Deprem'den altı yıl geçti ama
Abone olAsrın felaketi olarak nitelendirilen Marmara Depremi'nin üstünden tam 6 yıl geçti. "Bu süre içerisinde ne yapıldı?" sorusuna verilen cevap olması gerekenden çok uzak!..
MARMARA Depremi’nin 6'ncı yıldönümü etkinlikleri için İzmit’e
gelen İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim
üyesi Prof.Dr. Ahmet Ercan, İstanbul ve Marmara Denizi’ndeki
yapının iki deprem olabileceğini gösterdiğini söyledi.
Aynı zamanda Türkiye Jeofizik Kurumu Başkanı olan Prof.Dr. Ercan,
deprem beklenen birinci bölgenin Kınalı-Bakırköy-Küçükçekmece
arasında ve denizin 7- 10 kilometre altında, ikinci bölgenin ise,
Marmara Ereğlisi’nin önü olduğunu söyledi.
Olası depremde ortaya çıkabilecek enerjinin 45- 60 atom bombasına
eşdeğerde olacağını savunan Prof. Dr. Ahmet Ercan, 1999'daki
Marmara Depremi ardından bazı önlemler alındığını ancak, Türkiye’de
binaların depreme dayanıklı hale getirilebilmesi için yaklaşık 25
milyar dolara ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
İzmit'teki Bekirpaşa Belediyesi’nin düzenlediği toplantıda konuşan
Prof. Dr. Ahmet Ercan, daha sonra DHA muhabirinin sorularını
yanıtladı. Prof. Dr. Ercan, İstanbul’da beklenen olası depremle
ilgili görüşlerini açıklarken, şöyle dedi:
“İstanbul'un yapısına bakarsak, İstanbul önünde iki deprem
olacaktır. Bunlardan biri Kınalı-Bakırköy-Küçükçekmece arasında
denizin 7- 10 kilometre derinliğinde, diğeri ise Marmara
Ereğlisi’nin önünde Marmara Denizi’nde olacaktır.
Bu depremlerin 7- 7.2 büyüklüğünde olmasını bekliyoruz. Marmara
Depremi ardından valilikler bazı önlemler aldı. Ama bunlar deprem
sonrasında yapılması gereken kurtarma, barınmaya yönelik
önlemler.
Belediyelerin de bu konularda bilinç düzeyleri ve uygulamaları
arttı. Olası depremde yıkılacak yerleri mahalle mahalle biliyoruz.
Bu mahallelerin yıkılıp onların yerine toplu konuç biçiminde sağlam
konutlar yapılması gerekiyor.'' ‘Deprem vergisi’ olarak bugüne
kadar fonda 15 milyar dolar biriktiğini, bu paranın halk için
kullanılması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Ahmet Ercan, ülke
genelinde 25 milyar dolarlık harcama yapılması gerektiğini, sadece
İstanbul’daki binaların sağlamlaştırılması ve sağlam konutlar
yapılması için 5 milyar dolar gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Ercan,
deprem vergilerinden toplanan paranın da fonda hazır tutulması
gerektiğini vurguladı.
‘KÖTÜ GÜÇLENDİRME YAPILAN BİNALAR YIKILIR’
Prof. Dr. Ahmet Ercan, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin ardından
güçlendirmesi kötü yapılan, ağır hasara rağmen, ‘orta hasarlı’
gösterilip onarılan binaların da büyük risk altında bulunduğunu
söyledi. Bu binaların olası depremde yıkılabileceğini ifade eden
Prof. Dr. Ercan, olası depremin 7.4’lük Marmara Depremi kadar
yıkıcı olmayacağını belirtti.
Kayıtlara 7.4 olarak geçen 17 Ağustos 1999 tarihindeki merkez üssü
Gölcük olan depremin düzeltilmiş büyüklüğünün 7.5 olduğunu anlatan
Prof.Dr. Ahmet Ercan, bu deprem kırığının Gölcük içinden geçtiğini
ve ortaya çıkan enerjinin 83 atom bombasına eşit olduğunu
vurguladı. Olası İstanbul depreminde ortaya çıkabilecek enerjinin
45- 60 atom bombasına eşit olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ercan,
yapılan gerginlik öçümlerinin bu değerleri verdiğini belirtti.
OKULLAR RİSK ALTINDA
TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, 17 Ağustos Marmara
Depremi'nin ardından geçen 6 yıllık süre içinde gerekli derslerin
çıkarılmadığını belirterek eğitim kurumlarının depreme karşı hiçbir
hazırlığı olmadığını, okulların büyük bir risk altında olduğunu
ileri sürdü.
