar ve inatla sürdürdüğü bölünme modelleri
arayışları Türkiye'yi çok ciddi risklerle dolu, karanlık bir
dönemin başına itmiştir. PKK açılımın ilk sayfası bu toplantılarla
nihayet aralanmıştır. Merkezinde kanlı terör örgütünün
siyasallaşmasının bulunduğu kanlı bir oyunun işaretlerini
vermiştir.
PKK açılımının barış ve huzurla, kalkınma ve kardeşlikle hiçbir
şekilde alakası olmadığı anlaşılmıştır. Başbakanın siyasi proje
olarak sahip çıktığı bu sürecin etnik bölücülerin taleplerini
taksitler halinde karşılama ihtiyacında olduğu gün gibi
açıktır.
BU PROJENİN KARDEŞLİKLE İLGİSİ YOK
PKK açılımının barış ve huzurla, kalkınma ve
kardeşlikle hiçbir şekilde alakası olmadığı anlaşılmıştır.
Başbakanın siyasi proje olarak sahip çıktığı bu sürecin etnik
bölücülerin taleplerini taksitler halinde karşılama ihtiyacında
olduğu gün gibi açıktır.
Adına utanmadan demokratikleşme denilen bu yol haritasıyla PKK'nın
talepleri canlancanak ve sözde demokratik cumhuriyete
ulaşılacaktır. Bu sözde üç aşamalı yıkım haritası Anayasamızda
ifadesini bulan devletin üniter yapısını tasfiye etmeyi
hedeflemektedir.
Yıllardır Türk milleti üzerinde kumar oynayanların maksadının
ayrıştırma ve çatıştırma ortamına sürüklemek olduğu bütün
gerçekliğiyle ortaya çıkmıştır. Bu yıkım politikası yıllardır
dağdaki ve şehirdeki bölücülerin hedefi olan üniter yapısı
sulandırılmış ve değerlerinin içi boşaltılarak milli birliği
parçalanmış, çok milletli ve çok parçalı etnik kimlikler
oluşturulmak istenmiştir.
MİLETTİN GÖZÜNÜ BOYUYORLAR...
Bin yıllık kardeşliğin oluşturduğu milli birlik ve
bütünlüğünün yol ayrımına gelinmiştir. Millete ait değerleri
eleştirerek, bu yolla millet varlığından milli kimliği zayıflamış
şaşkın yığınlar yaratmak ve bütün bu rezaleti demokratikleşme
kisvesi ardından milletin gözünü boyamaktır.
İnanç istismarıyla iktidara gelenler şimdi de kimlik istismarıyla
kafalarındaki kabile kültürü canlandırmaya çalışmaktadır. AKP'nin
ilkel siyaset anlayışını MHP'nin kabul etmesi mümkün değildir. PKK
açılımı konusunda 13 Kasım 2008 günü Meclis'te yapılan görüşmelerde
yıkım politikasının taşeronu olan Başbakan muhalefeti
karalamıştır.
BAHÇELİ TÜRKEŞ'İ NASIL SAVUNDU.. CEVABI BİR SONRAKİ
SAYFADA
TÜRKEŞ BEY İHANETE GÖZ YUMMADI!
Bunlardan birincisi merhum başbuğumuzun anılarına gönderme yaparak
kafa karıştırmaya çalışılmaktadır. Merhum Türkeş Bey hayatının
hiçbir safhasında ihanete göz yummamış ve alçaklığa prim vermemiş,
80 yıllık ömrü şerefli ve haysiyetli bir hayatın izlerini
taşır.
Türk milletini dilimleyerek bütünleştirmeye çalışan bu bakışın
milliyetçiliği değerlendirmesi olsa olsa eksiğini kapatmaya
çalışmış olacaktır. Kimlik arayışı bitmeyen Başbakan Erdoğan'a
hangi millete ait olduğunu sormak en tabi hakkıdır. Şehitler
üzerinden geçindiğimizi söyleyen ve terör durursa tükeneceğimizi
idda eden temelsiz ve ahlaksız yaklaşımlardır.
BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖFKE NÖBETİNDE
Başbakan Erdoğan öfke nöbetine girmiş ve partimizle ilgili edep ve
adaba sığmayan çirkinlikler sergilemiştir. Başbakan elinde gelse
şehit cenaze törenlerine müdahale edecek ve cenazede saf tutanları
kamu gücüyle dağıtacaktır. Yapmak istediği budur.
Bu manzara katile 'sayın' şehide 'kelle' diyen ve çürümeye başlayan
bir zihniyetin etrafa yaydığı ve mide bulandıran kokusudur. Hiç
kimse MHP'nin şehitleri istsmar ettiğini iddia edemez. Ama şehadete
duyarlı her vatandaşımız gibi parti mensuplarımız elbette bu elemi
paylaşacak dini vecibesini sonuna kadar yerine getirecektir.
Buradan soruyorum: Özellikle son yıllarda PKK'lı cenazelerin
belediye imkanlarıyla kaldırılırken Başbakan Erdoğan'ın bu durumdan
şikayetçi olduğunu duydunuz mu? Türk Milleti çok şükür ki can
vermiş evladına sırtını dönecek kadar vefasız ve duyarsız
değildir.
Bilinmelidir ki milletimizin şehidine sahip çıkmasına, ne başbakan
ne de okyanus ötesi dayatmalar ve ne de İmralı'nın gücü asla
yetmeyecektir. Başbakan Erdoğan son açıklamalarında suç üstü
yakalanmanın telaşıyla ahlaki ve vicdanı tüm ögelerini
kaybetmiştir.
