DERGİ - Çok çalışmaktan yorulanlara tavsiyeler
Abone olFazla çalışmaktan bütün enerjinizin tükendiğini, mutsuz olduğunuzu mu hissediyorsunuz? Bu tavsiyeler işe yarayabilir.
Fazla çalışmaktan bütün enerjinizin tükendiğini, mutsuz olduğunuzu mu hissediyorsunuz? Bu duygular işyerlerinde o kadar yaygın hale geldi ki insanlar artık normal hislerin ne olduğunu hatırlamaz oldu.
İşler artık daha hızlı yürüyor olsa da kontrolü yeniden ele geçirmenizi ve kendinizi daha az kuşatılmış altında hissetmenizi sağlayacak yöntemler var. Bunları profesyonel, meslek sahibi insanların üye olduğu LinkedIn sosyal iletişim ağındaki etki sahibi kişilere sorduk.
Koçluk ve liderlik konusunda uzman Scott Eblin bu konuda şu tavsiyelerde bulunuyor:
Anın baskısını fark edip üstesinden gelmek. Sadece o anı yaşayan insanlar geleceğe bakıp plan yaparak hedeflerinin peşinden koşamaz.
‘Gerçekten de gerekli mi?’ sorusunu sormak. Düzenli yaptığınız işlerle ilgili alışkanlıklarınızı gözden geçirin. O toplantıyı yapmak, o raporu yazmak, o e-postaya cevap vermek vs. gerçekten gerekiyor mu? Bazen bunlar alışkanlığa dönüştüğü için yapılır. ‘Yapsam iyi olur’ türünden işleri mümkün olduğunca elemek gerekir. Bunlardan kurtulunca edinilen zaman daha verimli bir şekilde daha önemli işlerde kullanılabilir.
En önemli işlere öncelik vermek. O ayki, o haftaki, o günkü en önemli işleri belirleyerek onları önce yapmaya çalışın. Hem işiniz hem hayatınız açısından daha önemli işler dururken daha az önemliler üzerinde zaman kaybetmemek gerekir.
Kendinize bilinçsiz düşünme zamanı tanıyın. Karmaşık sorunlarla ilgili en iyi kararları vermek buna bağlıdır. Araştırmalar, önemli kararlar alırken verileri ve olguları inceleyip ardından kısa süreliğine yürüyüşe çıkmak, egzersiz yapmak, kontrolün beyinden çıkıp bedene geçmesini sağlayacak bir işle uğraşmak gibi başka bir konuda yoğunlaştıktan sonra asıl konuya dönmenin yaratıcılıkta etkili olduğunu gösteriyor.
Sınır koyun. Kimse 7/24 çalışmamalı. İşinizi bitirmek, ailenizle zaman geçirmek, telefonlara cevap vermemek gereken kesin zamanlar belirleyin ve bunların çevrenizde de bilinmesini sağlayın. Siz kendi zamanınıza değer vermezseniz başkaları hiç vermeyecektir.
Bazıları da mutluluğun reçetesini şu şekilde veriyor:
Bedeninize iyi bakın. Ona iyi kulak verin. Yiyip içtiklerinize dikkat edin. Fiziksel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarınıza cevap verecek türden gıdalar tüketmeye çalışın.
Anlamlı ilişkiler kurun. Hayatınızda olması gereken, size destek olabilecek üç türden insan vardır. Biri sizden yaşça daha büyük ve daha olgun, ikincisi kolay bağlantı kuracağınız bir yaşıtınız, üçüncüsü ise size yeni perspektifler sunacak sizden daha küçük, danışman rolünde bir kişi.
Minnettarlık duygunuz olsun. Minnettar olmak hem kendi yaşamınız hem de çevrenizdekiler açısından pozitif bir etkide bulunacak, zorlukları aşmanızı kolaylaştıracak ve stresinizi azaltacaktır.
Bu makalenin aslını’da okuyabilirsiniz.
Dergideki diğer makalelere .