Deprem felaketine duyarsız kaldık
Abone olBirçok ülkede toplanan yardım miktarı yüz milyonlarca dolara ulaşırken Kızılay’ın sürdürdüğü kampanyanın ilk 2 gününde ancak 250 milyar lira toplanabildi.
Güneydoğu Asya’yı vuran deprem ve tsunami felaketinde ölenlerin sayısı resmi rakamlara göre 130 bini geçti. Afet bölgesine dünyanın dört bir yanından yardımlar gelmeye devam ediyor. Birçok ülkede toplanan yardım miktarı yüz milyonlarca dolara ulaşırken Kızılay’ın sürdürdüğü kampanyanın ilk 2 gününde ancak 250 milyar lira (250 bin YTL) toplanabildi. Yardım miktarının az olmasına Kızılay’ın 1999 depremlerinde bozulan imajının neden olduğu belirtiliyor. Kızılay yetkilileri, Türkiye’den gidecek yardım miktarının da artması gerektiğini belirterek, 17 Ağustos depreminde uluslararası camianın Türk halkına gösterdiği yardımseverliğin unutulmamasını istediler. Kızılay bugün afet bölgesine 10 kişilik bir yardım ekibi gönderiyor. Ekip, bölgeye yakın ülkelerden alacağı 1 milyon dolarlık yardım malzemesini ihtiyaç sahiplerine dağıtacak. Diyanet İşleri Başkanlığı da 21 Ocak 2005’te tüm camilerde yardım toplayacak. Diyanet’in kampanyasına katılmak isteyenler, Vakıflar Bankası Ankara Meşrutiyet Şubesi’ndeki 2051468 numaralı hesaba bağışta bulunabilecek. Depremden sonra meydana gelen ve Afrika kıtasına da ulaşan dev dalgalardan dolayı son belirlemelere göre Hindistan’da 14 bin 488, Endonezya’da 80 bin 248, Malezya’da 72, Myanmar’da 59, Sri Lanka’da 29 bin 744, Bangladeş’te 2, Maldiv Adaları’nda 74, Tayland’da 4 bin 993, Doğu Afrika’da ise 211 kişi hayatını kaybetti. Endonezya’da ise bir balıkçı felaketten bir hafta sonra sağ kurtarıldı. Sağlık görevlileri 24 yaşındaki Tengku Sofyan'ın aşırı su kaybettiğini ve bedeninde kesikler olduğunu, genç balıkçının Banda Açe'deki hastaneye kaldırıldığını söylediler. Doktor İrvan Azvar, kurtarılan balıkçının özellikle zihinsel olarak çok kritik bir durumda olduğunu söyledi. Merkezi Mekke’de bulunan Dünya İslam Ligi (DİL) de, üyelerine faciadan zarar gören ülkelere yardım çağrısında bulundu. Bulgaristan bölgeye 139 bin dolar değerinde ilaç ve tıbbi malzeme göndereceğini açıkladı. Tayvan 5 milyon dolar olarak açıkladığı yardım miktarını 50 milyon dolara çıkardı. İsveç’te düzenlenen kampanyalarda ise şahıslardan ve şirketlerden toplanan özel katkıların miktarı 60 milyon doları aştı. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı da deprem ve tsunami felaketinden zarar görenler için 21 Ocak Cuma günü, tüm camilerde yardım kampanyası başlatacak. BM Genel Sekreteri Kofi Annan da Güneydoğu Asya için gerçekleştirilecek yardım kampanyasını Endonezya'da başlatacak. Cakarta'da bölge liderleri ile 6 Ocak’ta bir araya gelerek, yürütülen yardım faaliyetlerini görüşeceğini ifade eden Annan, felaketin vurduğu bölge ülkelerinin kendilerini yeniden toparlamalarının 5-10 yılı bulacağını belirtti. Felaketten zarar gören ülkelere yönelik uluslararası bağış vaadi ise 2 milyar doları aştı. Öte yandan Hindistan medyası, felaket süresince BBC ve CNN başta olmak üzere birçok dünya medyasının olaylar karşısında duygusuz davrandığını savundu. İnsan cesetlerinin, sinir krizleri geçiren felaketzedelerin hiç çekinilmeden ekrana taşınması karşısında hüsrana uğradıklarını belirten Hindistan medyası çalışanları, 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanması sonrasında, felaket görüntülerinin, halkı rahatsız edeceği gerekçesi ile kısıtlı olarak yayınlandığı, buna da saygı duyduklarını belirtti. Star News’ten Aafreen Kidwai, “Batı’nın bu tutumu karşısında şahsen çok şaşırmadım. Çok güzel bir fakir Hindistan imajı çizdiler.” diyerek tepkisini dile getirdi. Aaj Tak’tan Sumit Awasthi, “Burada çifte standart uygulandı. Hindistan ve depremden etkilenen ülkelere 3. dünya muamelesi yaptılar.” dedi. Afet bölgesinde, psikologlar felaketzedelerin ruh sağlığından endişe duymaya başladı. Dünya Sağlık Örgütü Güney Asya sözcüsü Harsaran Pandey, tüm ülkelerden yardım beklediklerini belirterek, “Felaketzedelere psikolojik destek için bir ekip oluşturmaya çalışıyoruz, ancak 10 kişi milyonlara yardım edemez.’’ dedi. Avustralya’nın Queen Elizabeth Hastanesi’nden psikiyatr Sandy McFarlane, Güneydoğu Asya’daki insanların ömür boyu deprem ve tsunami korkusuyla yaşayabileceklerini belirtti. Malezyalı psikiyatr Lim Chee Min de ruh sağlığının, önce birkaç gün süren şok ve dış dünyayla bağlantının kopmasıyla bozulduğunu, ardından sürekli korku ve endişe hissiyle ölüm korkusu duyulabileceğini söyledi. Felaketten bir balıkçı teknesi sayesinde kurtulan Bangladeşli Muhammed Hasan, “Denizin öfkesi ve korku peşimi bırakmıyor, hâlâ dalgaların sesini duyabiliyorum.” sözleriyle bu yorumları doğruluyor. Filler, hem cesetleri taşıdı hem de hayat kurtardı Deprem sonrasında cesetlerin taşınmasına yardım eden filler, felaketin gelişini de önceden haber verdi. Sahilde turistleri filleri ile gezdiren Taylandlı Dang Salagam ve eşi Kulada'nın anlattığına göre 9,0 şiddetindeki depremin meydana geldiği sırada filler boru sesi gibi bir ses çıkarmaya başladılar. "Çok şaşırmıştım, çünkü daha önce fillerin ağladığını hiç görmedim." diyen Dang, sakinleşen fillerin bir saat sonra tekrar telaşlandıklarını ve tepeye doğu koşmaya başladıklarını ifade etti. Dang ve Kulada, bunun üzerine gelmekte olan dev dalgaları fark ederek Alman ve İsveçli turistlerle birlikte kaçmış. Kulada, turistlerin kaçarken fillerin sırtlarına bindiklerini, tsunaminin ise hafif yokuş olan sahilden 1 km içeriye girerek fillerin durduğu yerin yakınına kadar geldiğini söyledi. Khao Lak, Cihan Haber: İsmail Hamdi Köseoğlu, Osman Erol, Halit Ünal Kaynak: Zaman