Depremle ilgili korkutucu açıklama
Abone olPakistan’da yaşanan depremin, Güneş tutulmasından 5 gün sonra meydana gelmesi akıllarda soru işareti bıraktı. İşte deprem otoritelerin yüreğini hoplatan tarih ve ay...
TEMPO dergisinin bugün piyasaya çıkan sayısında yeralan bir
araştırmaya göre, özellikle ülkemiz bu konuda çok hassas, çünkü
1999 depreminden 9 gün önce de Güneş tutulması yaşanmıştı ve
Türkiye’de 29 Mart 2006’da da Güneş tutulacak... Bu tutulma
Türkiye'nin; Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yer alan
13 ilde tam, dışında kalan bölgelerde ise parçalı halde
izlenebilecek. Hatırlanacağı üzere, 8 Ekim Pazar günü Pakistan’da
meydana gelen ve binlerce insanın ölmesine neden olan 7.6
şiddetindeki deprem, 3 Ekim Pazartesi günü meydana gelen Güneş
tutulmasının akabinde meydana gelmişti. Yani Güneş tutulmasından 5
gün sonra. Elbette yaşanan bu doğa olaylarından sonra birçok kesim,
“Güneş tutulmaları depremi tetikliyor mu'' sorusunu tartışmaya
başladı. Çünkü bu, ilk örnek değildi. Tempo dergisi bu tartışmaya
ayna tutabilmek amacıyla bilim adamlarına sordu. Prof. Dr. Ahmet
Ercan, Güneş tutulmalarının depremler üzerindeki etkisinin ciddi
olarak tartışma konusu haline geldiğini belirterek: “10 Temmuz 1894
İstanbul depreminden 11 gün önce, 1999 depreminden 9 gün önce ve en
son 8 Ekim 2005’te Pakistan’daki depremden 5 gün önce Güneş
tutulmaları meydana geldi. Bu tür örnekleri arttırmak mümkün.
Azerbaycanlı bilim adamlarının çalışmalarına göre, Güneş
tutulmasının tam olarak izlenebildiği kuşak boyunca depremlerin
olduğunu belirlenmiş. Güneş tutulmalarını izleyen günlerde Dünya
üzerindeki deprem sayılarında da artış var. Sonuçta, uzay deprem
yaratmıyor, depremi oluşturan yerin içindeki olaylar ama uzayla
etkileşim bunu tetikleyebiliyor'' dedi. İTÜ Öğretim Üyesi Berk
Üstündağ ise Türkiye’deki sığ depremlerle, Güneş tutulmaları
arasında ilişkiler olduğunu ama tüm depremlerde bu ilişkinin
kurulamadığını belirtti. Üstündağ, “Hiç ilişkisi yok da denemez.
Normal gelgit etkisiyle bile kıtalar hareket ediyor. Hal böyleyken,
yerküreyi bu kadar güçlü bir kuvvet altında bırakan olayı, gölge
oyunu olarak yansıtmak toplumu yanıltmak olur'' dedi. Üstündağ,
“Ancak bu, her Güneş tutulması sonrası deprem olacağı anlamına
gelmiyor'' görüşünü savunuyor. BÜ Kandilli Rasathanesi Sismoloji
Laboratuvar Şefi Jeofizik Mühendisi Dr. Doğan Kalafat, 1999
depreminden sonra inceledikleri 20’ye yakın büyük deprem ve Güneş
tutulması arasında ciddi anlamda korelasyon göremediklerini
belirterek, “Bu, tamamen karşı çıkmak da değil. Güneş tutulmaları,
gelgitler aslında bardağı dolduran su kütlesini oluşturmuyor,
aksine bardak tamamen ağzına kadar doluyken son damla atılmış kadar
etkisi oluyor ve bardağı taşırıyor. Örneğin bardak doluysa, Güneş
tutulması tetikleyici olabiliyor. Ve bu tartışmaların dışında
önemli bir nokta daha var. 2003’te yaşanan, Bingöl ve Pülümür
depremi dışında, o yıldan bu yana Türkiye’de büyüklüğü 6’nın
üzeride bir deprem olmadı. Yani bu ne demek? Türkiye’de 6’nın
üzerinde deprem riski bu yılın sonuna kadar yüksek. Çünkü
istatistiksel olarak bakınca, ‘Her 15 ayda bir bu ülkede 6'lık bir
deprem olur’ diyoruz, demek ki bunu artık bekliyoruz. Tesadüfen
6’lık bir deprem olmazsa, önümüzdeki yılın ilk ayında risk iyice
artmış olacak'' diye görüş belirtti.