Denktaş TMT'yi anlattı
Abone olRauf Denktaş, gazeteci Nezire Gürkan'ın, ''Zirvedeki Yalnızlık Kulesi'' isimli kitabında, Rum saldırılarına karşı direniş örgütü olarak kurulan TMT'yi anlattı.
KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türk Mukavemet
Teşkilatı'nın (TMT) lideri veya sorumlusu addedildiği için her
şeyden kendisinin sorumlu tutulduğunu belirterek, ''TMT ne yapmışsa
veya yapmamışsa Denktaş'tan bilindi uzun süre'' dedi. Denktaş, TMT
ile ilgili anılarını anlatırken, ''Yeraltı teşkilatına girdin mi,
kullanılmayı kabul edersin demektir. Hem sen kullanacaksın, hem
seni kullanacaklar. Başka yolu yok. Bir şey yapamazsın'' dedi.
TMT'nin, ilk bildirisinin yayımlandığı Kasım 1957'den yaklaşık 8
aylık geçiş sürecinin ardından, Yarbay Rıza Vuruşkan'ın Ağustos
1958'de, 'Ali Çonan'' adıyla ve ''İş Bankası müfettişi'' göreviyle
adaya gelmesiyle faaliyete geçtiğini anlatan Denktaş, Vuruşkan'ın
teşkilat içindeki kod adının ''Bozkurt'', kendisinin kod adının da
''Toros'' olduğunu söyledi. Dr. Fazıl Küçük'ün kod adının ise
''Ağrı'' olduğunu belirten Denktaş, Dr. Küçük'ün kod ismiyle ilgili
olarak bazen, ''Karın ağrısı mı?'' diye espri yaptığını, kendisinin
de ''Hayır, en yüksek'' diye karşılık verdiğini anlattı. Denktaş
ile Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılmasının ardından yapılan ve ilk kez
kitapta yayımlanan bu röportajda, Denktaş, TMT'nin kuruluşundan Dr.
Fazıl Küçük'ün haberi olmadığını ve TMT'den önce faaliyette olan
''Volkan'' teşkilatının İngilizler tarafından kurdurulduğundan
şüphe ettiğini söyledi. Denktaş, Rum avukatların davayı kabul
etmediği 2 EOKA'cının savunmasını üstlendiğini de anlattı. Rauf
Denktaş, Emekli Albay İsmail Tansu'nun TMT ile ilgili kitabına
ilişkin görüşlerini de açıkladı. Denktaş, TMT'nin nasıl ve neden
kurulduğunu ''Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu'' isimli kitapta anlatan
Tansu'yu, ''Kıbrıslı Türklerin direniş mücadelesini Türkiye'nin
direnişi haline getirdi'' diyerek eleştirdi. Genelkurmay Başkanlığı
Özel Harp Dairesi'nden emekli Albay İsmail Tansu'nun kitabının,
TMT'nin gerçek tarihi olmadığını belirten Denktaş, ''Gölgede kalmış
emekli bir askerin bu psikolojiyle yazdığı bir kitap. Türkiye
Genelkurmayı'nın onayıyla yazılmış resmi bir kitap olduğunu
sanmıyorum'' dedi. -VOLKAN'DAN TMT'YE- Denktaş, Volkan teşkilatı
varken TMT'nin neden kurulduğunu, ''Saldırı altındayız, direniş
gerekir, ama siyasetimizde bağlantılı bir gidişat yok. Esaslı bir
şeyler yapılması gerekir, ama siyasi olarak belirlenmiş bir tutum
yok'' sözleriyle aktardı. ''Volkan'ın nümayişler yapıp, bağırıp
çağırmadan öte bir şey yapmadığını'' kaydeden Denktaş, TMT fikrinin
böyle bir ortamda doğduğunu belirtti. Denktaş, TMT'nin ilk önce,
kendisi, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi arasında
konuşulduğunu anlattı. Örgütün Türkiye'den yardım almadan ve Dr.
