Deprem söylentilerine inanmayın!
Abone olUzmanlar deprem çalışmaları gereği yapılan yazışmaların vatandaşlar tarafından yanlış anlaşıldığını bildirdi. Uzmanlar yazışmaların yanlış anlaşılmamasını istedi.
Ulusal Deprem Konseyi, depreme hazırlıklı olma kapsamında
gerçekleştirilen tatbikatların gerekli ve yararlı çalışmalar
olduğunu belirterek, ''bu çalışmaların gereği yapılan yazışmaların
deprem uyarısı gibi yorumlanmasının doğru olmadığını'' bildirdi.
Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan imzasıyla
yapılan yazılı açıklamada, son günlerde yazılı ve görsel basın
organlarında, ''ocak ayı içinde Türkiye'de önemli bir deprem
beklendiği'' yolunda haberlere yer verildiği belirtildi.
Açıklamada, Ulusal Deprem Konseyi'nin, kamuoyunda yanlış anlamalara
neden olabilecek bu haberlerle ilgili görüşlerine yer verilerek,
şöyle denildi: ''Depreme hazırlıklı olma kapsamında yapılmakta olan
afet tatbikatı uygulamaları (deprem tatbikatı), gerekli ve yararlı
çalışmalardır. Bunların deprem söylentileriyle ilişkilendirilmesi
yanlıştır. Bu çalışmaların gereği olan yazışmaların deprem uyarısı
gibi yorumlanması da doğru değildir. Depremlerin önceden haber
verilmesinde önemli olan, yıkıcı depremlerin yerini, zamanlamasını
(kısa bir zaman aralığı içinde) ve büyüklüğünü güvenilir biçimde
önceden belirlemektir. Dünyada her yıl binlerce deprem olmaktadır.
Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde, özellikle
küçük ve orta büyüklükte depremlerin birkaç aylık bir zaman aralığı
içinde gerçekleşeceğini ileri sürmek özel bir haber niteliği
taşımamaktadır. Bir deprem öngörüsünün kamuoyuna duyurulmasında,
etik kurallarına uyulması gereklidir. Bu kurallar, elde edilmiş
olan deprem göstergesi verilerinin, önce alanın uzmanlarıyla
paylaşılmasını ve yorumlar üzerinde bir uzlaşıya ulaşıldıktan sonra
kamu yetkilileri aracılığıyla duyuru yapılmasını gerektirir.
Kamuoyunun bilimsel dayanaktan yoksun ve yanlış anlaşılabilecek
açıklamalarla uğraştırılması yerine ülkemizdeki büyük deprem
tehlikesi göz önüne alınarak, deprem zararlarının azaltılmasına
yönelik çalışmaların aralıksız sürdürülmesi büyük önem
taşımaktadır. Depreme hazırlıklı olma kavramı çok geniş
kapsamlıdır. Bireyden devlete kadar çeşitli kurum ve kuruluşların
görev ve sorumluluklarını içerir, geniş bir alanda uzman katkısını
gerektirir. Depreme hazırlıklı olmanın reçete niteliğinde basit bir
çözümü yoktur. Yurttaşlar ve basın, bazıları bilmezlikten
kaynaklanan, bazıları çıkar hesabıyla ortaya atılan yanıltıcı
çözümlere değer ve önem vermemelidir.''