Deprem uzmanı Ahmet Ercan: İstanbul depreminin büyüklüğü 6.4 olacak
Abone olJEOFİZİK Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara'da her 30 yılda bir yaklaşık 6.2 büyüklüğünde deprem olduğunu belirterek, "Yine Marmara'da her 104 yılda bir 6.3 ile 6.7 arasında bir deprem olur. Marmara'da yaklaşık 7.2'den daha büyük olan depremler ise yaklaşık 570 yılda bir olur. Genel olarak 4 bin yıllık deprem geçmişine baktığımız zaman İstanbul'un olağan büyük deprem büyüklüğü aşağı yukarı 6.4'tür" dedi.
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, son
günlerde İstanbul'da meydana gelebilecek olası depremlere ilişkin
yapılan açıklamalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul depreminin tarihinin olmadığını söyleyen Ercan, "İstanbul'da deprem uyarıları 1999 yılından beri '3 gün içinde olur', 3 gün içinde olmayınca '3 ay içinde olacak', 3 ay içinde olmayınca '1 yıl içinde olacak', 1 yıl içinde olmayınca '3 yıl içinde olacak', daha sonra '10 yıl içinde olacak'. Ve en son gelen '4 yıl içinde olacak', '2018'de mutlaka olur' diye 2020 yılına kadar geldik. Depremden 21 yıl geçti. Beklenen deprem olmadı bir türlü. Şimdi de yok 2024'te olacak, yok her an olabilir, yok 2029'da olabilir gibi yine bilimsel tabana dayanmayan kestirimler yapılıyor. Bu kestirimleri yapanların hiçbiri de jeofizik mühendisi değil. Çünkü deprem kestirimlerini jeofizik mühendisleri yapar. Ve bunlar basında yer alıyor. Bu büyük bir talihsizlik aslında. Çünkü insanlara bir korku pompalanıyor ki bunun bilimsel tabanı yok" dedi.
'İstanbul depreminin büyüklüğü 6.4 olacak'
Prof. Dr. Ercan, İstanbul'da meydana gelecek olası bir depremin
büyüklüğünün 6.4 olacağını ifade ederek, şunları söyledi: "Genel
olarak 4 bin yıllık deprem geçmişine baktığımız zaman İstanbul'un
olağan büyük depreminin büyüklüğü aşağı yukarı 6.4'tür. Bunu Kuzey
Marmara olarak değerlendirmek ya da tam Marmara olarak
değerlendirmek gerekiyor. Çünkü Marmara'nın neresinde deprem olursa
olsun, 100 kilometre yarıçaplı bir alanda yıkıcı bir etkisi oluyor.
Sözün gelişi Gölcük'te 7.5 büyüklüğünde bir deprem oldu, bu
depremin Gölcük'teki yıkım gücü 11'di. Ama Avcılar'daki yıkım gücü
yaklaşık 9 oldu ve yapıları yıktı. Avcılar'ın Gölcük'ten uzaklığı
100 kilometreydi. Gölcük'te bir deprem oldu, oradan yaklaşık 120
kilometre ileride Adapazarı'nda öldürücü etkisi oldu. Oysaki deprem
orada olmadı. Son İzmir depreminde olduğu gibi deprem Sisam'da oldu
7 büyüklüğünde, geldi 78 kilometre ilerideki İzmir'deki Bayraklı'yı
yıktı. Demek ki depremin ille de sizin olduğunuz yerde olması
gerekmiyor, evinizin yıkılması ya da tehlike altında olması için.
Dolayısıyla Marmara bölgesinde size en az 100 kilometre ileride
olacak bir deprem sizin depreminizdir. Dolayısıyla büyük İstanbul
depremi, büyük Tekirdağ depremi diye konuşulan depremler aynı zaman
Kocaeli'nin, aynı zamanda Yalova'nın, aynı zamanda Bursa'nın,
Mudanya'nın, Gemlik'in, Bandırma'nın, Balıkesir'in, Çanakkale'nin,
Tekirdağ'ın depremleridir. Bunu böyle algılamak gerekiyor. Yani
beklenti sadece İstanbul ve Tekirdağ için değil, tüm Marmara
çevresi için bir yıkım beklentisi olması gerekiyor. Bunun önemli
tarafı ne? Türkiye'de hiçbir yer Marmara'nın çevresinde bulunduğu
kadar yoğun bir nüfusa sahip değil. Ayrıca İstanbul'da yaklaşık
kilometrekare başına 2 bin 568 kişi düşüyor. Marmara ortalamasına
baktığımız zaman kilometrekareye yaklaşık bin 500 kişi düşüyor.
