Depreme hazırlanmak önemli
Abone olÜşümezsoy, depremin şiddetinden daha önemli olanın hazırlıklar olduğuna dikkat çekti.
Beyoğlu Deprem Semineri, Kentim İstanbul projesi kapsamında
gerçekleştirilen İstanbul Kültür Sanat Fuarı’nın son gününde
Erguvan Salonu’nda düzenlendi. Deprem seminerine konuşmacı olarak
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy katıldı. AKUT’dan Erdinç Sarımusaoğlu,
Özgür Korkmaz ve Zeynep Fulya Koç’un da hazır bulunduğu seminerde
AKUT, K-9 köpeğiyle bir de kurtarma gösterisi yaptı. Seminer AKUT
görevlisi Zeynep Fulya Koç’un konuşmasıyla başladı. Deprem anında
ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili blgi veren Koç, “İlk
sarsıntıyı hissettiğinizde sakin olun, paniğe kapılmayın. Deprem
anında 10 –15 saniye içinde bulunduğunuz binayı terk
edebiliyorsanız derhal kaçın. Yoksa güvenli yer bulun. Eğer binayı
terk edemiyorsanız, daha önce belirlediğiniz yaşam üçgeni alanına
gidin ve yan yatarak cenin pozisyonunu alın. Herhangi bir şekilde
enkaz altında ezilme durumu olduğunda vücudunuz bu şekilde azami
korunma olanağına sahiptir. Bu iç organlarınızın büyük bir bölümünü
ve böbreklerinizden birini çalışır durumda tutabilmek için en ideal
şekildir. Balkona çıkmaktan, merdivenden inmekten, asansöre
binmekten kaçının. Kolon ve kirişlerden uzak durun.” dedi. Enkaz
altında kalınmışsa yapılması gerekenleri anlatan AKUT görevlisi
Zeynep Fulya Koç, “Kıpırdayacak durumunuz varsa ve kesin bir çıkış
yolu görebiliyorsanız hareketlenin. Aksi takdirde pozisyonunuzu
koruyun ve sakin olun. Fazladan her çaba size gelecekte gerekli
olacak enerjiyi ve suyu tüketecektir. Kurtarma ekipleri, olay
yerine ulaştıklarında bakacakları ilk yer enkaz üzerinde kabarmış
bölgelerdir. Kabarmış bu bölgeler muhtemel yaşam üçgenlerinin
olduğu noktalardır. (Buzdolabı, bulaşık ve çamaşır makinesi, çelik
para kasası, demir dolap v.b.) Böyle bir yerdeyseniz, ilk
ulaşılacak kurtarma bölgesindesiniz demektir.” dedi. Seminere
katılan Şener Üşümezsoy ise şöyle konuştu: “Hatırlayacağınız gibi
17 Ağustos depreminden sonra üç ay içerisinde büyük bir depremin
olacağı söyleniyordu. Bunlar provakatif birer söylem olarak kaldı.
Bugün Marmara üzerindeki fayların ve fayların kırılma noktaları
üzerine çok şey konuşuldu. Biri İzmit ile Gaziköy arasındaki fayın
kırılacağı konusuydu. Bir defada kırılacak ve 8.5 şiddetinde olacak
deniyordu. Ama böyle bir fay yok. Bu söylem İstanbul için
rahatlatıcı bir sonuç iken, Batı Marmara dediğimiz Tekirdağ bölgesi
risklidir. Kuzey Anadolu Fay Hattı yılda 2,5 santim batıya kayıyor.
Bir görüşe göre 70 km’lik fayın İstanbul’un 20 km güneyinde
kırılacağı söyleniyor. İstanbul’da her 250 senede bir 8 şiddetinde
deprem olacağı söylenir. Ama Ayasofya gibi Adalar’daki manastırlar
gibi yapılara baktığımızda tarihi depremlerin o kadar yıkıcı
olmadığı görülüyor. Gaziköy’ün orada 50 km’lik bir fay var. Sonra
10 km’lik boşluk var. Silivri’den B.Çekmece’ye doğru 30 km’lik fay
var. Bir de benim kabul etmediğim 10 km’lik Yeşilköy’de bir fay
var. 110 km’lik alanda demekki boşluklar bulunuyor. Demekki bir
defa da kırılması mümkün değil. Son yapılan tetkiklerden sonra 6,5
şiddetinde deprem bekliyoruz. Ama Bingöl’deki depremin 6,5
şiddetinde olduğunu düşünürsek, depremin şiddetinden çok depreme
olan hazırlığımız önemli.