DEP'lilerin yemeği sembollerle dolu
Abone olEski DEP'li Leyla Zana ve arkadaşlarında görülen değişim büyükelçilere verilen yemeğe de yansıdı. DEP'lilerin yeni bir başlangıç isteği yemeğin ayrıntılarında gizliydi.
On yıllık mahkumiyetlerinin ardından bir ay önce serbest
bırakılan eski DEP milletvekilleri AB elçileriyle yemekte buluştu.
Mozart'ın Türk Marşı'nın dinlendiği yemekte, Leyla Zana, masa
örtüleri ve çiçeklerin de beyaz olarak seçildiğini, bunun siyasette
yeni bir sayfayı ve arınmış bir siyasi duruşu sembolize ettiğini
kaydetti. Eski DEP Milletvekillerinin AB büyükelçilerine Washington
Restaurant'ta verdikleri yemeğin başlangıç bölümünde basın
mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Zana burada yaptığı
konuşmada AB Büyükelçilere "Türkiye'yi AB'ye alın" çağrısında
bulundu. Konuşmasına "Birarada olmaktan dolayı çok mutluyuz"
diyerek başlayan Zana, büyükelçilere katılımları ve yargılama
boyunca gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti. Zana şunları
söyledi: "On yılı aşkın hapislik yıllarımızdan sonra değişen hayat
ve dünya ile yeniden yüzyüzeyiz. On yıl insan yaşamında elbette çok
önemli bir süre. Ancak demokrasi, barış, özgürlük ve kardeşlik gibi
değerlere bedelsiz de ulaşılamıyor. Yüzyıllarca bir savaş alanı
olan Avrupa tarihi buna en büyük tanıktır. Bu nedenle hapiste geçen
kayıp yılları Türkiye'nin değişim sürecinde ve demokrasinin
gelişiminde küçük bir katkı payı olarak algılıyor, ülkemizin
kazanımında pay sahibi olmaktan onur duyuyoruz." Değişim rüzgarının
başdöndürücü bir hızla estiğini söyleyen Zana, bu hıza ulaşamayan
direnen birey, kurum, yapı ve hatta devletlerin kendilerine rağmen
aşıldığını, değiştirilip dönüştürüldüğünü kaydetti. Zana,
büyükelçilerle yemek sırasında tanışacaklarını, Türkiye'nin
öncelikli sorunları hakkında karşılıklı düşünce alışverişinde
bulunacaklarını ve bölge gezisi sonrasında edinilen gözlemleri
aktaracaklarını söyledi. Değişim için ilk yapılması gerekenin
öncelikle geçmişi unutmak olduğunu anlatan Zana, "Daha sonra da
yaraları da kaşımadan, acılarımızı ortaklaştırarak birlikte ve
kardeşçe yaşama gücüne dönüştürebilmeliyiz. Bu olgunluğa erişip
erişmediğimizi elbette zaman gösterecektir. Bizler ülkemizde
özellikle Kürt sorunundan kaynaklı tüm acıları kendi acımız olarak
algılıyor, yüreğimizin derinliklerinde hissediyoruz. Bir daha
yaşanmaması için elimizden gelen herşeyi yapmaya hazırız. Bu
nedenle, şu an dinlemekte olduğumuz yemek müziğine Mozart'ın Türk
marşıyla başladık. Kemanist Dilşad'ın otantik Kürt ezgileriyle
devam ederek kardeşlik ve birlik, Nicos'un evrensel Akdeniz
esintileriyle de evrensellik mesajı vermek istedik. Masa örtüleri
ve çiçeklerde beyazı seçerek, siyasette yeni bir sayfayı ve arınmış
bir siyasal duruşu sembolize etmek istedik" diye konuştu.
Birey-toplum-devlet ilişkilerinde ve siyasal dilde gerçeklikten,
şeffaflıktan, bilimden ve her koşulda barış, uzlaşı ve diyalogdan
yana olduklarını söyleyen Zana, "Bu nedenle yeni bir dönemi
başlatmak gerektiğine inanıyoruz. Özce herkes kendi konumunda yeni
bir sayfa açmalı ve bunu kollektif bir ruhsal bütünlüğe
dönüştürerek barışçıl süreci egemen kılmalıdır. Bu arzumuzun hayata
geçirilmesinde kuşkusuz tek belirleyen bizler değiliz, olamayız da"
dedi. AB'YE DUYARLILIK ÇAĞRISI Zana, en az kendileri kadar ülkeyi
yönetenlerin, siyasal partilerin, sivil toplum örgütleri ve meslek
kuruluşlarının, iş çevrelerinin yerel kanaat önderlerinin, medyanın
ve bu sürecin tarafı olarak gören birey ve kurumların ve AB
temsilcilerinin de aynı duyarlılıkla konuya yaklaşmalarını umduğunu
ifade etti. Zana, "Aksi takdirde bu arzumuz sadece, bir ütopya
olarak karşımızda durmaya devam edecektir" dedi. Siyaseten tek
başına kalma pahasına dahi olsa çağın, değişimin, yeninin ve
barışın yanında olmaya devam edeceklerini belirten Zana şunları
söyledi: "İşimizin gerçekten zor ama çok zor olduğunu biliyoruz.
Fakat zoru birlikte ve hiçbir çıkara dayanmayan dostane ilişkiler
geliştirerek aşabileceğimize de inanıyoruz. Her türlü düşünce,
öneri ve eleştiriye açık olduğumuzun bilinmesini istiyor ve
dostlarımızın bunu önemseyeceklerine inanıyoruz. Bölge insanı silah
inkar, imha, asimilasyon ve ayrılıkçı düşünceye hangi koşulda
olursa olsun tümden veda edilmesini arzulamaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti'ni sembolize eden tüm değerlere bağlı ve saygılı bir
duruş sergileyerek AB ile ilişkiler bağlamında atılan demokratik
adımlara destek vermektedir. Hükümeti de zaman içinde atılması
gereken demokratikleşme adımlarında cesur ve kararlı olmaya davet
etmektedir." Zana, "Dolayısıyla öncelikle yapılması gereken Kürt
sorununu demokratik zemine çekmek ve bu zeminde barışçıl
yöntemlerle kalıcı olarak çözmektir" dedi. Zana, AB elçilerine
şöyle seslendi: "Ne Türkü Kürtsüz, ne Kürdü Türksüz ne de her iki
halkı Avrupasız düşünebiliriz. Bu yıl sonunda yapılacak AB
Zirvesi'nde Türkiye ile müzakerelerin hemen başlatılmasına yönelik
karar bu değişim ve barış yanlılarını güçlendirecektir."