Deprem tahmininde büyük başarı
Abone olİTÜ Elektrik ve Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Berk Üstündağ 3 yıldır başarılı deprem tahminlerinde bulunuyor.
Üstündağ ile deprem cihazını, tahminlerdeki başarısının sırrını
ve deprem söylentilerini konuştuk. Cihaz hakkında bilgi alabilir
miyiz? Ölçümler nasıl yapılıyor? Berk Üstündağ: Bu bir deprem
cihazı değil. Depremle ilişkilendirilebilir elektrik alan
değişimlerini yeni bir yöntemle, bir başka deyişle, 'elektro statik
kayaç gerginlik izleme yöntemiyle deprem tahmin projesi desek de,
kısaca "kayaç gerginlik izleme projesi" olarak da adlandırılabilir.
Bu cihazla, havadaki yerden kaynaklı elektrik yük değişimi
ölçülüyor. Bu ölçümleri istasyonlardan alıp yorumluyoruz. Faylarda,
depremin kısa süre öncesinde meydana gelen zayıflama süreçlerini
belirlemeye çalışıyoruz. Ölçümlerin ardından ne gibi veriler elde
ediyorsunuz? Daha doğrusu, olabilir bir depreme ilişkin hangi
bilgilere ulaşıyorsunuz? Berk Üstündağ: Şu an için iki ana veri
üzerinde çalışıyoruz: Muhtemel depremlerin yaklaşık yeri ve zamanı.
Depremin, ölçüm alan istasyona uzaklığını tahmin edebiliyoruz.
Yakın, çok yakın, orta uzak ve çok uzak gibi sınıflandırmalar
yapılıyor. Zamanı da benzer şekilde belli sınıflara ayırdık. Kısa
vade; 2 ila 12 saat aralığı, orta vade; 12 ila 48 saat aralığı,
orta-uzun vade; 48 ila 7 gün aralığı ve uzun vade de 7 günden sonra
olarak belirlediğimiz aralık. Ancak biz, 7 gün ve sonrasında
olabilecek depremleri tahminlerin arasına almıyoruz. Büyüklüğün
belirlenmesi konusunda, bulunduğumuz aşamada çok fazla bir
çalışmamız yok. 3 büyüklüğünün altındaki depremleri çalışma dışında
tutuyoruz. Siz istasyonlardan aldığınız verileri her gün düzenli
olarak internet sitesinden yayınlıyor musunuz? Yani vatandaşlar
siteden yer hareketliliğini takip edebilirler mi? Berk Üstündağ:
Bizim bu sitede aldığımız sonuçları yayınlamamızın amacı, aldığımız
anomalileri ortak olarak kullanıma açmak. Tabi bu yorumları ve
sonuçları yazarken, hayli teknik terimler kullanıyoruz. Teknik
seviyede olmayan kişilerin bu teknik analizleri yapmaları pek
mümkün değil. Ama biz bu sayfaya, gördüğümüz sıradışı değişimleri,
teknik bir dille açıkça yazıyoruz. (Yrd. Doç. Dr. Berk Üstündağ bu
açıklamayı yaparken, internet sitesinde Gökçeada yakınlarında bir
anormallik olduğu yönünde yorumu okuyor. Bu yorum 15 Temmuz'da
sayfaya girilmiş. Ancak, öyle teknik bir dille yazılmış ki,
vatandaşların okuyup anlaması mümkün değil. Biz bu röportajı 16
Temmuz'da öğle saatlerinde yaparken, Gökçeada'da 3.2 büyüklüğünde
bir deprem meydana geldi.) Bu açıklama biraz teknik oluyor.
