Depremde göçük altında kalan biri ne kadar hayatta kalabilir? Uzmanlar açıkladı
Abone olMilliyet’in BBC’den aktardığı habere göre; çoğu kişi felaketin ardından geçen 24 saatlik sürede kurtarılabiliyor, ancak bundan çok daha sonra enkaz altından sağ kalanların kurtarıldığı birçok vaka var. Peki depremzedeler, enkazın altında ne kadar hayatta kalabilir?
Türkiye ve Suriye’yi vuran depremlerin ardından, enkaz altında
mahsur kalanlar için zaman gittikçe daralıyor. Her iki ülkeden ve
dünyanın dört bir yanından kurtarma ekipleri, yaşam belirtisi
gördükleri yerlerde, beton yığınlarının altından sağ kalanları
kurtarabilmek için aralıksız çalışıyor. Depremzedelerin, enkaz
altında ne kadar hayatta kalabileceği ise merak konusu. Uzmanlar
bunun çökme anındaki konum, hava ve suya erişim, iklim, hava
koşulları ve enkaz altındaki kişinin fiziksel ve psikolojik
durumuna göre değiştiğini söyledi. İşte detaylar...
Farkındalık ve hazırlık
Depremin tam olarak ne zaman olacağını ya da binanın ne zaman
çökeceğini bilmek imkansız olsa da, uzmanlar acil durumda aldığınız
pozisyonun, hayatta kalmak açısından çok önemli olduğunu
söylüyor.
İyi seçilmiş bir konum, enkaz altında koruma ve havaya erişim
sağlayabilir. Türkiye’nin en büyük sivil toplum yardım ve kurtarma
kuruluşu olan AKUT’un koordinatörlerinden Murat Harun Öngören “Çök,
kapan ve tutun pozisyonunu alabilmenin hayatta kalınmasını
sağlayabilecek alan ve hava cebi oluşturabileceğini” söylüyor.
Çök, kapan ve tutun, dizlerin üzerine çökmek, bir masanın ya da
sağlam bir cismin altına girmek ve sallantı geçene dek sıkı durmak
demek.
Öngören “Acil durum önlemleriyle ilgili eğitim, tatbikat ve
farkındalık önemli ama sıklıkla görmezden geliniyor. Bu da sizin
enkaz altındaki yaşam beklentinizi belirleyecektir” diye de
ekliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sağlık Acil Durumları Programı’ndan
teknik yetkili Dr. Jetri Regmi de, hazırlığın önemine dikkat
çekiyor;
“Dayanıklı bir masa gibi güvenli bir yere sığınmak, hayatta kalma
şansını artırabilir. Her acil durum farklı olduğundan net bir şey
yok, ancak ilk baştaki arama kurtarma çalışmaları, yerel
toplulukların hazırlık kapasitesine bağlıdır.”
Hava ve suya erişim
Hava ve suya erişim, yıkılmış bir binanın altında mahsurken,
hayatta kalmak açısından çok önemli. Ancak bu da yaralanma
seviyesine bağlı. Kan kaybediyor olmak, yaşama şansını 24 saatin
ötesine taşımayı zorlaştırıyor.
Dolayısıyla uzmanlar, depremzede enkaz altında çok ağır yaralı
değilse ve soluyacak havası varsa, bir sonraki adımın suya erişim
olduğunu belirtiyor.
ABD’deki Duke Üniversitesi’nden yoğun bakım uzmanı Prof. Richard
Edward Moon’a göre “su ve oksijen olmaması, hayatta kalmak
açısından kritik sorunlar.
“Her yetişkin günde 1,2 litre su kaybediyor. İdrar, nefes alıp
verme, su buharı ve terleme yoluyla. Bir insan 8 litreden fazla su
kaybettiğinde ağır hastalanır.” Bazı tahminlere göre insanlar, su
olmadan üç ila yedi gün hayatta kalabiliyor.
Bir insanda kafa travması ya da başka ağır yaralanmalar varsa ya da
nefes imkanı kısıtlıysa, felaketin ertesi gününe hayatta kalma
şansı çok azalıyor. Dr. Regmi’ye göre yaralanmanın düzeyini
değerlendirebilmek önemli. “Omuriliklerinde, kafasında ya da
göğüslerinde yaralanma olanlar, akut travma tedavi tesislerine
götürülene dek yaşamayabilir. Kan kaybı, kırıklar ve organlarda
yırtılmalar, ölüm ihtimalini artırıyor.”
Dr. Regmi, kurtarmadan sonraki tedavinin de aynı derecede önemli olduğunu söylüyor. “Enkaz altından kurtarılanlar bile, ‘ Crush (ezilme) sendromundan’ ölebilir. Bu, deprem gibi felaketlerde yıkılan duvarların altında kalanlarda sıklıkla görülür.”
WHO teknik yetkilisine göre Crush sendromu, enkazın yarattığı baskı nedeniyle kaslar hasar gördüğünde ve toksin ürettiğinde yaşanıyor. Enkaz kaldırıldığındaysa toksinler vücuda yayılıyor ve ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
İklim hava koşulları
İklim de, kurbanların ne kadar süre hayata tutunabileceğinden belirli oluyor. Prof. Moon, Türkiye’deki hava koşullarının durumu çok daha kötüleştirdiğini söylüyor. “Ortalama bir yetişkin, vücut sıcaklığı koruma kapasitesini kaybetmeden en çok 21 derecede dayanabilir. Bundan daha soğuk olursa, mesele değişir” diyor.