D'estain Türkiye'ye yine kin kustu
Abone olFransa'nın eski cumhurbaşkanlarından Valery Giscard d'Estaing, Türkiye'nin AB üyeliğine yine karşı çıktı. d'Estaing'e göre, Türkiye'ye verilen söz yerine getirildi
''Türkiye: Mantığa Dönüş'' başlığıyla Le Figaro gazetesine uzun
bir makale yazan Giscard d'Estaing, ''Türkiye'ye 1960'larda verilen
sözün 1995 yılında imzalanan gümrük birliği anlaşmasıyla yerine
getirildiğini'' iddia etti. Bu makalesinin birçok AB ülkesinde
yayınlandığı belirtilen Giscard d'Estaing, ''Türkiye'ye AB olarak
üyelik sözü verildiğinde AB'nin ekonomik bir ortak pazar olarak
işlev gördüğünü'' belirtti ve ''Türkiye'nin AB siyasi birliği
içinde yeri olmadığını'' savundu. Türkiye'nin Müslüman bir ülke
olmasının AB'ye girmesi için engel olduğu yolundaki görüşlere
katılmadığını ifade eden Giscard d'Estaing, din faktörünün AB'ye
üyeliğe kabul veya ret için gerekçe olamayacağını kaydetti. Giscard
d'Estaing, Türkiye'nin Avrupa kıtası içinde yer almadığı yolundaki
görüşlerini tekrarladı ve ''Türkiye'nin topraklarının yüzde 5'i ve
nüfusunun yüzde 8'i sadece Avrupa'da'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Bulgaristan ve Yunanistan ile sınırının çok kısa
olduğunu, bununla birlikte Suriye, Irak, İran ve Ermenistan ile
sınırları bulunduğunu belirten Giscard d'Estaing, Türkçenin de
Avrupa dillerine uzak olduğu görüşünü savundu. Eski Fransa
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin nüfusunun kalabalık ve gelir düzelinin
düşük olduğu yolundaki iddiaları da yineledi ve Türkiye'nin
üyeliğinin Avrupa projesinin doğasını değiştireceğini iddia etti.
Giscard d'Estaing, Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olmadığını savundu
ve AB'nin bu ülkeye ''imtiyazlı ortaklık'' önermesini istedi. Eski
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Müslüman komşularıyla bir dayanışma
duygusunu paylaştığını kaydederek, ''Türkiye'nin uzaktaki Brüksel
ile uyum sağlamak için yasalarını değiştirmek yerine Müslüman
komşularıyla bir ortaklık kurması daha doğal görünüyor'' görüşünü
savundu. Türkiye'nin AB Anlaşması ve Avrupa Anayasası'na göre bir
Avrupa ülkesi olup olmadığını da sorgulayan eski Cumhurbaşkanı,
Türkiye'nin bugün bile AB'nin ikinci büyük nüfusuna sahip bir ülke
olacağını, nüfusunun 20 yıl içinde 89 milyona çıkacağını yazdı.
Giscard d'Estaing, Türkiye'nin nüfusu nedeniyle AB'nin en büyük
karar mekanizmasını oluşturacağını belirtti ve bunun da zaten
hassas olan denge ve yapıları bozabileceğini savundu. Eski Fransa
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Avrupa'nın kültürü başta olmak üzere pek
çok şeyini paylaşmadığını iddia ederek, ''Bu, küçültücü bir yorum
olarak algılanmamalı. Türkiye kendi tarih ve kültürünü oluşturmuş
ve saygıyı hak eden bir ülkedir. Ancak Türkiye'nin katılımı, Avrupa
projesinin yapısını değiştirecektir'' görüşünü dile getirdi.