Türkiye ortalamasına baktığımız zaman 86 kişi. Demek ki birim
alanda oturan insan sayısı, birim alanda bulunan konut sayısı
Marmara'da çok yoğun. En yoğun olduğu yer de İstanbul. İzmit'in
bulunduğu kesim, yani birim alandaki yoğunluklar. Birim alanda
yoğunluk ne kadar çoksa yıkım da o denli fazla olacaktır."
'7.2'den daha büyük olan depremler ise yaklaşık 570
yılda bir olur'
Marmara'da her 30 yılda bir yaklaşık 6.2 büyüklüğünde depremin
olduğunu söyleyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Yine Marmara'da her
104 yılda bir 6.3 ile 6.7 arasında bir deprem olur. Marmara'da
yaklaşık 7.2'den daha büyük olan depremler ise yaklaşık 570 yılda
bir olur. Dolayısıyla bizim Gölcük'te görmüş olduğumuz 7.5
büyüklüğündeki bir depremin yeniden Marmara'da yineleme olasılığı
yok denecek kadar azdır. O nedenle Marmara'da 7.6'lık bir deprem
bekleniyor demenin 4 bin yıllık Marmara'nın deprem davranışıyla
herhangi bir ilintisi yoktur. Kaldı ki eğer Marmara'da 7'den daha
büyük bir deprem olsaydı bugünkü Eminönü yarımadasında ne Ayasofya
ayakta kalırdı, ne Kızkulesi ayakta kalırdı, ne Bozdağan Valens
Kemeri ayakta kalırdı, ne Süleymaniye Camisi, ne Fatih Camisi, ne
Beyazıt Camisi, ne Sultanahmet Camisi, eski eserlerin hiçbiri
ayakta kalmazdı. Oysaki bunların hepsi ayakta, İstanbul surları
dahil. Bunlar depremlerin tanıklarıdır. Demek ki İstanbul'un
bulunduğu kesimde çok büyük depremler olmamıştır. Neden olmamıştır
İstanbul'un içinde? Çünkü orada yaklaşık 2 kilometre kalınlığında
bir magma yaklaşımı vardır. Tam İstanbul Boğazı'nın bulunduğu yerde
ve Suriçi'nin bulunduğu kesimde yer kabuğunun kırılma direnci 6
milyar cigatondan daha büyüktür. İşte o nedenle 99 depreminde bir
taraftan Gölcük'ten başlayıp Kaynaşlı'ya doğru giden kırık diğer
taraftan ise Gölcük'ten başlayıp Karamürsel üzerinden Yalova,
oradan Çınarcık, oradan Esenköy'e kadar gitmiştir. Bir dal da
çıkmıştır oradan. Tıpkı balkı kılçığı gibi. Bir tanesi Çınarcık
çukurunun kuzeyinden yaklaşık Sivriada'ya kadar kırmıştır, bir dal
da yine bu ana koldan çıkarak Tuzla üzerinden Pendik, Kartal,
oradan Maltepe, oradan Bostanlı'ya kadar kırmıştır. Adalar tam
bunun ikisinin arasında kalmıştır. Eğer devam etseydi bu kırılma,
bir taraftan Fenerbahçe burnundan kasrın içine girecekti, tam
Sarayburnu'na bulunduğu kesimden, bir taraftan da tam
Küçükçekmece'nin önünden bir dönerek Avcılar önünden
Büyükçekmece'ye doğru doğu-batı doğrultusunda kırılacaktı.
Gidememesinin ana nedeni tam İstanbul'un önünde yer kabuğunun
kırılmaya karşı direncinin çok büyük olması. O nedenle devam
edemedi, orada kaldı" diye konuştu.
'Marmara şu an çok yorgun'
Marmara Bölgesi'nin şu anda çok yorgun olduğunu söyleyen Prof. Dr.
