Devlet baba bu işçiyi öldürecek mi?
Abone olDevlet kefil oldu ancak SSK, 40 bin lira için tedaviye taş koydu!
İzmir’de kot taşlama işinde
çalıştıktan sonra ’Silikozis’ denilen toz hastalığına yakalanan ve
akciğerleri iflas eden Şükrü Kuş’un yurt dışında tedavi umudu
’kağıt üstünde’ kaldı. Avusturya’da Viyana Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde tedavi görüp, akciğer nakli olması için Sağlık
Bakanlığı’ndan onay çıkan, ancak kalacağı hastaneden istenen 40 bin
liralık oda ücreti ödenmediği için gidemeyen Kuş, "Bende 40 bin
değil 40 lira yok. SGK, en az 300 bin liralık tedavimi üstlenirken
yatak ücretini karşılamıyor, ’Öl’ diyor. O zaman niye yurtdışına
tedavi için onay veriyor, her şey göstermelik" diye dert yandı.
Evli, 11 yaşında İbrahim adlı bir erkek çocuk babası Şürkü
Kuş, 2001-2004 yılları arasında Karabağlar’da bir kot
imalathanesinde kot taşlama işinde çalıştı. Sigortalı
olduğu için, zararını bile bile bu işe girdiğini belirten Kuş, üç
yılın sonunda başka bir iş bulunca bu işten ayrıldı. Ancak
sinsi ilerleyen hastalık, 2006’da ortaya çıktı. Akciğerleri kot
taşlaması yaparken tozla dolan ve iflas eden Kuş, defalarca
hastaneye yatmak zorunda kalırken, oksijene bağımlı hale geldi. 62
kilo iken hastalığı yüzünden bir deri bir kemik kalan, çalışamayıp
yatağa mahkum olan, hastaneye gidip gelme dışında sokağa bile
çıkayan Kuş için doktorları ’akciğer nakli’ kararı
aldı.
UMUTLANDI ANCAK KISA SÜRDÜ
Türkiye’de akciğer naklinin sık yapılmaması, Kuş’un yurtdışında tedavisini gündeme getirdi. Nitekim Kuş’a tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nden, Avusturya’da Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi görüp, nakil olması için 2010 Ocak’ta rapor verildi. DEÜ’nün raporunu Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi de teyit edince, Sağlık Bakanlığı Kuş’un yurtdışında tedavisine onay verdi. Onay, Şükrü Kuş’u da eşi 27 yaşındaki Belkıs Kuş ile oğlu İbrahim’i de sevindirdi, umutlandırdı. Ancak geçen süreçte, işin sadece onayla bitmediği ortaya çıktı.
SSK 40 BİN LİRA İSTEDİ
Viyana’ya ambulans uçakla, refakatçi ile gitmesi gereken Kuş’un, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan başvurularından beklenmeyen yanıt geldi. Yurtdışındaki tedavisi sırasında hastanenin istediği yatak ücretini SGK’nın karşılamadığı belirtilerek, en az 40 bin lirayı temin etmesi gerektiği, aksi takdirde gidemeyeceği kaydedildi. Bunun üzerine Kuş, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa başvurdu, bu parayı karşılama imkanının olmadığını belirtip yardım istedi. Ancak kendisine yardım değil, SGK tarafından Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na gönderilen ’yanıt’ geldi. SGK, Başbakanlığa bildirdiği yazıda, Kuş’un yurtdışına ulaşımının ambulans uçakla yapılması halinde 20 bin Euro’nun avans olarak verileceği, tedavi sonrasında kendisinden uçak bedeline ilişkin belge istenerek mahsuplaşılacağı belirtildi. Kuş’un yurtdışına tedaviye gitmesine engel olan diğer 20 bin Euro’nun ise ’yatak ücreti’ olduğu belirtilen yazıda, "Avusturya’daki hastane tarafından hastalarımızdan özel oda ücreti alınmakta olup, Avusturya ile imzalanan ikili sosyal güvenlik sözleşmesi gereğince işçi olarak tescil edilen sigortalılarımızın bu tür giderleri kurumumuzca ödenmemektedir" denildi.
KAHREDEN YANIT
Sıklıkla girip çıkmak zorunda kaldığı DEÜ Hastanesi’nden taburcu olup, tekrar evindeki oksijen tüpüne bağlanan Şükrü Kuş, "Ben ve benim gibi hastaların ağzına ’Devlet büyük, sizi yurtdışında bile tedavi ettirir’ balı çalınıyor, sonra da şaka gibi ’Bu parayı ödemen gerekiyor’ deniliyor. Devletin bağladığı 500 lirayla geçiniyoruz. Bu parayı ancak zenginler karşılayabilir, zenginler de bizim gibi işlerde çalışıp bu hastalığa yakalanmazlar. Bize bir umut verip, sevindirdiler, umutlarımızı geri aldılar. SGK, benim en az 300 bin liraya mal olacak tedavimi karşılarken, onun yanında küçük olan bu parayı neden karşılamıyor? Bilmiyor mu ki bizim gibi insanlar bu parayı karşılayamaz, bulamaz. Demek ki her şey kağıt üstünde, tedavimiz de öyle. Çaresizim, sorunumun çözümünü bekliyorum" dedi.
Belkıs Kuş da eşinin evini geçindirebilmek için sağlığını
riski attığını, sonunda da genç yaşta yatağa ve oksijene bağımlı
hale geldiğini söyledi. Belkıs Kuş, "Önce sevindirip sorna
hüsrana uğrattılar. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyorum,
eşimi kaybetmek istemiyorum" diye konuştu.