Denktaş'tan veda manifestosu
Abone olPazar günü Cumhurbaşkanlığı'nı bırakacak olan Denktaş, son mesajlarını verdi. Ak Parti'nin kendisiyle farklı görüşte olduğunu söyleyen Denktaş, ilginç açıklamalar yaptı.
Pazar günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından
görevinden ayrılmaya hazırlanan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,
Milliyet yazarları Fikret Bila, Derya Sazak ve Güngör Uras'ın
sorularını yanıtladı: Türkiye, Kıbrıs davasından vazgeçecek mi?
Erdoğan hükümeti görüşlerinizi desteklemedi. Aksi görüşte
görünüyor. Türk milleti bunu kabul etmiyor. Kıbrıs meselesi de tek
partinin meselesi değil. Eğer ben Türkiye'yi biliyorsam, bunu
söylüyorum. Ama bayrak meselesinde olduğu gibi, bayrak yırtıldıktan
sonra sesinizi yükseltecekseniz, basın olarak, halk olarak, Kıbrıs
gittikten sonra sesinizi yükseltmenin bir faydası yok. Kalıcı barış
istiyoruz Görevden ayrılırken ne bırakıyorsunuz? Bir devlet
bırakıyorum. Eğer bu devletin kıymetini bilmezse, kimse
bağımsızlıktan vazgeçtiği takdirde azınlık olacağını görmüyorsa ve
Rum'un Kıbrıs'ı Türk'ten arındırma siyasetinden zerre kadar
vazgeçmediğinin farkında değilse, olacak bir şey yok. Ama bunların
farkında olanların direnişi olacak, bu memlekette bizi yeniden
savaşa götüreceklerdir. Kalıcı barış istediğimiz için, Rum'un
yırtıp atamayacağı bir anlaşma istiyoruz. Bu anlamda Talat'a
güveniyor musunuz? Halkın ümit havası içinde kendisine güvenmesi
önemli. Talat, "Barış yapacağım, devlet tanınacak, yüceltilecek"
diyor. Hangi devlet bunu demiyor. Çünkü, bir de Annan Planı'nda
Kıbrıs Türk Devleti var. Vilayetin adını Kıbrıs Türk Devleti
koydular. Egemen değil. Denktaş neyi simgeliyor? Talat, ısrarla
"Beni statükocu sayıyorlar, ancak ben seçilirsem bu statükonun
ruhunu bile bu topraklarda yaşatmayacağım" dedi. Bu statüko nedir?
Bunu Denktaş olarak kullandılar. Denktaş neyi simgeliyor?
Türkiye'yi, Türk askerini, Türk garantörlüğünü, Türkiye'siz olmazı,
Rumlara güvenilmeyeceğini, barışın temelini, ayrı egemenliği. Ama
onların indinde statüko hem budur, hem de bunca senelik kötü idare,
partizanlık bilmem ne dedikleri her şey. Bütün bunlar değişecek
diyorlar. Şimdi statükocu dedikleri insanlar, devletim, Türkiyem
diyenler. Sizin bir kırgınlığınız var mı? Kırgınlığım yok. Ben
TBMM'deki Kıbrıs kararı değişinceye kadar ne kırılırım, ne
yorulurum. Oradaki karar iki devlet, iki egemen halk esası üzerinde
bir karardır. Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını koruyacağı
bir karardır. Değiştirsinler bunu, o zaman ben kırılacak mıyım,
bozulacak mıyım anlarsınız. Tanıma, niyet meselesidir Ankara
Anlaşması'nın imzalanması (Rum tarafını) tanınma anlamına geliyor
mu? Tanıma niyet meselesidir. Rum'la yapılacak anlaşma değil, AB
ile yapılacak bir anlaşma. Rum bunun içerisinde bulunuyor. Ama
Türkiye de diyor ki, Kıbrıs'ta birleşik bir yeni hayat oluşuncaya
kadar ben seni meşru Kıbrıs hükümeti olarak tanımayacağım. KKTC'yi
tanımaya devam edeceğim. Bütün mesele niyet ve bu niyeti söyleyenin
ne kadar dayanacağı. Bu bize Türk milletinin şeref senedidir.
kaynak: milliyet