BU SUÇUN ORTAĞI OLMAYIN
Vicdanını teslim etmemiş hiçbir milletvekili bu suçun ortağı olmak
istemeyecektir. Bu yıkım projesini tanıtmak ve kendisini savunmak
için yurt gezileri düzenleyen Başbakan Erdoğan'ın Anadolu'da
gezmesi irtifa kaybettiğinin açık göstergesidir. Erdoğan'ın her
alanda olduğu gibi terörle mücadeledeki sicili de karanlıktır.
Erdoğan'a tavsiyemiz bir boy aynasına bakmasıdır. Bu aynada İmralı
canisiyle kolkola giren, terörden medet uman, Barzani'nin önünde
eğilen, teröre teslim olan ve etnik bölücülüğün yansıması olan bir
başbakan olacaktır. Bunun şahidi bu alandaki şaibeli geçmişidir.
Böyle birinin bizi şehit cenazesi gelsin diye beklemekle,
çığırtkanlık yapmakla alçakça suçlaması haddi değildir.
Ya haddini bilecektir, ya da hak ettiği karşılığı misliyle bir gün
görecektir. Kendisine sözlü olarak uyarımız budur. Erdoğan etnik
kökeni ve ana dili nedeniyle insanların horlandığını ayrımcılığa
maruz kaldığını söyleyerek bölücülerin ağzıyla konuşmuş ve Türk
milletine topyekün hakaret etmiştir.
BAHÇELİ ATATÜRK'ÜN HANGİ SÖZLERİNİN ÇARPITILDIĞINI
DÜŞÜNÜYOR? CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA
ATATÜRK'ÜN SÖZLERİNİ ÇARPITTI
Türk milleti diyemeyen Erdoğan, bölücülüğün önünü açmaya kararlı
olmuştur. Milli birlik ve kardeşlik yalanlarının söylendiği
Başbakan ve arkadaşlarının trajedisinin sergiilendiği bir orta
oyunudur. Büyük Atatürk'ün 'yurtta sulh cihanda sulh' sözlerini
bile Türkiye'nin bölünmesine yorumlayan Erdoğan'ın Ermenistan'a,
Barzani'ye ve Rumlar'a teslim olmayı 'cihanda sulh' olarak kabul
eden çarpık ve sakat bir anlayışa sahiptir.
Başbakan Erdoğan'ın bir milat olarak gördüğü 13 Kasım, teröre
teslim olarak bölücü taleplerin karşılanması, AKP'nin bölme
partisinin olduğu tescili, teröristlerden barış elçisi, İmralı'dan
barış mimarı çıkartmıştır. Tarih 13 Kasım'ı böyle yazacaktır.
Türkiye 13 Kasım'ın figüranlarını böyle anacaktır.
SADECE MEMLEKETİN EVLADI OL!
Türk Milliyetçiliğini yasak alan haline getirmeye çalışan ve MHP'yi
hedef alan Başbakan Erdoğan boş sözlerle kahramanlık taslamaya
çalışmıştır. MHP söyleyeceğini söylemiştir,bugün de bu görüşlerin
arkasındadır. Halep oradaysa arşın buradadır. Erdoğan arkamızdan
kaç kişi geleceğini merak etmektense kader anı geldiğinde kaç
kişiyle nereye kaçacağını şimdiden düşünmek durumdadır.
Başbakan Erdoğan şahsımla ilgili olarak 'Ben Bahçeli'den memnunum'
demiştir. Sonuçta fikirlerini beğenmesem de sayın Erdoğan
memleketin bir evladır. Allah kimseyi Washington'un, Erbil'in,
Erivan'ın memnun olacağı bir adam yapmasın...
Açılımlarla AKP'nin artık ülkemize büyük zararlar verdiğini görmek
zorundayız. Üretimde bir kıpırdanma, işsizlikte bir azalma krizde
bir gerileme henüz ortaya çıkmamıştır. Ekonomiden kaynaklanan
sıkıntılar geri plana itilmiştir. İnsanımız geçim ve gelir düzeyini
iyileştirme amacından gün be gün uzaklaştırılmıştır.
Eğer gerekli ve yeterli önlemler alınmazsa ekonomik sistemin
derinliklerine saplanmakta ve üretim sistemini işlemez hale getirme
riski büyüktür. Çalışan ve üreten sektörün belini doğrultamaması
Başbakan Erdoğan'ın dikkate almadığı kriz yüzünden çok zor bir
duruma girmiştir.
2008 yılının Kasım ayından bu yılın Eylül ayına kadar dışarıya
yaklaşık 18 milyon dolar kaynak aktarılmıştır. Üretimin girdiği
darboğazın aşılması iç talebi canlandırmakla mümkün olabilecektir.
Kapasite kullanımı artmadıktan sonra özel sektörün yatırım
yapmasını beklemek, işsizlik faciasının üstesinden gelmek çok zor
olacaktır.
AK PARTİ HÜKÜMETİ BECERİKSİZ
AKP Hükümetinin kuşku götürmez beceriksizliği hayat şartlarını daha
da zorlaştırmaktadır. Zamlara yüklenen AKP açıklarını kapatmaya
çalışmaktadır. Ekonomik kriz köylerden şehire kadar derece derece
dağılmaya başlamıştır. Esnaf perişan, işçi ve memur yorgun ve
bitkindir.
AKP zam olmuş, vergi olmuş ve vergi halinde sağanak halinde
vatandaşımızın üzerine yağmıştır. Üretimin durması ve bir türlü
toparlanamaması işsizlik oranı ve işsiz miktarını devamlı
yükseltmektedir. Üretmeyen bir ekonominin doğal olarak istihdam
artışını sağlayamaması normaldır. Bu kusurda AKP'den başkasına ait
olmayacaktır.
Milletimiz bu gidişin hesabını ilk seçimde AKP'ye ödecektir. Bundan
asla şüphem yoktur. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım....