DERGİ - Toprağa hasret kalmamak için…
Abone olHer yıl 100 bin kilometre karelik bir alanı kaplayacak 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Dünyadaki ekilebilir toprakların yüzde 80’i kalitesini yitirmiş durumda.
Yağmur yağıp etrafı çamura bulamadıkça günlük yaşantımızda hiç aklımıza gelmeyecek olan toprak hızla yok oluyor.
Her yıl 100 bin kilometre karelik bir alanı kaplayacak 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Dünyadaki ekilebilir toprakların yüzde 80’i kalitesini yitirmiş durumda. Son 40 yılda ise toprak erozyonu yüzünden mahsullerin üçte biri kayba uğradı.
Dünya nüfusunun yedi milyarı aştığı, yiyeceklerden aldığımız
kalorinin yüzde 95’ini topraktan edindiğimiz ve gelecek 50 yılda,
son 10 bin yılda ürettiğimizin toplamından fazla mahsule
ihtiyacımız olacak bir dönemde bunların yaşanması alarm verici.
Mezopotamya’da, Yunan, Roma ve Orta Amerika’daki medeniyetlerin çöküşünde de toprak erozyonu önemli bir rol oynamıştı.
Verimli toprağın oluşması 10-12 bin yıl alıyor. Önce kayaların yağmur ve rüzgarla aşınması, sonra bunların böcekler ve mikroorganizmalar yoluyla parçalanması, sonra bunların çürüyüp bitkiler de dahil yeni organizmaları beslemesi gerekiyor. İşte bu organik maddelerin yüzlerce yıl birikmesi sonucu toprak oluşuyor. Ancak her santimetresinin oluşması yüzlerce yıl alan toprak birkaç saat içinde yok olabiliyor.
Toprak kaybının nedenleri
Toprağın yok olmasına neden olan faktörlerden biri yol ve yerleşim alanlarının altında kullanılmaz hale gelmesi. İnsanların yüzyıllar önce yerleştiği alanlar en verimli tarım alanları olmuştur. Geniş arazileri kaplamak yerine tarıma uygun olmayan ya da terkedilmiş endüstri bölgeleri üzerinde dikey yerleşim alanları oluşturmak yoluyla bu sorun kısmen önlenebilir.
Fakat topraktaki asıl erozyon yağmur ve rüzgarla okyanusa sürüklenmesi sonucu yaşanıyor. Bilim insanları Avrupa’da toprağın en fazla yüz yıl dayanacağına inanıyor. Çin’de ise topraklar yenilenme olanağından 57 kat daha hızlı yok oluyor. Bu oran Avrupa’da 17 kat, Amerika’da 10 kat, Avustralya’da 5 kat daha hızlı.
Ormanlık alanları tarıma açma, yoğun toprak ekimi sonucu mineralleri hızla tüketme gibi uygulamalar nedeniyle tarım, toprak aşınmasının en büyük sorumlularından biri. Bu nedenle mevcut tarım alanlarının daha iyi idare edilmesi gerekiyor.
Toprağı ormandan arındırmak, onu yerinde tutacak ağaç köklerinin ortadan kalkmasıyla rüzgara açık hale getirmek demek. ABD’de 1930’larda felaket sonuçlar doğuran bu etki bugün de Çin, Avustralya ve Afrika’nın bazı kesimlerinde sık sık görülüyor.
Nasıl korunabilir?
Fakat ağaç ve funda dikme yoluyla bu durum önlenebilir. Örneğin Batı Afrika’daki ağaç dikme programları sayesinde toprağın verimliliği önemli oranda arttı. Cibuti’den Senegal’e kadar geniş bir bölgeyi boydan boya kaplayacak ve çölün etkilerini durdurmayı amaçlayan bir ağaçlandırma planına ise ‘Afrika’nın Yeşil Seddi’ adı verildi.
Endonezya’da ise toprağı erozyondan korumak amacıyla güve otu ekiliyor. Bu bitki ayrıca yabani otları ve böcekleri engelliyor, yağ üretiminde ve hayvan yemi olarak da kullanılabiliyor.
Basit yöntemler
Bitearthsoilkilerearthin topraktan emdiği nitrat gibi minerallerin doğal yollardan yeniden oluşması uzun zaman alıyor. Hayvan gübresinde bolca bulunmasına rağmen, köylülerin odun yerine yakıt olarak kullanması nedeniyle bu maddenin gübre olarak kullanımı sınırlı hale gelmiş bulunuyor.
Bu soruna çözüm olarak Hindistan’da ve Kamerun’da hayvan dışkısının önce konteynerlerde biriktirilip bakteriler yoluyla metan gazı üretilmesi, bu gazın yakıt, artıkların da toprakta gübre olarak kullanılması gibi yöntemler uygulanıyor.
Topraktaki nitratı zenginleştirmenin bir başka yolu ise köklerinde taşıdıkları bakterilerle havadaki nitrojeni parçalayarak nitrata dönüştürebilen baklagillerin ekilmesi. Örneğin 10 dönüm tarlaya ekilen soya fasulyesi 120 kg nitrat üretebiliyor. Uzmanlar soya fasulyesinin suni gübreden çok daha ucuz ve çevreye zararsız olduğunu belirtiyor.
İnsanın toprağı sürmesi ise mineralleri oksijene maruz bırakarak toprak verimliliğini azaltan bir yöntem olarak görülüyor. Bunun yerine toprağı işlemeden yapılan tarım öneriliyor. Yani tahıl toplandıktan sonra, bitkinin toprakta kalan artıkları arasındaki deliklere tohumların ekilmesi öneriliyor. Bu yöntem Brezilya ve Amerika kıtasının diğer bölgelerinde yaygınlaşmaya başlamış olsa da bunu yapacak aletlerin maliyeti birçok çiftçinin katılımını engelliyor.
Bu makalenin aslını ’da okuyabilirsiniz.
Dergideki diğer makalelere .