Depreme ’’spor’’ engeli
Abone olMarmara depreminde yıkılan evinden üç gün sonra kurtarılan fakat iki ayağını kaybeden Ufuk Koçak, depremden sonra hayata daha sıkı sarıldığ...
Marmara depreminde yıkılan evinden üç gün sonra kurtarılan fakat
iki ayağını kaybeden Ufuk Koçak, depremden sonra hayata daha sıkı
sarıldığını, şu an 10 farklı spor dalıyla uğraştığını söyledi.
17 Ağustos Marmara depremine Gölcük’te uykusunda yakalanan Koçak,
yıkılan evinin enkazından 3 gün sonra kurtarıldı. O günden sonra
hayata daha sıkı sarılan Koçak, depremin, yaşantısında çok fazla
değişiklik yapmadığını ve hayatına aynı şekilde devam ettiğini dile
getirdi. Enkazın altından 3 gün sonra çıkarıldığını söyleyen
Kolçak, o an yaşadıklarını şöyle anlattı: "Saat gece 1 gibi eve
gittim ve duş alıp uyudum. Saat 03:05’de dehşet bir uğultu oldu.
Beş katlı bir apartmanın 4. katındaydık. Yatağımdan hemen kalkıp
fırladığım zaman, Körfez’in üzerinde kızıllık gördüm, denizin
olduğu tarafta. O kızıllıkla beraber evimizin önünden geçen sokak
vardı. Normalde camdan sarkıp bakmanız lazım görmeniz için. Ama
odanın ortasında ayakta duruyorken o sokağı görebildim. Yaklaşık
10. saniyesinde bina yavaş yavaş, işte sıvalar dökülmeye başladı.
Hepsini parça parça yaşadık. Sonra bina yıkıldı. Benim enkazın
altında kalışım yaklaşık 3 gün sürdü. Ertesi gün ulaştılar fakat
beni olduğum yerden dışarıya çıkartamadılar. Ayaklarım sıkışık
durumdaydı."
’’UĞULTU SESİ GİBİ, İNSAN SESİ GELİYORDU’’
Her tarafından arı kovanındaki uğultu sesi gibi insan sesi
geldiğini belirten Koçak, şunları söyledi: "Altımdan, üstümden,
yanımdan. O seslerle birlikte, ertesi günü falan ulaştılar bana.
Dışarıda yaşayan insan olduğunu bile algılayamıyorduk. Daha sonra
helikopter sesleri, insanların sesleri gelmeye başladı. O seslerle
birlikte çıkardılar bizi. Ayaklarımın olduğu yerdeki kiriş vardı
üzerinde. Çok ciddi bir sıkışma değildi ama ayaklarım kangrenden
dolayı kesildi."
’’HALEN DİMDİK HAYATIN İÇERİSİNDEYİM’’
Depremin hayatını çok fazla etkilemediğini dile getiren Koçak,
sözlerine şöyle devam etti: "Benim için hayatımda kaybettiğim
insanların acısı, kaybı çok büyük. Annemi, teyzemi ve kuzenimi
kaybettim. Çok arkadaşımı kaybettim. Bunların acısı bir kenara
dursun, hayatımda çok fazla şey değişmedi, etkilemedi hayatımı.
Halen dimdik hayatın içerisinde bulunuyorum. 10 tane spor
yapıyorum. Kaya tırmanışı, şelale tırmanışı, rüzgar sörfü, dalış
eğitmeniyim, engellilerin dalış eğitmeni oldum. Ben engelli
arkadaşlarımı suyun altına taşıdığım zaman daha özgür oluyorlar.
Çünkü orada engellenmeleri gibi bir durum yok. Aşamayacakları
yüksek kaldırımlar, üst geçitler ya da binemeyecekleri otobüsler
olmadığı için çok rahatlıkla, özgürce hareket edebiliyorlar. Suyun
altına indiğiniz zaman uzvu tam bir insanla uzvu eksik bir insan
arasında hiçbir fark yok."
(İHA)