Vatandaşın bu sayfaya girdiğinde bir anormallik olduğunu, deprem
olabileceğini anlaması pek mümkün değil? Berk Üstündağ: Evet, ama
bulunduğumuz safhada bizim öncelikli amacımız halkın deprem
olacağını öğrenmesinden çok, yaptığımız ölçümlerin ve
yorumlarımızın doğruluğunu kanıtlamak. Yani, verileri ve yorumları
bu sayfaya koyuyoruz, sonra da deprem oluyor ve başarımız
sınanıyor. Amacımız burada "Bak yarın 5 büyüklüğünde bir deprem
olacak, dikkatli ol" demek değil. Henüz bu nitelikte değiliz. Bunu
diyebilmek için, 5 büyüklüğünde bir depremi 6.5 büyüklüğündeki bir
depremden ayırt edebilmek gerekir. Bizim sistemimiz şu anda bu
ayırt etmeyi yapacak durumda değil. Onun için de bunlara tahmin
diyoruz. Hava durumlarında olduğu gibi deprem tahminleri de, zaman
içinde gelişecektir. 30 yıl öncesinin hava tahminleriyle günümüz
arasında büyük uçurumlar var. Türkiye'de bile 3-5 sene içinde büyük
gelişme yaşandı hava tahminlerinde. Deprem tahminleri de benzer bir
seyir izleyecektir dünyada. Ama deprem tahminlerinin
kullanılabilirliği hava tahminlerinden farklılık gösteriyor. Çünkü,
"Yağmur yağacak" deyip yağmadığı takdirdeki fark, ölmekle yaşamak
arasındaki fark gibi değil. Onun için, deprem tahminini şu aşamada
bireysel anlamda uyarılar için kullanmak oldukça riskli gözüküyor.
Biz yine de, bütün bilimadamlarına verilerimizi açıkça
yayınlıyoruz. Bunun amacı bireysel anlamda uyarı yapmaktan öte, bu
verileri bizden daha iyi analiz yapabilecek bir grup varsa ya da
kendisinin de bazı çalışmaları varsa ve bizim bilgilerimizi de
birleştirip kullanmak istiyorsa, alsınlar kullansınlar. Bu yaklaşım
genelde Türkiye'de yok. Zamanın çok önemli olduğunu, verilere
ulaşmak için yıllarca beklenmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yorumlar sayfasını ne sıklıkta yeniliyorsunuz? Berk Üstündağ:
Aslında her gün yorum olmuyor. Ancak bakarsanız, yorum sayısı gün
sayısını geçmiş durumda. Yani merak eden kişilerin günde birkaç kez
yorumların yer aldığı siteyi açması gerekiyor bu durumda. Berk
Üstündağ: Yorum yapılacak bir veri alındığında, bu hemen
değerlendiriliyor ve sayfaya konuluyor. Günün belli bir saati yok
bunun için. Sabah 3'te, 5'te de var, öğle saatlerinde de var. Bu,
verinin alınmasına bağlı. Kaç kişi çalışıyorsunuz? Berk Üstündağ:
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde projede çalışan 7 kişi var. Bunun
dışında, üniversite dışından kişiler ve diğer üniversitelerden de
çalışanlar var. Özellikle İstanbul Üniversitesi ve Sakarya
Üniversitesi'nden. Aykut Barka'nın ölümünden sonra projede çalışan
kişi sayısı 16'ya indi. Kaç tane istasyonunuz var? Berk Üstündağ:
Şu anda 15 istasyonumuz var. Bunlar ağırlıklı olarak Marmara'da
bulunuyor. 2 tanesini ise Tunceli Valiliği'nin de desteğiyle
Tunceli'ye koyduk. Bunlar, deneme istasyonu. Proje bölgemiz aslında
Marmara. Ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde büyük bir
etkinlik var bu sene içinde. Onunla ilgili veri toplayabilmek için
de Pülümür'e ve Tunceli merkeze iki tane istasyon koyduk. Bu
istasyonla, hangi bölgelerdeki deprem hareketliliğini
saptayabiliyorsunuz? Berk Üstündağ: Hedef alanımız Marmara. Fakat
Marmara Bölgesi'nin sınırına yakın istasyonlardan Sakarya ve
Çanakkale'den daha uzak bölgelere ilişkin anomaliler kaydettiğimiz
de oluyor. Marmara Bölgesi dışında zaman zaman lokasyon
belirtmeksizin deprem tahmin yorumları yapabiliyoruz. Üç yıla yakın
bir süreden bu yana veri topluyorsunuz. Başarı oranı nedir? Yani
bir başka deyişle, depremleri tahmin oranınız nedir? Berk Üstündağ:
Depremlerin yer ve zaman sınıflarının belirlenmesinde şu ana kadar
başarı oranımız yüzde 65 ila yüzde 69 arasında. Geçen yılın sonunda
yaptığımız bir hesaplama ile yüzde 65 civarında idi. Ancak bu yıl
içindeki bazı ilişkilendirmelerle, yüzdesel bazda birkaç puan
arttığını söyleyebiliriz. Projeyi Türkiye'de uyguluyorsunuz. Ancak
yurtdışında da bu proje hakkında bir kamuoyu oluşmaya başlamıştır.
