Derya Sazak Milliyet'i zora soktu
Abone olMilliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y Yılmaz'ın, Sabah'a yönelik yaptığı eleştirilere cevap gecikmedi. Ergun Babahan, Milliyet'in ombudsmanının sözüyle cevap verdi...
CHP'nin Kurultayından önce Deniz Baykal aleyhine kampanyalar
düzenlediği için Sabah'ın hedefi olan Milliyet'in tepe ismi Mehmet
Y Yılmaz, dün Sabah Gazetesi'ni topa tutmuştu. Yılmaz'a cevap
gecikmedi. Ergun Babahan'ı okuyoruz... Suçluların telaşı Küfürler
bizi yıldırmaz. Biz doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam
edeceğiz.. Doğan Grubu ve Milliyet'in yayın politikasıyla ilgili
eleştirilerimize dün küfürle karşılık aldık. Ben Milliyet'in yayın
yönetmenine, gazetenin ombudsmanı Derya Sazak'ın son cümlesiyle
yanıt vereceğim: "Ombudsman olarak, CHP'ye yönelik bir çalışmayı
Milliyet, Sayın Tarhan Erdem'e yaptırmamalıydı, diye düşünüyorum."
Bir başka alıntıyı ise Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç'tan yapıyorum:
"Geç saatte salonu terk ederken, biri kulağıma, 'Bugün Mustafa
Sarıgül kaybetmeyecek yalnızca, Aydın Doğan da kaybedecek' diye
fısıldadı: 'Bir, yenilen birine bütün gücüyle destek çıktığı için
kaybedecek.. Bir de, destek çıktığı kişi Mustafa Sarıgül olduğu
için..' Ne demek istediğini ben anlamadım, ama belki siz anlarsınız
diye buraya kaydediyorum." Bunları SABAH'ın yöneticisi olarak ben
söylemiyorum. Kendi ombudsmanı söylüyor, bizimle hiç ilgisi
olmayan, zaman zaman bize yönelik ağır eleştirilerini esirgemeyen
Taha Kıvanç söylüyor. Oysa Milliyet yönetimi yanıt vermesi
gerekirken kişisel kavgalara giriyor. İşi bel altına sürüklüyor. Bu
yazdıklarının hesabını gerek tazminat, gerek cevap düzeltme olarak
yargıdan alacak zaten. Eğer ona uyarsam, kendi patronunun
Milliyet'i almadan önce ne işler yaptığına girip işi iyice
ucuzlatmam gerekir, bu da siz okurlara haksızlık olur, konu kişisel
kavgaya dönüşür. Benim söylediklerim nettir ve hep arkasında
olacağım. Medya, siyasete müdahale alışkanlığından vazgeçmelidir.
Medya bakan atamak, iktidar belirlemek, başbakan tayin etmek
virüsünü içinden atmalıdır. Maalesef, bir kısım medya bu konuda
ısrar etmektedir. CHP lideri Sayın Baykal da bu konuda
rahatsızlığını dile getirmiş ama bu işi eksik yapmıştır. Konuyu
"medya" gündeminde tartışmaktadır. Bu yanlıştır. Çünkü bu işi
toptan medya yapmamıştır. Medyanın bir kısmı yapmıştır ve ben de
bunun adını koymuşumdur. Buna iki şekilde cevap verebilirsiniz: Ya,
'Ergun Babahan'ın yazdıkları yanlıştır, bize haksızlık ediyor. Biz
CHP Kurultayı'nın hiçbir yerinde olmamışızdır' dersiniz, ya da
küfür edersiniz. Milliyet yönetimi ikinci yolu tercih etmiş. Bunun
hukuki sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bu tavra İsmet İnönü'nün
sözleriyle cevap vereyim: "Suçluların telaşı içindesiniz." Biz
medyada yeni bir anlayışın temsilcisi olarak iş dünyasına,
siyasete, medyaya yönelik her türlü haksız müdahalenin karşısında
olacağımızı ilan ettik. Yapanların karşısında, mazlumun yanında
olacağımızı söyledik. Bugün yine tekrar ediyorum. Bir medya
grubunun haksız tutumuyla mağdur olan herkese sayfalarımız açık.
Medyayı silah gibi kullanıp insanların haklarını gasp edenlerle
mücadeleye kararlıyız. Bunların rahatsız olduğu gerçek de budur.
Medyada tek seslilik dönemi bitmiştir. Çok sesli, rekabete dayalı
bir yapı oluşmaktadır. Bundan iş dünyası, reklam veren, okuyucu,
dağıtımdaki ikili yapı sayesinde bağımsız gazeteler de
yararlanmaktadır. Bu yapının tek gayri memnunu, kafasındaki dizayn
bozulan, oyunları açığa çıkan kesimlerdir. Küfürler bizi yıldırmaz.
Biz, doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Bundan böyle
siyasete, iş dünyasına müdahale planı olanlara duyurulur.