Denktaş:Boş havuza atlatıyorlar
Abone olDenktaş şu ilginç benzetmeyi yaptı: Bize yükseklerden bomboş bir havuz gösterilerek (haydi atlayın) deniyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "(Altımızdan devletimiz,
halkımızdan eşitliği, egemenliği alınıyor mu? Kayıp mı edeceğiz?)
diye korkuyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş, 28 kuruluşun
birleşmesiyle oluşturulan ve geçtiğimiz günlerde Türkiye'de çeşitli
ziyaretler yapan Ulusal Dayanışma Konseyi heyetini kabul etti.
Denktaş, heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, büyük bir imtihan
verileceğini ifade ederek şöyle konuştu: "(Altımızdan devletimiz,
halkımızdan eşitliği, egemenliği alınıyor mu? Kayıp mı edeceğiz?)
diye korkuyoruz. Bugünkü durumumuz 21 Aralık 1963'den sonra
başlayan o korkunç günlerin durumundan çok daha korkunç ve
tehlikeli değildir. (Halk herhalde neyi ne için müdafaa etmekte
olduğunu bilirse, nelerin alınması gerektiğini görürse bunları
veremeyeceği kararını kendisi verecektir) diye düşünüyoruz. Büyük
bir fikir karmaşası var. (AB kurtuluş, AB dünyaya açılış) diye.
Bedelini sormak lazım. Bize verilecek her şeyin bedeli var. Bu
bedel eğer hürriyetin, devletin ve senin geleceğinse tabiatıyla (bu
verilmez) diyeceksiniz. Buna göre hareket edeceksiniz. Halk adına
karar verme yetkim elimden alındı. Niçin alındı? Çünkü bütün dünya
bize ve Türkiye'ye (Annan Planı'nın öngördüğü referanduma kadar
yürümek mecburiyetindesiniz) demiştir. Türkiye bunu kabul ettiği
için, biz bu yolu yürümek zorunda bırakıldık. Çünkü Türkiyesiz ne
geride kalabiliriz, ne de Türkiye'nin önüne geçebiliriz. Türkiye
(Annan Planı görüşülebilir) deyince bizim bu planı görüşüp
düzeltmeye çalışmak görevimiz oldu. Düzeltmeye çalışıyoruz.
Düzeltemezsek ne olur? Bunun cevabını ben verecek değilim. (Halkım
bunu kabul etmez) diyecek değilim. Çünkü halka sorulacaktır.
Cevabını halk verecek. Bazı insanlar, özellikle Türkiye'den gelen
vatandaşlar kandırılmakta. Onlara referandumda (evet) demeleri
halinde, AB pasaportu alacakları ve ceplerine para konularak
Anadolu'ya gönderilecekleri söylenmekte. Yalan söyleniyor. Bu
insanları kandırmamak lazım. Bu bir cürüm ve cinayet. İnsanlığa
sığmaz. Ne olacağını herkesin doğru şekilde halka anlatması
gerekir. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz ama gördüğünüz gibi yayın
organlarının çoğu başka makamlar çalıyor. Başka sözler söylüyor.
Ümit ederim ki bu birkaç günde manzara meydana çıkacaktır. Bunu
bütün çıplaklığıyla halka söylemek görevimiz. Bize yükseklerden
bomboş bir havuz gösterilerek (haydi atlayın) deniyor. Ancak,
(içinde su yok) dediğimizde, (olur mu canım su var sen atla)
deniyor. Eğer su var mı yok mu diye bakmaz da atlarsanız, alkış
tutarlar, (atla da çok iyi olacak) dediler diye atlarsan, boynunu
kırarsın. Havuzu doldurmak için uğraşıyoruz. Türkiye ve Yunanistan
da elini koyacak. Olmadı; Annan diyecek ki (benim bu havuzum çok
güzeldir hadi bakalım buyurun). O zaman hesabı vereceğiz."