Özcan, Marmara depreminin 6'ıncı yıldönümü nedeniyle yazılı bir
basın açıklaması yaptı. Özcan açıklamasında, “Aradan geçen 6 yıl
boyunca ne gibi önlemler alındı? Marmara depreminden gerekli
dersler çıkarıldı mı? Hiç sanmıyoruz. Türkiye'de ne yazıkki
yapıların hala yüzde 80'i depreme dayanıklı değil. Deprem kuşağı
üzerinde yer alan ülkemizde hala denetimsiz bir yapılaşma hüküm
sürüyor. Özellikle eğitim kurumlarımızın depreme karşı hiçbir
hazırlığı yok, okullarımız depreme dayanıksız''dedi.
Depremde genelde kamuya ait binaların hasar gördüğünün altını çizen
Şuayip Özcan, gerek hükümetin, gerekse Milli Eğitim Bakanlığı'nın
okullarda depreme karşı gerekli önlemlerin alınması için ciddi bir
çalışma sürecine girmediğini öne sürdü. Özcan, “Oysa Türkiye'de
depreme dayanıklı olmayan, bu nedenle de eğitim-öğretim yapılması
büyük sakıncalar yaratan ve yıkılması gereken o kadar çok okul
mevcuttur ki. Her fırsatta AB'yi ve AB standartlarını gözümüzün
içine sokanlar, AB ile yatıp, AB ile kalkanlar, AB'yi hayatının
merkezine oturtanlar nedense konu okulların depreme
dayanıklılığının ölçülmesi ve bu noktada eksiklerin giderilmesine
gelince hiç oralı olmamaktadır'' açıklamasında bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın zaman geçirmeden harekete geçmesi
gerektiğini belirten Şuayin Özcan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çocuklarımızı ve eğitim çalışanlarımızı olası bir felakete göz
göre göre kurban etmemek için ciddi çalışmalar yapmalıdır, depreme
dayanıklı okullar inşa etmelidir. Aksi takdirde yaşanılacak
acıların müsebbibi Milli Eğitim Bakanı olacaktır. Eğer miletimize
yeni acılar yaşatmak istemiyorsak, okullarımız depreme dayanıklılık
testlerine tabi tutularak, gerekli tedbirler derhal alınmalıdır.
Unutulmamalıdır ki muhtemel bir felaket, okullarımızı çocuklarımıza
mezar haline getirip, siyasi erki katil yapabilir.''
MÜHENDİSLİK ANLAMINDA BİR ŞEY YAPILMADI
KOCAELİ Depremzedeler Derneği’nin genel kuruluna katılan Jeofizik
Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Yrd.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu,
Marmara Depremi ardından geçen 6 yıllık süreye rağmen mühendislik
adına bir şey yapılmadığını, önlemler konusunda ciddi sıkıntılar
olduğunu söyledi.
Marmara Bölgesinde 7 ve daha büyük deprem beklendiğini, bu depremin
İstanbul’un yanı sıra Kocaeli, Tekirdağ ve Adapazarı’nı
etkileyeceğini hatırlatan Yrd.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, “Bu er ya da
geç olacak. Önlem almak gerekiyor. 7 ve üstü depremler yıkıcı
depremlerdir. Bunu hemen hemen bütün bilimadamları ve
araştırmacılar kabul ediyor'' dedi.
Yrd.Doç.Dr. Gündoğdu, bilgi paylaşarak çözüm üretilmesi
gerektiğini, Marmara Depremi'nden 6 yıl geçmesine rağmen gelinen
noktada mühendislik çalışmalarının çok iyi olmadığını ve bu alanda
bir şey yapılmadığını savunarak, şöyle devam etti:
“Depremin 6'ncı yıldönümünde neler yapıldığına dair bir çizgi
çekmek gerekirse mühendislik anlamında fazla bir şey olduğunu
söyleyemem. Bir çok belediye ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında bir sürü
işlere girişti. Bu konuda ciddi sıkıntılar var. Belediye başkanları
veya belediyelerin sabrı taştı sanırım. Bunlara üzülüyoruz.
Birileri, ‘Ben siyasi iktidarım, ben yönetiyorum’ diyerek odaları
dinlemeden, sivil toplum örgütlerini dinlemeden, ‘Ben yaparım’
diyorlarsa bunda yanılıyorlar.''
Haber: Ergün Ayaz
Kaynak: www.milliyet.com.tr