Depresyon kadınları vuruyor
Abone olMajör (ağır) depresyonun hayat boyu görülme olasılığı kadınlarda daha yüksek!
Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Ahmet
Ayer, majör (ağır) depresyonun hayat boyu görülme olasılığının,
erkeklerde yüzde 2 ile 12, kadınlarda ise yüzde 5 ile 26 oranında
bulunduğunu söyledi.
Manisa'daki özel bir okulun okul aile birliği tarafından düzenlenen
'Depresyon' konulu konferansta konuşan Ayer, depresyonu, ''kişide
kalıtımsal, çevresel ya da hormonal bozukluklar sonrasında gelişen
çökkünlük hali'' olarak tanımladı.
Konferansta, majör depresyonun belirtilerini de anlatan Dr. Ayer,
hastalığın tedavisinde mutlaka psikolojik destek alınması
gerektiğini dile getirdi.
Majör depresyonun hayat boyu görülme olasılığının, erkeklerde yüzde
2 ile 12, kadınlarda ise yüzde 5 ile 26 oranında bulunduğunu
kaydeden Dr. Ayer, araştırmalara göre, her yıl bu hastaların
arasına her yüz bin kişiden 247 ile 598 arasında kadının
eklendiğini, bu rakamın erkekler için 82 ile 201 arasında olduğunu
bildirdi.
Dr. Ayer, majör depresyonun belirtilerini şöyle sıraladı: ''Hemen
her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen çökkün bir duygu-durum
hali, etkinliklere karşı ilgi ve zevk almada azalma, bazı kişilerde
cinsel isteksizlik, diyet uygulanılmamasına karşın önemli kilo
kaybı ya da alımı, uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, halsizlik,
yorgunluk hissi, kendini değersiz hissetme, küçük görme, beğenmeme,
konsantrasyon yeteneğinde azalma, tekrarlayan ölüm
düşünceleri, intihar planları veya eylemlerinin varlığı gibi
şikayetlerin en az 5'inin, 2 hafta süresince var olması durumunda,
major depresyondan söz edilebilir.''
-''YÜZDE 15'İ İNTİHAR EDİYOR''...
Majör depresyon hastalarının yaklaşık yüzde 15'inin intihar ederek
yaşamlarına son verdiklerini belirten Dr. Ayer, yatarak tedavi
gören diyabet, kanser, kalp hastalıkları, felç gibi rahatsızlıkları
olan kişilerin dörtte birinde de majör depresyonun geliştiğini
ifade etti.
Depresyonun, kişilerin mesleki başarısını düşürdüğünü, iş
kayıplarına, cinsel bozukluklara ve boşanmalara yol açtığını
aktaran Dr. Ayer, kişilerin alkol ve uyuşturucuya yönelmesi
sonucunda da trafik kazaları, kavga ve suça yönelme gibi sorunların
yaşandığını ifade etti.
Tedavinin, ilacın yanında dinamik psikoterapi ile mümkün
olabildiğini belirten Dr. Ayer, bunun erken kesilmesi halinde en
riskli dönemin ilk 4-8 hafta olduğunu, ancak sonrasında da
hastalığın tekrar edebileceğini kaydetti.