Yabancı bilimadamlarının bu projeyi bakış açısı nedir? Berk
Üstündağ: Dünyada elektrikle ilgili daha önce denenmiş sistemler
var. Ancak elde edilen veriler bu denli yüksek ilişkilendirme
düzeyinde değil. Fakat ortak olan bir başka düşünce de, tahmin
çalışmalarının kestirim mertebesinde. Yani yer, zaman ve büyüklük,
üçünün birlikte belli toleranslar altında tekrarlı olarak başarıya
erişmediği sürece pek fazla gündeme getirilmesini onlar da
istemiyorlar. Çünkü bu bilimadamları üzerinde önemli bir baskı
yaratıyor. Biz de internet üzerinden verileri açıklama konusunda
ekip olarak çok tereddütte kaldık. Sonunda yayınlamaya karar
verdik. Ancak burada Strazburg Kararları'na bağlı kalıyoruz.
Dünyada daha önce de panik depremleri çıkmış. Geçtiğimiz günlerde
Türkiye'de olduğu gibi. Bu tür olayların yaşanmaması için Avrupa
Konseyi, bir etik kurallar koymuş, bunlar tavsiye niteliğinde
kurallar. Buna göre, ilgili çalışmayı yapan bilmadamı ve
araştırmacılar, deprem kestiriminde, kestirimlerini (tahmin değil),
halka bir uyarı olarak açıklamadan önce hızlı ve bağımsız bir
sınama mekanizmasından geçirilsin deniliyor. Bunun da iki nedeni
var. Birincisi; kamuoyunun bilime olan güveninin sarsılmaması,
ikincisi ise sosyal, psikolojik hatta ekonomik zararlara neden
olmamak. Konseyin kararlarına göre, depremlerin belirlenmesi veya
kestirimi çalışmalarında bulunan kişiler, eğer kamuoyunun
uyarılmasını düşündükleri bir veriye ulaşmışlarsa, bunu öncelikle
önceden konunun uzmanlarından oluşan bir ekibe, bir komiteye
deklare ederler. "Bu şüpheli veri ve bu da, geliştirdiğimiz yöntem
ve değerlendirme kriteri. Bunları değerlendirin" denilir ve o
kişiler bunu alırlar ve söz konusu yöntemin nitelikleri, geçmiş
kayıt örnekleri ve kriterlere göre gerçekten riskli bir durum
görüyorlarsa, bunu yönetim mekanizmasına aktarma kararı alırlar.
Yönetim mekanizması da bireysel seviyeye inecek şekilde bu bilgiyi
aktarır. Böylece halk uyarılır. Peki Türkiye'de bir böyle bir ekip
veya komite var mı? Berk Üstündağ: Türkiye'de böyle bir komite yok.
Yani, yönetici seviyesinde bilimadamlarından değil, teknik
düzeydeki bilimadamlarından, kısıtlı bir kadrodan oluşan bir komite
var. Ama, hemen, çok çabuk biraraya gelebilen bir komite yok.
Örneğin, Japonya'da böyle bir komite var ve 5 kişiden oluşuyor.
Peki siz ölçümlerinizde çok büyük anomali tespit ederseniz,
yaptığınız yorumlar da büyük bir felaketi haber veriyor olursa ne
yaparsınız? Berk Üstündağ: Bunun için iki ayrı yöntemimiz var.
Birincisi; ilgili veriyi yorumlar sayfasına neyle
ilişkilendiriyorsak koyacağız. Fakat yine de, erken uyarı imajını
yaratmak istemiyoruz. Herkesin kendi riskini değerlendime şansı var
diye bu veriyi sayfaya koyacağız. Böyle bir durum için Başbakanlık
Kriz Merkezi'yle daha önce konuşmalarımız olmuştu. Biz böyle bir
veri elde etmişsek, verimizi onlara göndereceğiz. Onlar da
istedikleri yere değerlendirtebilecekler. Biz böylece devleti
bilgilendirmiş olacağız. Arada oluşan başka mekanizmalar da var.