Ercan, "Marmara şu anda çok yorgun. Burayı kırabilmesi için yeniden
bir gerginlik biriktirmesi gerekiyor. O gerginlik biriktirmesi
doğudan her yıl gelen gerginliğin birikme hızına bağlı olarak
değişiyor. Burada Ercan algoritması dediğim bir algoritmaya
baktığım zaman bu gerginliğin birikebilmesi için, yani 6 milyar
cigatona ulaşıp gelişip bu kabuğu kırabilmesi için en az 2045
yılına kadar beklemek gerekiyor. Eğer düzgün bir dağılım olursa.
Eğer bu gerginlik birikmesi yeterli değilse 2075 yılına kadar
deprem gecikebilir. 21 yıldır birileri her an deprem olabilir diyor
ama 21 yıldır da ben 'hayır her an deprem olamaz, olması için
yeterli bir güç toplanmamıştır' diyorum. Zaman beni doğruladı hep.
Zaman birçok kimseyi yanılttı. Belki arkadaşlarımızın buradan demek
istediği deprem uyarısı yapmak. Ama yanlış deprem uyarısı yapmak
ülkenin ekonomisini sarsar, o ülkeye yatırım gelmez. O ülkedeki
yerli yatırımcılar da yatırımlarını Romanya gibi, Bulgaristan gibi,
Ukrayna gibi, Rusya gibi farklı yerlere kaydırırlar. Yani ülke
ekonomisi etkilenir. Ülkenin aynı zamanda turizmi de etkilenir"
dedi.
'Ekonomiye darbe vurmamak gerekiyor'
Prof. Dr. Ercan, Sisam'da 7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini
hatırlatarak, "Sisam'da 7 büyüklüğünde bir deprem oldu Yunanlılar,
Yunanistan'da deprem oldu demediler. Ama hemen biz sahip çıktık,
deprem bizde olmamasına karşın İzmir depremi dedik bu depreme. Oysa
İzmir'de deprem olmamıştı. Yani biraz konuşurken birinin ölçeğini
iyi ayarlamak, toplumu sinir hastası yapmamak ve ekonomiye darbe
vurmamak gerekiyor. Deprem bilimcilerinin daha ölçülü konuşması
gerekiyor. Deprem konusu televizyonlara, gazetelere konu olacak bir
konu değil. Çünkü deprem konusundaki değişiklikler en az 10 yıl ile
100- 200 yıl arasında olur. Ama Türkiye'de deprem haberleri
veya deprem kestirimleri bilimsel tabanlara dayanmayan biz buna
hissikablelvuku diyoruz. Türkçesi içime öyle doğdu öyle
konuşuyorum. Çünkü konuşulan da yanlış, anlatılan hiçbir şeyin
sorumluluğu yok. Türkiye'de bir kişinin deprem kestirmesi
yapabilmesi için mutlaka ve mutlaka jeofizik mühendisi olup deprem
bilimi dersini de almış olması gerekiyor. Büyük deprem geliyor
diyenlerin hiçbiri jeofizik mühendisi değil maalesef" dedi.
'İstanbul'u hazırlamak gerekiyor'
Türkiye'de son 21 yılda depremle ilgili çok şeyler yapıldığını
ifade eden Ercan, "Neler yapmak gerekiyor? İstanbul'u hazırlamak
gerekiyor. Şimdi İstanbul hazırlamak için büyük deprem geliyor
demeye gerek yok. 21 yılda çok şeyler yapıldı. Sadece İstanbul
değil Türkiye'nin birçok kentinde çok şeyler yapıldı. Her 5 yapıdan
biri yerden gelen sorunla yıkılır, her 5 yapıdan biri, 4 tanesi ise
kötü yapılaşmalar nedeniyle yıkılıyor. Sadece yapıdan karot alarak
veya sadece yapı için güçlendirme önlemleri yaparak o yapı
depremden korunamaz. Hem yerin hem yapının güçlendirilmesi
gerekiyor. İstanbul'da 1 milyon 800 bin tane yapı vardır. İstanbul
birçok Avrupa kentinden daha büyüktür. O nedenle böyle sihirli
değneği böyle pat diye koyarak İstanbul'daki yapıları birden
güçlendirme olasılığı ne yazık ki yoktur. Yavaş yavaş bu işin
kentsel dönüşümü anlamı içinde inşaat, jeofizik mühendisleri,
mimar, şehir planlamacıları bunlar bir araya gelip hem yer
konusunda hem de nitelikli yapı konusunda sağlıklı, güvenli
atılımlar yapmak gerekiyor" diye konuştu.