Dermatoloji uzmanı uyardı: Cüzzam sorun olmaya devam ediyor!
Abone olDermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Asiye Yıldız, "Lepra(Cüzzam) hastalığı 21. yüzyılda dahi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastalığın sorun olmaya devam ediyor. Ciddi sağlık problemlerine ve bu nedenle de işgücü kaybına yol açıyor. Solunum yolu ve deriden temas ile bulaşıyor" dedi.
Her yıl ocak ayının son haftası "Lepra(Cüzzam) Haftası" ve ocak
ayının son pazar günü ise “Dünya Lepra günü’’ olarak
değerlendiriliyor. Ciddi sağlık problemlerine ve bu nedenle de
işgücü kaybına yol açan bulaşıcı hastalıkla ilgili
bilgilendirmelerde bulunan Medicana International Samsun Hastanesi
Dermatoloji Uzm. Dr. Asiye Yıldız, uygulanan başarılı kontrol
programları ile hasta sayısının çok azalmasına rağmen 21. yüzyılda
dahi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastalığın sorun
olmaya devam ettiğini söyledi.
Lepra hastalığının insanoğlunun bildiği en eski hastalıklardan birisi olduğun ifade eden Uzm. Dr. Asiye Yıldız, "Anadolu, çok eski zamanlardan bu yana birçok medeniyetin geçtiği topraklardır. Anadolu’ya bu hastalık göçler ile taşınmış, Türkiye’de modern anlamda lepra savaşı 1 Haziran 1957 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları öğretim üyelerinden Doç. Dr. Etem Utku tarafından Ankara Cüzzam Savaş Derneği’nin kurulmasıyla başlamıştır. Türkiye’de cüzzam savaşında Etem Utku Hoca'dan başlayarak çok değerli bilim insanları çalışarak bugünkü başarıyı sağlamışlardır. Önerilen modern tedavi protokollerinin ülkemizde de uygulanması sonucunda, hasta sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Tanı almış ve kayıt altında gözlenen hastaların tamamının tedavisi tamamlanmış ve bulaştırıcılığı kalmamıştır" diye konuştu.
"Solunum yolu ve deriden temas ile bulaşıyor"
Hastalığın en sık solunum yolu ve deriden temas yolla bulaştığına dikkat çeken Dr. Yıldız, "Özellikle ev içi yakın temaslarla küçük çocuklarda hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir. Ortalama kuluçka süresi olan 2-4 yıl hatta bazen daha uzun bir süre olabilir. Tedavi başlandıktan kısa süre sonra bulaştırıcılık ortadan kalkmaktadır" şeklinde konuştu.
Lepra hastalığının belirtileri
Hastalığın belirtileri hakkında konuşan Dr. Asiye Yıldız, "İlk klinik belirti yüz, kol ve bacakların dış yüzü, sırt, kalçalar gibi vücudun diğer bölgelerinde ortaya çıkan birkaç santimetre büyüklüğünde deriden hafif bir renk farkı ile ayrılan, kaşıntı ve ağrı gibi şikayete yol açmayan, açık renkte bazen hafif kızarık bir lekedir. Bu dönemde tanı konulduğunda tedavi ile tamamen iyileşir. Tedavi edilmediği takdirde daha ileri klinik formlara ilerler, deride kızarıklık, kabarıklıklar, geniş sınırları belirgin lekeler, kaşlarda dökülme, sinirlerin tutulmasına ilişkin belirtiler, el ve ayaklarda uyuşukluk, duyu kayıplarına neden olabilir. Duyu kaybına bağlı yaralanmalar, yanıklar meydana gelir. Hastalık belirtileri hastanın basile vereceği cevaba göre deride hafif bir renk açılmasının olduğu lekeden, geniş yayılımlı periferik sinir sistemi, göz, kemik, kas ve diğer dokuların tutulduğu, şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiği bir tabloya kadar değişiklik gösterir. Leprom adı verilen yumrular yüze yerleştiklerinde aslan yüzü denilen yüz görünümünü ortaya çıkarırlar. Ayrıca semer burun denilen burun çöküntüsüne, damak delinmesine, göz kapaklarının düşmesine, ses kısıklığına, parmakların kendiliğinden kopmasına da yol açarlar. Eller etkilendiğinde pençe eli görünümü oluşur" ifadelerini kullandı.
Lepra hastalığında tanı
Dr. Asiye Yıldız, hastalıkta tanı ve korunma ile ilgili şunları
söyledi:
"Hastalığın tanısında şüpheli deri lezyonları ile beraber periferik
sinir tutulumu belirtilerinin elle muayene edilerek sinir
kalınlaşmasının ve duyu muayenesi ile yüzeysel duyu kaybının
tespiti ile tanı konulabilir. Lepra basilinin mikroskopla
gösterilmesi de tanıyı kesinleştirir. Lepra hastalığı, Dünya Sağlık
Örgütü’nün tedavi şemalarına göre kombine ilaçlarla 6-12 bazen de
24 ay süren rejimlerle tedavi edilmektedir. Bu ilaçların
kullanılamadığı durumlarda alternatif tedavi uygulanır. Bu
hastalıktan korunmak için erişkinlerin ilave bir önlem almalarına
gerek yoktur. Ancak çocuklara yönelik önlem almak gerekir. Koruyucu
bir aşısı yoktur. BCG ile immün proflaksi yapılmaktadır. Cüzzam
hastalığının kontrol altına alınabilmesi için hastalığın
belirtilerinin bilinmesi, hastaların sakatlık gelişmeden erken
dönemde tanı alması ve tedavi edilmesi, hasta ve toplumun
eğitilmesi önemlidir."