Denktaş: Yalan üzerine barış olmaz
Abone olRum yönetimi lideri Papadopulos'un Portekiz Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde yalan söylediğini belirten, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, buna tepki gösterdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumların, Türkiye'nin Kıbrıs
üzerindeki haklarını yok etme siyasetini güttüğünü ve bu nedenle
müzakere yoluyla yeni bir ortaklık kurma ihtiyacında olmadığını
ifade ederek, ''Yalan üzerine barış olmaz'' açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, Rum yönetimi
lideri Tasos Papadopulos'un Portekiz ziyaretinde, Portekiz
Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde yalan söylediğini belirterek, buna
tepki gösterdi. Papadopulos'un Portekiz Cumhurbaşkanı'na, ''Kıbrıs
meselesinin kökünde, 1974'e kadar bir arada yaşayan iki toplumun
Türk askeri müdahalesiyle bölünmesi bulunmaktadır. Bunun sonucunda
ada halkının yarısına yakını yerlerinden edilmiştir'' dediğini
kaydeden Denktaş, ''Yalan üzerine barış, uzlaşma bina edilemez. Bir
halkı ve Elenizmi temsil ettiğini söyleyen Papadopulos'un bu yalanı
söylerken yüzü kızarmadı mı?'' ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı
Denktaş, açıklamasında şunları kaydetti: ''Rum tarafında, iki
halkın dostluğunu isteyen bir yazar, bir gazeteci varsa
Papadopulos'a Akritas Planı'nın yapımcısı olduğunu hatırlatıp,
1963'ten 1974'e kadar Türklere yapılan zulmü, 103 köy halkının
göçmen oluşunu, bu köylerin talan edildiğini, Türklerin anayasal
hakları gasp edilerek, onlara Rum cumhuriyetine dönüştürülmek
istenen bir ülkede azınlık hakkı önerildiğini, 1974 Barış Harekatı
yapılmamış olsaydı Kıbrıs'ta Rum'a, zulme, kanunsuzluğa boyun
eğmeyen tek bir Türkün kalmamış olacağını, dolayısıyla, 'ada halkı
1974'e kadar bir arada yaşamaktaydı, ada halkını Türk askeri böldü'
sözünün utanılacak bir yalan olduğunu hatırlatmayacak mı?'' ADA
RUMLARIN ENOSİS PLANI İÇİN BÖLÜNDÜ Ada'nın 1963'te Rum liderliğinin
Enosis için planladığı saldırı ile bölündüğünün altını çizen
Cumhurbaşkanı Denktaş, şöyle devam etti: ''Rum ortak Türk ortağı
yok etmek ve Kıbrıs'a sahip çıkmak için saldırıya geçmiştir. Bu
nedenle 1964 Mart ayından itibaren Ada'ya BM askeri gelerek, iki
halkın arasında konuşlanarak, katliamı önlemeye çalışmıştır.
Portekiz Cumhurbaşkanı Papadopulos'a, '1974'e kadar Ada'da bir
arada, barış içinde yaşamaktaydınız, BM Barış Gücü'nün 1964'ten
itibaren Kıbrıs'ta işi neydi?' sorusunu sorarak, Papadopulos'un
yalanını yüzüne vurabilirdi. Herhalde nezaket göstermiş ve bunu
yapmamıştır.'' Papadopulos'un söylediği diğer bir yalanla tehdit de
savurduğunu ve ''Kıbrıs'ın yeni bir Kosova olması arzu edilmiyorsa
ABD ve AB, Türkiye'ye Annan planını yeniden gözden geçirmesi için
baskı yapmalıdır'' dediğini kaydeden Denktaş, Papadopulos'un, Türk
tarafına doğrudan yardım yapılmasına, gümrüklerin açılmasına, Ercan
Havaalanı'na uluslararası uçuşların yapılmasına karşı çıktığını
belirtti. TÜRKİYE'NİN RUMLARI TANIMASI Papadopulos'un, ''Yıl
sonunda AB'nin Türkiye'ye tarih vermesi biz Rumların çıkarınadır.
Tek şartımız Türkiye'nin bizi tanımasıdır. Aksi halde bizi
tanımayan bir ülkenin adaylığını onaylayamayız'' diyerek, AB'ye
üyelik müracaatının nedenini açıkladığına işaret eden Denktaş,
şöyle devam etti: ''1963'ten bu yana silahla, ambargoyla Kıbrıs'ın
tümüne sahip çıkıp Türkiye tarafından da tanınmayı elde edemeyen
Rum liderliği sahte bir unvan altında 1960 anlaşmalarını
çiğneyerek, yapmış olduğu üyelik müracaatını bu maksatla
kullanarak, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını yok etme
siyasetini güdüyor. Bu nedenle de Kıbrıs Rum liderliği müzakere
yolu ile yeni bir ortaklık kurma ihtiyacında değildir. AB üyeliği
müzakere yolunu tamamen tıkamış olacaktır mesajlarını yıllardır
verdik. Dinleyen, dikkate alan pek olmadı. Rum'un bu oyunlarının
bizi cidden yeni bir Kosova'ya götürüp götürmeyeceğini hep birlikte
göreceğiz. İki halka, iki eşit egemenliğe dayanmayan, yapay
anlaşmaların bizi nerelere götüreceğini de birlikte yaşayacağız.
Kıbrıs Türk tarafının 'evet' oyunu, 'Kıbrıs Türkleri egemenlikten,
iki devletli bir ortaklıktan vazgeçmiştir' şeklinde yorumlayanların
karşısına yumruk gibi çıkıp aldandıklarını haykırmamanın cezasını
da birlikte çekeceğiz.''