Derviş, en çok Zaman'ı seviyor
Abone olZaman, CHP'ye konuk oldu. Deniz Baykal'la söyleşi yapan gazeteciler, Derviş'in en sevdiği gazetenin Zaman olduğunu öğrendi.
Zamancılar Deniz Baykal'a konuk oldu. Bir ara Kemal Derviş'le
görüşen gazeteciler Baykal'ın şu sözleriyle bir gerçeği daha
öğrendi. "Baykal: Bak Kemal, sevdiğin gazeteciler
burada!"
CHP lideri Deniz Baykal’ın konuğuyduk dün, genel merkezdeki
görüşmemizde gündemin sıcak konularını konuştuk. Medyada yeteri
kadar yer alamamaktan şikayetçi değil; ancak kırgın gibi. ‘Her
türlü olumsuzluğa rağmen naif, saf, duru, temiz siyasetimizi devam
ettireceğiz.’ dedi.
Baykal, bugün AİHM’den çıkması beklenen Öcalan dosyasına ilişkin
yapıcı rol oynamaya, iktidarla işbirliği yapmaya hazır. Hükümetin
Avrupa yerine, iç kamuoyunu hazırlamaya çalışmasını doğru bulmuyor.
Türkiye’nin haklı olduğu Öcalan davasını Avrupa’ya doğru anlatması
durumunda yeniden yargılamanın gerçekleşmeyebileceğine
inanıyor.
Dosya AİHM’den sonra siyasetin sahasına gelecek, Bakanlar Komitesi
mahkemenin hukuki mütalaasını karara bağlayacak. Baykal, ‘El ele
verip gidip anlatalım, siyasi kadroları kolay ikna ederiz.’ diyor.
Aslında bu öneri iktidar açısından son derece makul. Dosyanın
hükümetin değil devletin konusu olduğunu söylemeye çalışan AK Parti
iktidarı, ilgili kişi ve kurumlarla işbirliğine giderek bunu sözden
uygulamaya geçirebilir.
CHP lideri, hükümet yetkililerinin ‘Tekrar yargılansa da sonuç
değişmez’ açıklamalarını yanlış buluyor. Yeniden yargılamanın bütün
dünya medyasını Türkiye’ye odaklayacağını, ayrıca konunun toplumda
gerilime neden olacağını düşünüyor. Baykal’ın önerisi ve uyarısı
yabana atılmamalı.
Baykal, medya-siyaset ilişkileri üzerine de çarpıcı
değerlendirmeler yaptı. ‘Sağlıksız’ diye nitelediği ilişki
biçiminin artık rejim sorunu haline dönüştüğünü söyledi. Ancak hiç
de umutsuz değil, bu yapıyı ‘düzeltilebilir’ görüyor. Toplumun
sağduyusuna güveniyor.
Avrupa’nın bazı taleplerine CHP’nin yüksek sesle itirazları
Atatürk’ün kurucusu olduğu partiyi Avrupa karşıtı görüntü içine
soktu. Bu çizginin zaman zaman yurtseverlikten negatif ulusalcılığa
doğru kaydığına dair yorumlar yapılıyor.
Baykal ‘Hayır, doğru değil.’ diyor: ‘Biz Avrupa Birliği yanlısı
partiyiz. Her isteğe boyun eğmek Türkiye’yi Avrupa’ya yaklaştırmaz,
aksine uzaklaştırır. Bu konuda ne kadar haklı olduğumuz ileride
daha iyi anlaşılacak.’ CHP lideri, iktidarın Avrupa Birliği
sürecini iyi yönetemediğinden şikayetçi.
Erken seçime pek ihtimal vermiyor, olağan seçim tarihini 2006’-nın
sonbaharı olarak öngörüyor. ‘Normal süre 4 yıl çünkü.’ diyor. Daha
erken bir seçimi AK Parti iktidarının ‘havlu atması, pes etmesi’
şeklinde yorumluyor.
Baykal, 10 gün sonra İsrail yolcusu. Programda İsrail ile
Filistinlilere eşit zaman ayrıldığını özellikle vurguluyor. CHP
lideri, Filistinlilerin merkezi durumundaki Ramallah’ta da
konaklayacak.
Görüşmenin sonunda Kemal Derviş sürpriziyle karşılaştık,
beklemediğimiz bir anda içeri Derviş girdi. Baykal’la veda yemeği
için gelmiş. ‘Gel Kemal, seni sevdiğin gazetenin yöneticileriyle
tanıştırayım.’ dedi. Ekrem Dumanlı’yı takdim ederken, ‘Son dönemin
en başarılı genel yayın yönetmeni.’ dedi.
Baykal da, Derviş de Zaman hakkında övgü dolu sözler sarf ettiler.
Baykal, ‘Zengin içeriğiyle Zaman’ı okumamak mümkün mü?’ dedi.
Derviş de ‘Biliyorum, Zaman çok iyi gidiyor.’ diye tamamladı. Daha
sonra Atatürk Orman Çitfliği’ndeki siyasilerin uğrak yeri Merkez
Lokantası’na geçtiler.
Hakkını teslim etmek gerekir, önsezileri güçlü Baykal’ın
liderliğindeki CHP, son dönemde siyasetin normalleşmesi için
pozitif rol oynadı. Bu sese kulak vermek lazım...
Haber: Mustafa Ünal
Kaynak: