Deprem, psikolojik hasar da bırakıyor
Abone olDepremlerin yol açtığı can ve mal kaybı kadar meydana getirdiği psikolojik etki de önem verilmesi gereken hasarlardır.
Psikolojik hasarlar tespit edilmesi kolay olmayacak kadar sayıda
kişiyi etkiler. Yaşanan üzücü olaylarla ilgili görüntülerin
yayınlanması bir yandan acıların paylaşılmasını ve toplumun
bilinçlenmesini sağlarken bir yandan da hassas yapılı kişilerin
olaylardan daha çok etkilenmesine yol açmaktadır. Daha önce depremi
yaşamış başka şehirlerdeki insanlar etkilenip adeta depremi yeniden
yaşamaya başlayabilir. Bu kişilerin bir kısmı tedavi için uzmanlara
başvurmakta, bir kısmı ise problemi kendi içinde yaşamaya devam
etmektedir.
Marmara depremi, Bingöl depremi gibi yakın geçmişte yaşanmış
depremler halkımızın geniş bir kesimini etkilemiş olduğundan yeni
depremler hatıralarda canlı olan travmalara bağlı stres
bozukluklarını yeniden tetikleyebilir, kronik şikâyetlerin akut
hale gelmesine yol açabilir. Şiddet, istismar, bir yakının ani can
kaybı gibi başka bir konuda yaşanan travmaların neden olduğu
stresler de yeni deprem haberleri ile tetiklenip stres bozukluğuna
yol açabilir.
Depremlerden sonra yaşanan olaylarla bütün insanlarda kayıplarla
orantılı olarak bazı psikolojik belirtiler, doğrudan hayat kaybı
olanlarda yas süreci görülüp birçok kişide belli bir tedavi
gerektirmeden ve kişinin temel işlevleri normale dönecek şekilde
zamanla ortadan kaybolur. Bütün felaketlerde olduğu gibi depremde
de kişi önce şok tepkisi verir, şaşkınlık içindedir, donakalır, ne
yaptığının farkında değildir. Olayı hatırlamak istemez, bulunduğu
yerden uzaklaşmaya çalışabilir, amaçsız hareketlerde bulunabilir.
Bir müddet sonra durumun farkına varır, başına gelenleri hatırlar
ve felaketin boyutlarını kavramaya başladığında akut stres tepkisi
gelişir.
Normal hayata dönüş, sorunları önler
Depremde evi yıkılan veya hasar gören, yakınlarını kaybeden
sağlıklı kişilerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması
ve kişinin en kısa sürede normal günlük hayata dönmeye çalışması ve
çevrenin buna yardımcı olması daha sonra ortaya çıkacak psikiyatrik
sorunları büyük ölçüde önler. Travma sonrası stres bozukluğu
belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavi almayan kişilerin
yarısına yakını bir ila altı yıl içinde iyileşse de diğer yarısında
olaydan yıllar sonra bile rahatsızlıkların aynı şekilde sürdüğü
görülmektedir. Stres oluşturan durumlar artışta etkilidir. Tedavide
erken tanı önemlidir ve ilaç kullanımının yanında psikoterapi ve
grup tedavileri gibi yöntemlerle sağlanır.
Ne gibi belirtiler görülür?
Akut stres tepkisindeki belirtiler çok şiddetliyse veya
belirtilerin bir kısmı kaybolsa da bir kısmı 1 ayı geçtiği halde
kaybolmuyorsa travma sonrası stres bozukluğundan endişe edilmeli ve
tedavi için gerekenler yapılmalıdır. Belirtiler başta görülmeyip
yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Belirtiler şunlardır:
Aşırı korku, çaresizlik ve dehşete düşme.
Uyuşukluk, dalgınlık, duygusal tepkisizlik, donukluk, hiçbir şey
hissetmeme, sadece bir noktaya bakıp dalma. Dissosiyatif
belirtilerin ortaya çıkması, çevrede olup bitenlerin farkına varma
halinde azalma, çevreyi ve kendisini olduğundan farklı, yabancı,
değişik algılama.
Depremden öncesinde, deprem esnasında veya sonrasındaki olayları
hatırlayamama.
Flashback dediğimiz, travmatik olayın yani depremin kişinin gözünün
önüne tekrar gelmesi, sürekli depremi düşünmesi.
Uyku bozukluğu, uykuya dalma güçlüğü, uykudan sık uyanma ya da
erken uyanıp tekrar uyuyamama, depremi rüyada adeta yeniden yaşama,
kâbuslar.
Ani ses duyarak korku, kaygı ve heyecanda artma, algı yanılması
(illüzyon) ufak bir sarsıntıyla, (kanepeye birinin değmesi gibi)
şiddetli deprem korkusu. Olayı hatırlatan şeylerle (TV'de haberler
gibi) fenalık geçirme, eve uzun süre girememe, yatak odasında
uyuyamama.
Yaşadıklarına inanamama, karamsarlık, aşırı sinirlilik, ani
öfkelenme, yaşananlarla ve kayıplarla ilgili suçluluk duygusu.
Bedensel yakınmalar, çarpıntı, nefes darlığı
Yazı: Uzman psikolog Farika Teymur Artır
Kaynak: Zaman