DEP'liler ile DEHAP ipleri kopardı
Abone olTahliye edilen DEP'liler ile DEHAP arasında soğuk rüzgarlar esiyor. İki grup arasında yaşanan rekabet tahliye sonrası iyice açığa çıktı. İşte bu süreçte gelinen son nokta.
DEP Milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve
Selim Sadak'ın tahliyelerinin ardından DEHAP'ta soğuk rüzgarlar
esmeye başladı. Eleştiri süreci DEHAP ve ÖTP'yi fesih kararı almaya
getirdi. DEP'lilerin tahliyesi, DEHAP'ta sevinçle karşılanırken, bu
olay bazı siyasi kaygıları da beraberinde getirdi. Kamuoyu içinde
son dönemde ağır eleştirilerin hedefinde olan DEHAP'ı DEP'liler de
sert eleştirdi. CEZAEVİNDEN DEHAP'A ZORUNLU ZİYARET DEP-DEHAP
çatışması milletvekilleri henüz cezaevindeyken yaşanmaya başladı.
Cezaevindeyken, partiyi yakından izleyen ve bazı eleştiriler
getiren DEP'liler, tahliyelerinin ardından bu tavrı sürdürdü.
DEP'liler cezaevinden çıktıktan sonra partiye gitme noktasında bazı
çekinceler yaşadı. Ancak, partililerin ısrarları üzerine ilk
ziyaret yapıldı ve burada çok kısa bir basın toplantısı düzenlendi.
DEP'liler, daha sonra yapılan görüşmelerde partiye "mesafeli durma"
yönündeki kararlarını açıkladı. GEÇMİŞ OLSUN KABULÜ Israrlı "geçmiş
olsun" ziyaretlerini kabul etmek için DEP'lilerin tek adresi ise
DEHAP Genel Merkezi oldu. Milletvekilleri bu nedenle zorunlu olarak
tahliyelerinin ikinci ve üçüncü gününde genel merkezde kaldılar.
DİYARBAKIR MİTİNGİNDE BAKIRHAN KRİZİ Bu çatışma DEP'lilerin
yaptıkları bölge gezisine de yansıdı. Özellikle Diyarbakır'a
yapılan miting öncesinde, burada Tuncer Bakırhan'ın konuşma yapıp,
yapmaması tartışmaya neden oldu. DEHAP'LA İPLER KOPARILDI DEP
milletvekilleri, bölge gezisinin hemen ardından DEHAP'la ipleri
kopardı. "Hatır gönülle yürümüyor" diyen DEP'lilerin partiye
yönelik ilk ve büyük tavrı ise Orhan Doğan'ın basın toplantısını
DEHAP Genel Merkezi yerine evinin önünde yapması oldu. İLETİŞİM
KOPTU DEP'liler bu tavrın ardından, hiçbir faaliyetini DEHAP'a
haber vermedi. Beraber hareket etmekten olabildiğince çekindi.
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan başta olmak üzere parti
yöneticilerinin milletvekillerinin faaliyetlerini basından izlemek
zorunda kalması, bu kesim üzerinde de "alınganlık" yarattı.