Denktaş'ın gözüne uyku girmiyor
Abone olKıbrıs'ta kasırgalı yıllarda bile uykusunu kaybetmediğini belirten KKTC ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş endişeli.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 1. Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Kıbrıs konusunda basının yansıtmadığı gerçekleri halka
anlatmak için Anadolu'yu gezdiğini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti
uluslararası antlaşmalarla Kıbrıs üzerindeki hakkını artık
aramalıdır" dedi. Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere dün Aydın'a
gelen KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, bugün Aydın Adnan
Menderes Üniversitesi (ADÜ) Kapalı Spor Salonu'nda 'Türk-Yunan
İlişkileri ve Kıbrıs" konulu bir konferans verdi. Konferansa Aydın
Vali Vekili Nurdoğan Kaya, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gürel,
Aydın Ticaret Odası Başkanı Mustafa Baştuğ, siyasi partilerin il
temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve binlerce vatandaş katıldı.
Konferans sırasında konuşması sık sık alkış ve sloganlarla kesilen
Rauf Denktaş, "Anadolu'nun her yerinde burada gördüğüm coşkuyu
görüyorum. Bu coşku benim için değil, her koşulda ve AB yolunda
Türkiye'nin önüne sürülen Kıbrıs içindir. Avrupa Birliği
Türkiye'nin hakkıdır. Fakat AB, Türkiye'nin önüne şapka koymuştur.
Basın birçok gerçeği yansıtmıyor, pembe bir tablo çiziyor. Bende
basının yansıtmadığı gerçekleri halka anlatmak için Anadolu'yu
geziyorum" dedi. Kıbrıs sorununun 1878 yıllarına dayandığını ifade
eden Denktaş, "Sorun 1878 yılında Kıbrıs Müftüsü'nün Rum papazına
karşı gelmesiyle başlamıştır. O günlerde Kıbrıs'ın yönetilmesinde
ve ticaretinde üstünlük Türkler'in elindeydi. Bugün ise bu durum
tam tersine döndü. Bu aşamada Kıbrıs Rum olabilir mi? Olabilir,
fakat Türkiye güçlüdür, Kıbrıs'ın Rumlar'ın eline bırakılmasına
izin veremez. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası antlaşmalarla Kıbrıs
üzerindeki hakkını artık aramalıdır. Türk hükümeti artık çıkıp
Kıbrıs'ın kendilerinin milli bir davası olduğunu söylemelidir" diye
konuştu. Yaklaşık 2 saat süren konferansta zaman zaman duygusal
anlar yaşayan Rauf Denktaş, "AB süreci içerisinde eğer Rum'u AB'nin
istediği şekilde tanırsak, Türkiye limanlarını açarsa artık KKTC
sözde kalacaktır. Bu durumda bizim oradan silinip süpürülmemiz kısa
bir zaman meselesidir. Bu tehlike içerisinde yaşıyoruz. En korkunç
günlerde ben uykumu kaybetmedim, ama şimdi uyuyamıyorum. Rahat
değilim. Gözümün önünde dedemin bana anlattığı hikaye var. 6
yaşlarında çocukken dedem bana Osmanlı'nın adadan çıktığı günü,
gönderden Türk bayrağının indirilip İngiliz bayrağının çekildiği
günü anlatırdı. Ve 'Biz bahtsız bir nesiliz. Gittiler ama yine
gelecekler. Ben görmeyeceğim ama sen göreceksin' derdi. Allah hiç
kimseyi bayrağının gönderden indirilip, yabancı bir bayrağın
çekildiğini gördüğü günlere yetiştirmesin. Canını alsın daha iyi.
Kıbrıs Türkü'nün adadan çıkması için, KKTC'nin tanınmaması için
Türkiye'nin AB yoluna girmesi lazım. Türkiye AB yolunda belki 15-20
yerine 16-21 yıl yürümek mecburiyetinde kalabilir. Ama Türkiye var
olduğunu, ayakta olduğunu ve her şeye boyun eğmeyeceğini
göstermelidir. Kıbrıs meselesi bu konuda en büyük milli imtihandır.
Türkiye güçlüdür. Kimse Türkiye'yi adadan çıkaramaz. Yeter ki sayın
Cumhurbaşkanı Sezer'in bütün dünyaya duyurduğu formülü, Türk
hükümeti de KKTC'de meclisleriyle dimdik ayağa kalkarak duyursun.
Barış istiyoruz, kalıcı barış istiyoruz. Bunun temeli iki halk, iki
devlettir. Türkiye'nin uluslararası arenada bunu istemeye hakkı
vardır. Artık bunu söylemenin zamanı gelmiştir" şeklinde
konuştu.