Devlet Bahçeli'den CHP'ye İzmir depremi yanıtı: İzmir'de 1989 yılından bugüne...
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İzmir'de yaşanan deprem sonrası CHP'nin hükümeti ve MHP'yi suçlamasına tepki göstererek, "İzmir'de 1989 yılından bugüne, bir dönem haricinde, yerel yönetim sorumluluğu üstlenmiş CHP'nin adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi davranıp kusur ve suçlu araması küstah bir siyaset kifayetsizliğidir." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genel Merkez'de partisinin
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı'na başkanlık etti.
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Bahçeli'nin gündeminde İzmir depremi sonrası CHP'nin iktidara ve partilerine yönelik eleştirileri vardı.
Devlet-millet kenetlenmesinin depreme karşı en büyük silahları en güçlü mücadele vasıtası olarak öne çıktığını belirten Bahçeli, CHP'nin depremle suçlamalarına değinerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Küstah bir siyaset kifayetsizliği"
“Ne var ki depremi siyasete alet eden savruk ve sorumsuz
zihniyetlerin bu felaket günlerinden de istifade gayretkeşlikleri
vahim bir çarpıklık olarak tezahür etmiştir. İzmir’de, 1989
yılından bugüne kadar -bir dönem haricinde- yerel yönetim
sorumluluğu üstlenmiş CHP’nin adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi
davranıp kusur ve suçlu araması küstah bir siyaset
kifayetsizliğidir."
"Vicdani refleksleri laçkalaşmıştır"
MHP lideri Bahçeli şu eleştirileri sıraladı: “Seferihisar’ın bir önceki dönem Belediye Başkanı olan şahsın, depremde yıkılan Emrah Apartmanı’nın ne kadar dayanıksız olduğunu, beton parçaların kürekle bile nasıl kırılabildiğini, bununla ilgili de geçmişte hangi denetimleri yaptığını açıklaması ertelenemez görevidir. CHP Genel Başkanı’yla parti yöneticilerinin aynı anda girdikleri hezeyan nöbetinden bir türlü kurtulamamaları, sürekli yalana, dolana ve iftiraya müracaatları telafisi olmayan siyasi ahlak noksanlığının ileri düzeyde ifşa ve ilamıdır. Bunların kalpleri kararmıştır. Vicdani refleksleri laçkalaşmıştır. Bu irade ve insanlık fukaralarının her sözü, her çıkışı, her beyanatı deprem enkazından daha tehlikeli boyutlar içermiştir. Kaldı ki Türk milleti her şeyin farkındadır. Ülkemizin salgına yenilmesini, depremde aciz düşmesini, ekonomik saldırılara boyun eğmesini, bu suretle yönetilemez hale gelmesini isteyen, dileyen, hedefleyen iç ve dış mihrakların foyaları ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin karşısında sipere girenlerin figüranı oldukları kirli senaryonun mesafe alması, sonuç vermesi hiç kuşkusuz muhal bir hayal, münhal bir hevestir. Siyasetleri enkaza dönenlerin, zillete gömülenlerin milli birlik ve kardeşlik ruhunu yaralamaları mümkün değildir. Bu itibarla CHP’nin tahrikleri, taciz ve tahrip çabaları nafile bir gayrettir. Türkiye düşmanlarıyla devamlı ilişki ve irtibat halinde bulunan, siyaset kabloları ve karar organları yabancıların denetim ve kontrolüne geçen CHP’nin ve diğer zillet yedeklerinin husumet taktiklerine, hayasız provokasyonlarına ne aldanacak ne de kanacak vardır.
"Omurgasız CHP’nin melanet oyunu temelinden bozulmuştur"
Ülkesini kötülemek için bu kadar iştahlı olan dünya üzerinde pek az muhalefet partisi olduğu bir başka acıklı gerçek olarak karşımızdadır. CHP’nin yalancı sözcülerinin mumu yatsıdan önce sönmüştür. Hiçbir milli ve manevi konuda milletimize tercüman olamayan, olmayı da düşünmeyen CHP’nin depremin enkazı üzerine kurmak istediği istismar kumpası bozguna uğramıştır. Üstelik haksız yere partimizi suçlayan, hükümeti töhmet altında bırakan, devletle vatandaş arasında güvensizlik uçurumu oluşturmaya çalışan omurgasız CHP’nin melanet oyunu temelinden bozulmuştur. Aslında İzmir’de enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı olduğu belgelenmiştir. Hiç kimse bu yalın gerçeği inkâr etmeye kalkışmamalıdır. Çünkü her şey ortadadır.”
ABD seçimleri
ABD’de yapılan ancak halen sonuçlanmayan seçimlere de değinen MHP lideri Devlet Bahçeli şunları söyledi:
“3 Kasım 2020 tarihinde yapılan ABD Başkanlık Seçimi’ni analiz ve yorumu da bize göre isimler bazında değil, Türkiye’nin hak ve çıkarları ekseninde yapılmalıdır. Ülkemiz açısından ABD’nin yeni başkanının kim olacağı sorusuna cevap aramaktan daha çok, seçilen kişinin uygulayacağı politikaların çerçevesi, bunun bölgemize yansımaları, milli varlığımıza yönelik etkileri değerlendirilmeli, öncelikle ele alınmalıdır.
ABD’nin Başkanlık Seçimleri elbette hem ülkemizi hem de bütün dünyayı yakından etkileme kapasitesi taşımaktadır. Ancak Biden’den daha çok Biden’ci, Trump’tan daha çok Trump’çı olmak yanlıştır, marazidir, icazetli ve ipotekli bir kafanın çelişkisidir. Hangi ülke olursa olsun siyasi ve stratejik kavrayışına o ülkenin parametrelerinden ve hedef prizmasından değil başkent Ankara’nın görüş menzilinden, ağırlık merkezinden bakmak Türkiye adına milli ve tarihi bir mükellefiyettir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin dün de, bugün de yaptığı budur.”