Depremle sarsıldık!

Soğuk ve kasvetli bir pazar günü, beynimde yazacaklarımı tasarlamış olmanın rahatlığı ile bilgisayarımın karşısına oturduğumda, deprem haberiyle sarsıldım.

Ayla ÖZYURT aylaozyurt@internethaber.com

İnsanlık öldü mü?!

Soğuk ve kasvetli bir pazar günü, beynimde yazacaklarımı tasarlamış olmanın rahatlığı ile bilgisayarımın karşısına oturduğumda, deprem haberiyle sarsıldım.

Başka başka şeyler yazacaktım. Avrupa'daki Türk'lerin en son terör olayları sonrası sokaklara dökülüp tepkilerini nasıl haykırdıklarını, gördüğüm doğru ve yanlışları, İsviçre'de pazar günü yapılan seçimleri yazacaktım...

Fakat;
Türkiye, özellikle son bir haftadır,öyle felaketler yaşıyor ki , acıyı taze taze yaşarken, başka bir felaket haberiyle güne başlamanın sersemliğini yaşıyoruz. ''Acaba bundan sonra hangi felaketin haberini alacağız?" korkularını yaşamayan var mi ?
Korkarım ben, insanlığın acıya alışmasından...

Şehitlere ağlıyorduk, şehit annelerine ağlıyorduk, ülkemizin içinde bulunduğu duruma üzülüyorduk, derken; soğuk bir pazar günü 7,2 şiddetinde depremle daha bir sarsıldık. 7,2' lik ama 10 şiddetinde hissedildiği söylenen...

Türkiye'de, Avrupa'da, binlerce öfkeli topluluk terörü lanetlerken, bir taraftan şehitler verilmeye devam ederken, tam haftanın son günü, Van depremi ile tamamladık acıyla ağzına kadar dolmuş haftamızı...

Şehitlerimizin üzerine; televizyon programları kaldırılsın mı, kaldırılmasın mı tartışması sürerken, birçok uzman(!) ,terör üstüne ahkamlar keserken, sanatçılar(!) kendi aralarında, "en duyarlı kim", ''en duyarsız kim" savaşı verirken, terör lanetleme gösterilerini, marşlarla, şarkılarla düğün havasına çevirirken, özellikle Avrupa'da ki gösterilerde,mesajsız, marş yüklü bir hava estirirken, bölündükçe bölünürken, Türk/kürt düşmanlığını daha bir pekiştirip, öfkeyi aramıza daha da bir katıp, tam da dış güçlerin istediği kıvama yaklaşırken, depremle sarsıldık...

Devrik lider Kaddafi'nin linç edilişini günlerce televizyonda izlerken, gazetelerde okurken, buna sevinenleri izlerken,cesedin bir soğuk hava deposunda bekletilip, Libya halkı ziyaret edip, cesetle hatıra fotoğrafı çektirsin diye bekletilirken , ''insanlık kabuk mu değiştiriyor" derken,kafamız binbir türlü karışırken, depremle daha bir sarsıldık.

Depremle sarsılırken, buna sevinenler olduğunu gördüğümüzde, doğal afetin hepimizin başına gelebileceği gerçeğini dahi görmeden, "Takdir-i ilahi" diyenlere, ''Allah'ın sopası yok, etme/bulma dünyası" diyenlere tanıklık etmenin şaşkınlığı ile,gözlerimizi kocaman açmış "insanlık öldü mü" diye sorgulamaya başlarken...

Tüm bu olaylar olurken, üzüntüyü yaşarken, birlik/beraberlik içinde ne yapabilirizi düşünmek yerine, kim daha fazla üzüldü/kim nasıl mesaj verdi/kim lanetledi/kim lanetlemedi/kimin yüzü düştü/kim gülüyordu/ kim eğleniyordu/ kim müzik dinliyordu diye sayıklarken ,"topluca deliriyoruz mu" diye sormaya başladık.

Şu an itibarıyla; deprem haberlerini izlerken, arama ve kurtarma çalışmalarının yetersiz olduğunu dinlerken, hava kararıyorken, elektrik /su sıkıntısı yaşanıyorken, hava çok soğukken, enkazlar altında yüzlerce kişi kurtarılmayı bekliyorken, kurtulanlar göçük altındaki yakınları için ağlıyorken, yiyecek sıkıntısı varken, diğer taraftan, binlerce kişi, terörü lanetliyorken, nefret tohumları daha bir serpiştiriliyorken...

Benim korktuğum insanlığın acıya alışması...