Deprem davaları düştü
Abone ol17 Ağustos 1999 depremi sebebiyle açılan davalar zamanaşımına uğradı. Dosyalar işlemden kaldırıldı.
Düzce Depremzedeler Dernek Başkanı (DEPDER) Avukat Ayşegül Şenol
Can,deprem davalarının zaman aşımından işlemden kaldırılması
sebebiyle yaptığı açıklamada, "Bu işin mağdurları açısından
baktığımızda,bu işte adaletin yerini bulmadığı sonucu ortaya
çıkıyor" dedi.
17 Ağustos 1999'da yaşanan depremin üzerinden bugün itibarıyla 7.5
yıl geçmesi sebebiyle deprem davaları zaman aşımına uğrayarak
dosyalar işlemden kaldırıldı.Düzce DEPDER Başkanı Avukat Ayşegül
Şenol Can, delillerin toplanması,bilirkişilerin
incelemeleri,yargıtaya gitmesi,sorumlu kişilerin bulunamaması,Türk
Ceza Kanunu'nun değişmesi gibi sebeplerden dolayı sürenin geçtiğini
belirtti.Can, "Deprem davalarından yargılanan mühendis,mimar gibi
binaların teknik sorumluları ve müteahhitler aleyhinde açılan
davalar 7.5 yılın sonuna geldiğimiz için zaman aşımını uğrayarak
dosyalar işlemden kaldırılıyor ve ceza almamış oluyorlar.Davaların
zaman aşımına uğramasının nedenleri o kadar büyük ki çok sayıda
bina yıkıldı,her bina için bölge adliyelerinde dava
açıldı.Düzce,Sakarya,Kocaeli,Yalova hatta İstanbul'da bu çok sayıda
davayı kaldırabilecek mevcut mahkemeler mevcut işlerini görmekle
mükellefler o işlerini gören mahkemelere çok sayıda dava yükü
geldi.Bir kere delillerin toplanması aşaması zaman aldı.Her bir
binadan beton örneği demir örneği alındı yeterli yetersiz bilirkişi
incelemeleri yapıldı. Arkasından ağır ceza mahkemesindeki davalar
süreci başladı.Üstüne üstlük bölge idare mahkemelerinin binaları da
hasar görmüştü.Bu durumdaki adliyelerin bu davaların altından
kalkması zaten çok zordu" dedi.Delillerin yeteri kadar iyi
toplanamadığını ve çok sayıda bilirkişi incelemesinin yapıldığını
belirten Avukat Can, "Bilirkişi incelemeleri yeterli gelmedi tekrar
tekrar bilirkişi incelemeleri yapıldı.Bir kısım davalar bu esnada
suç tarihinin deprem değil binanın yapıldığı tarih esas alınmak
suretiyle zaman aşımı nedeniyle bir kez ortadan kaldırıldı.Bunlar
yargıtaya gitti bozuldu.Yargıtay, suç tarihi deprem tarihidir gibi
bir karar verdi.Bunun üzerine tekrar yargılamaya devam edildi.Türk
Ceza Kanunu değişerek 2005 yılında yürürlüğü girdi. 'Sanığın lehine
maddeler var mıdır' diye yeniden dosyalar incelendi.Bütün bunlar
yargıtaya gidip gelmeler bulunamayan sanıklar,bunların aranması çok
sayıda bilirkişi incelemeleri derken çokta ihtisas isteyen bir
konuydu bu yargılama aşaması açısından böyle 7.5 senelik zaman
kendiliğinden geçti.Burada her halükarda ceza davalarının
bitirilmesi gerekirdi.Bu bitirilmediği zaman kamuoyunda bu işin
mağdurları açısından baktığınızda adaletin yerini bulunmadığı
sonucu ortaya çıkar.Şimdide bu sonuç ortaya çıktı.Mağdurların bu
konudaki yapabileceği şeyler tabii ki var, uluslararası yargı
yollarına müracaat edebilirler" diye konuştu.
Avukat Can, kesinleşmiş ve bitmiş davalara baktığında çok az sayıda
mimar, mühendis veya müteahhit ceza almış gibi gözüktüğünü ve
verilen cezaların kamuoyu vicdanı açısından bakıldığında çok küçük
kaldığını sözlerine ekledi.