Küçük'e haber verilmeden kurulmasına kendisinin karşı çıktığını
anlatan Denktaş, aracılık üstlenmesine karşın Dr. Küçük'ün ancak
ilk bildirinin ardından TMT'nin kuruluşundan haberdar olduğunu
söyledi. TMT liderliğinin 1963'ten sonra Dr. Fazıl Küçük'ü çok
yıprattığını, adada ve Türkiye'de ''Dr. Küçükçüler'' ve
''Denktaşçılar'' diye bazı hareketler başlatıldığını, ''Birlik
beraberlik isteriz'' diye yazılar yazarak bunlara karşı çıktığını
anlatan Denktaş, Dr. Küçük'ün şimdi müze olan evinin o dönemde
işgal edilerek eve büyük zarar verildiğini söyledi. Bu olayların
1963 Aralık ayında yaşandığına dikkati çeken Denktaş, TMT
liderliğinin Dr. Küçük'e karşı bu tavırlarının nedenlerini,
''Doktor, TMT'nin sert çıkışlarını, emir vermesini kabul
etmiyordu'' sözleriyle anlattı. Denktaş, o dönemde, aracı olarak
Baf'tan Lefkoşa'ya getirttiği 3-4 kişiden bazılarının, kendisi yurt
dışındayken ''casusluk yaptıkları'' şüphesiyle TMT liderliğince
öldürüldüğünü belirterek, ''Denktaş bizi mahsus getirtti, ondan
sonra vurdurttu'' diyecekler diye ''deliye döndüğünü'' söyledi.
''Yani Denktaş da mı kullanıldı?'' sorusuna Denktaş, şu karşılığı
veriyor: ''Yeraltı teşkilatına girdin mi, kullanılmayı kabul
edersin demektir. Hem sen kullanacaksın, hem seni kullanacaklar.
Başka yolu yok. Bir şey yapamazsın. Oldubitti. Bunu o günlerde ne
ifşa edebilirsin, ne bir şey yapabilirsin. Zaten ne söylesen kim
inanacak.'' ''TMT'nin Türklere karşı kurulduğunu'' söyleyenlere,
''Ya bir şey bilmiyorlar, ya istismar ediyorlar'' diyen Denktaş,
özellikle Rum tarafında son zamanlarda yazılan bazı yazıların ve
kitapların gerçekleri ortaya koyduğu görüşünü dile getirdi. Rauf
Denktaş, Türkiye'de 27 Mayıs 1960 ihtilalinin ardından TMT
liderliğinin değiştirildiğini, Rıza Vuruşkan'ın yerine gelen Yarbay
Mustafa Kaya Dağlı'nın kısa süreli görevinde ''büyük harabiyet
verdiğini'' kaydetti. Denktaş, TMT'nin yeni liderinin kendisini Dr.
Küçük aleyhine konuşturmaya çalıştığını, Dr. Nalbantoğlu için ölüm
emri çıkarttığını anlattı. Denktaş'ın, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nin
kuruluşuyla birlikte Kıbrıs'a Büyükelçi olarak gönderilen Emin
Dırvana ile de yıldızları hiç barışmamış. Denktaş, bu konuda
şunları söyledi: ''İhtilal hükümeti problem istemiyormuş ve
gelirken 'Denktaş ile ekibine dikkat et, çünkü taksimden
vazgeçmediler' diye talimatla gelmiş. Kendisine, gelirken 'Bunları
gözaltında tut, liderliğe dikkat' demişler.'' -TMT YEMİNİ HALA
GEÇERLİ Mİ?- Denktaş, TMT yeminin hala geçerli olup olmadığının
kişiye bağlı olduğunu ifade ederek ''Söyleyemezsin... Yani öyle
şeyler yapıldı ki, anlatamazsın. Bazı olaylar oldu, her yeraltı
örgütünde olduğu gibi olaylar oldu, ama sanki TMT bundan başka iş
yapmadı noktasına getirmek isteyenler var. Onun için işin bu
taraflarını söyleyemezsin'' dedi. ''Hiçbir yeraltı teşkilatının
hikayesi tertemiz yazılmış değildir, yazılamaz'' diyen Denktaş, ''O
günlere baktığınızda rahat mısınız, geceleri rahat uyuyor
musunuz?'' sorusuna da şu sözlerle yanıt verdi: ''TMT'nin lideri
veya sorumlusu addedildiğim için birçok olay benim kapımın önüne
yığıldı. TMT ne yapmışsa veya yapmamışsa Denktaş'tan bilindi uzun
süre. Her şey benim kapıma yığıldı ve o günden bugüne
temizleyemedim. Hala yazılanlara, röportajlara bak, beni işaret
ediyorlar. Ama yavaş yavaş aklanıyoruz, Rumlar da yazıyor, Türkler
de. Benim içim rahattır, vicdanen çok rahatım.''