Zaman zaman Başbakanlık'tan olsun, valilikten olsun, onların aldığı
başka kaynaklardan gelen verilere dayanarak, bizden teyit almak
için temasa geçiyorlar. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da panik
deprem yaşandı. Belediye Başkanı'nı açıklamalarının ardından ortaya
çıkan yanlış anlaşılma buna neden oldu. Bu durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Berk Üstündağ: Halka karşı devleti temsil
eden otoritenin, yaptığı açıklamalara çok dikkat etmesi gerekir.
Birşeyler saklanmalı demek istemiyorum. Faaliyetlerimizi her zaman
böyle ön planda göstermek burada fayda sağlamıyor. Bundan bir süre
önce Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp de bir açıklama yapmış ve deprem
cihazı hakkında bilgi vermişti. Halbuki biz o dönemde geri planda
kalıp, çalışmaları geliştirmek istiyorduk. Kendisi bu açıklamayı
tamamen bir iyi niyet çerçevesinde yaptı. Ve o günlerde biz
çalışamaz hale geldik. Onun için açıklamalarda yetkililerin biraz
daha dikkatli olması gerekiyor. Bugüne kadar yapılan açıklama
biçimlerine dikkate almasını istiyoruz sayın Belediye Başkanı'ndan.
TÜBİTAK'ın Belediye ile yaptığı bir anlaşma var. Bu anlaşma
çerçevesinde Belediye, 1 milyon dolarlık bir bütçeyi TÜBİTAK'a
verdi. TÜBİTAK da bunun karşılığında istasyonlar kurarak radon gazı
ölçümleri yapıyor. TÜBİTAK alınan raporları Belediye'ye veriyor.
Ancak bu raporların veriliş biçimi ve Belediye Başkanı'nca ifşası
yine bir takım kurallar içinde olmalı. Bu sıradan bir olay değil,
kamu güvenliğiyle ilgili bir proje. Bununla ilgili olarak yöntem
aradıkları ve İçişleri Bakanlığı'yla yazıştıklarını söylüyorlar.
Bununla ilgili olarak, örneğin Japonya'da oluşturulmuş, hatta İTÜ
Afet Merkezi'nde oluşmuş bir takım afet koordinasyonu içeren
yöntemler var. Amaç risk yönetimine ulaşmak olmalı. Risk yönetimi,
böyle bir durumda kendi içinde vardiyaları arttırıyor, acil
durumdan afet pozisyonuna geçiyor ve önceden belirlediği stratejiyi
uygulamaya başlıyor. Elimizde böyle bir risk ve afet yönetim
sistemi olmadığı zaman, gerçekten yapılacak çok fazla birşey yok.
İçişleri Bakanlığı'yla yazışmakla, çok ileri bir noktaya
gidileceğini sanmıyorum. Projeyi ilerletirken karşılaştığınız
zorluklar neler? Projenin yürümesi için daha nelerin yapılması
gerekiyor? Berk Üstündağ: En büyük sıkıntımız; projenin verilerini
açık olarak yayınladığımız için, arıza durumlarında hemen müdahale
etmekle ilgilenecek ayrı bir kadrolaşmanın olmayışı. Yani, sırf bu
işe atanmış kişilerin bu konuda çalışıyor olmaması. Bu da,
üniversitelerde memur çalıştırma koşullarının sınırlı olmasından
kaynaklanıyor. İleride projenin sonuçlarının daha iyiye gitmesiyle
birlikte, projeye daha çok destek vermek isteyenlerin çıkacağına
inanıyorum. Vakıf benzeri bir işletme kurup, işletme alt yapısını
oluşturmak. İstasyon sayısını arttırmak kadar, istasyonları iyi
işletmek de çok önemli. Diğer taraftan, cihazlarımızı geliştirmek
için çalışmalarımızı da buna paralel olarak götürüyoruz. Muhtemel
deprem öncesi yer eletriksel yük değişimleri ve bunlara ilişkin
yorumları www.deprem.cs.itu.edu.tr/yorumlar/yorum.html adresinde
okuyabilirsiniz. Kaynak : Mynet